|
EVLİYÂ
HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Sultan
Veled
hazretleri, Konya'da yetişen velîlerin büyüklerinden olup, Mevlânâ Celâleddîn
Muhammed Rûmî (rahmetullahi teâlâ aleyh) hazretleri'nin ortanca oğludur. H.623
de Karaman'da dünyâya geldi.
Mevlânâ
Celâleddîn Muhammed Rûmî hazretlerinin, bu oğluna şefkati ve merhameti çok fazla
idi. Geceleri teheccüd namazına kalktıklarında, çocuk olan Sultan Veled ağladığı
zaman, annesini uyandırmaz, oğlunu kucağına alırdı. Çocuk, hikmet-i ilâhî kucağa
alınır alınmaz ağlamayı keser, teskin olurdu. Sultan Veled, çocukluk yıllarında
bile babasını çok sever, onun yanında kalmayı annesine tercih ederdi. Mevlânâ da
onu çok sever ve dîn-i İslâma hizmet eden büyük âlimlerden olması için çok duâ
ederdi.
Mevlânâ,
bir gün oğullarından Sultan Veled'i sağ tarafına, Alâeddîn Muhammed'i sol
tarafına almış oturuyordu. Bu sırada yeşil elbiseli nûr yüzlü iki kişi gelip,
selâm verdiler. Mevlânâ'dan izin alarak, Sultan Veled'i alıp götürdüler. Bir
saatten sonra, tekrar gelip Sultan Veled'i teslim ettiler ve; "Yâ hazreti
Mevlânâ! Bu güzel yavrunuz, neslinizi devâm ettirecektir. Dünyâda pekçok
kimselerin hidâyete gelmesine, doğru yola kavuşmasına sebeb olacak, dîn-i İslâma
uzun yıllar hizmet edecektir." deyip, ayrıldılar.
Mevlânâ,
Sultan Veled'e küçük yaşından îtibâren ilim öğretmeye başladı. Onu zâhirî ve
bâtınî ilimlerde yetiştirdi. Tasavvuf yolunda mârifet, Allahü teâlânın zâtı ve
sıfatlarına âit bilgiler sâhibi eyledi. Sultan Veled gençliğinde, her ilimde pek
yüksek derecelere kavuştu. Bununla ilgili olarak Mevlânâ, oğluna buyurdu ki: "Ey
oğlum Sultan Veled! Benim dünyâya gelmemin sebebi, senin dünyâya gelmen içindir.
Kalbim mârifetler, Allahü teâlânın zâtı ve sıfatlarıyla ilgili bilgilerle
doludur. Bu bilgilerin cümlesini sana öğretmekle vazifeliyim." Bir defâ da;
"Oğlum Sultan Veled, çok tâlihli ve bahtiyâr biridir. Ömrünün, hep rahat ve
huzûr içinde geçeceğini ümîd ediyorum." buyurdu.
|
|