CŻLD       ALFABE       KONU       KABR-Ż ŽERŻFLER

ALFABE - CŻLD                      1.   2.   3.   4.   5.   6.
     
 

EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER

Molla Fenārī (rahmetullahi teālā aleyh) hazretleri, Osmanlı Devletinin ilk şeyhülislāmı ve büyük velī. İsmi Muhammed olup, babasınınki Hamza'dır. Nisbeleri Rūmī ve Fenārī, lakabı Şemsüddīn'dir. H.751 de Fener köyünde doğdu. Bu köyde doğması veya babasının fenercilik sanatıyla meşgūliyetinden dolayı "Fenārī" nisbetiyle meşhur oldu.

Babası Muhammed Hamza, zamānının büyük velīlerindendi. Molla Fenārī küēük yaşta babasından tasavvuf yolunu öğrenmeye başladı. Mevlānā Alāüddīn Esved, Şeyh Cemāleddīn Aksarāyī, Şeyh Hamīdüddīn-i Kayserī'den ve zamānında bulunan diğer birēok büyük ālimden ders okudu. İlim tahsīli iēin Mısır'a gidip, orada bulunan meşhūr Hanefī fıkıh ālimi Kemāleddīn-i Bābertī'den ilim öğrendi. Molla Fenārī İskender Tārihi'ni nazm eden meşhur şāir Ahmedī ve tıpta Şifā kitabının sāhibi tabīb Hacı Paşa ile birlikte, Mısır'da Ekmeleddīn-i Bābertī'nin huzūrunda ders arkadaşı idiler. Bir gün bir velīyi ziyārete gitmişlerdi. Bu zāt, onlara bakıp, Mevlānā Ahmedī'ye; "Sen, vaktini şiirde harcarsın." Hacı Paşaya; "Sen ömrünü tıpta harcarsın.", Molla Fenārī'ye ise; "Sen de, din ve dünyā reisliğini, ilim ve takvāyı birlikte bulundurursun." buyurdu. Gerēekten de, bu zātın buyurduğu gibi oldu. Din ilimleri yanında fizik, matematik ve astronomi de öğrenen Molla Fenārī, tasavvufta yüksek derecelere kavuştu. İlim tahsīlini tamamladıktan sonra Anadolu'ya dönerek Bursa'ya yerleşti ve talebe yetiştirmeye başladı.

Molla Fenārī, bir ara Bursa'daki hizmetlerini bırakıp Konya'ya gitmişti. Karaman Beyi ona ēok iltifat ve ihsānlarda bulundu. Ders okutması iēin ricāda bulundu. Orada da ders verip talebe yetiştirdi. Burada, Yākub-i Asfār ve Yākūb-i Esved gibi zātlar ondan istifāde edip, ilimde yüksek dereceye ulaştılar. Molla Fenārī, bu iki talebesiyle dāimā iftihār ederdi. Karaman Beyinin kızı Gül Hātun ile evlenerek, iki oğlu, iki kızı oldu. Sonra  Osmanlı Sultānının dāveti üzerine tekrar Bursa'ya geldi. Eski hizmetlerine devām etti. İki oğlu da, kendisi gibi ālim olarak yetişti. Onlar da Bursa'da kādılık yapmışlardır.

H.828 de Sultan İkinci Murād Hān, onu ilk şeyhülislām olarak tāyin etti. Bu vazifeyi, adālet ve hak üzere altı sene yaptı. Devletin mühim işlerinde, sultanlar ve devlet adamları kendisiyle istişāre ederek, ilminden ve isābetli görüşlerinden istifāde etmişlerdi. Ders okutması yanında, fetvā işlerini ve Bursa kadılığını da yürüten Molla Fenārī, bir mahkeme esnāsında, sultan Yıldırım Bāyezīd Hānın şāhidliğini dahī kabūl etmemiştir. Şöyle ki: Mahkemede dāvā konusu olan bir hādisenin şāhidi olarak pādişāhın da dinlenmesi īcābetmişti. Kādı Molla Fenārī, huzūrunda duruşmaya ēıkan Pādişāhın şehādetini, İslāmiyetin aradığı şāhidlik şartlarından biri kendisinde bulunmadığı iēin red etmişti. O da, namazlarda Pādişāhın cemāatte görülmemesiydi. Çünkü dīnimizde, cemāat ile namaz kılmayı terk edenin mahkemedeki şāhidliği makbūl değildir. Bunun üzerine Yıldırım Bāyezīd Han hemen oturduğu sarayın yanına bir cāmi inşā ettirerek, beş vakit namazı, cemāati hiē terk etmeden kılmağa başladı.

Bursa'da müderrislik ve kādılık yapan Molla Fenārī kazzazlık (ipekēilik) yaparak da nafakasını temin etmeye ēalıştı ve kazandığı paralar ile ēok hayrāt ve hasenātta bulundu. Kale'de, Manastır mahallesinde ve Debbāglar semtinde olan mescidler ile, Pınarbaşı'ndaki Dār-ül-hadīs, onun yaptırdığı eserlerdendir. Kudüs'te de bir medreseyi satın alıp, masraflarını, Anadolu'da yaptığı vakıfların gelirinden karşılamıştır. Vefātında, ēok para ve on binden ēok kitap bıraktı.