|
EVLİYÂ HAYÂTINDAN SAHÎFELER
Tîcâniyye tarîkatının
(yolunun) kurucusu olan Seyyid Ahmed-i Ticânî (rahmetullahi teâlâ aleyh)
İnsanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını anlattı. Bir çok yerleri
dolaştıktan sonra, Sem'un köyünde yerleşti. Burada halvete girerek insanlardan
uzak durdu ve kimse ile görüşmedi. Devamlı zikir ve ibâdetle meşgul oldu. Mânevî
perdeler kalkıp, yüksek derecelere kavuştu. Mübârek ceddi (dedesi) Resûlullah'ı
sallallahü aleyhi ve sellem uyanık iken, baş gözü ile gördü. Peygamber efendimiz
ona görünüp çeşitli zikirler öğretti. Sonunda Resûlullah ona; "İnsanları irşâd
et. Onlardan uzak durma. Bu sûretle vâdolunduğun yüksek mertebeye ulaşırsın."
buyurdu. Resûlullah efendimizin izni ve emri olduğu için insanları irşâd ve
terbiyeye başladı. Tasavvufun esâsını teşkil eden tövbe (günahlardan pişmanlık),
zühd, (dünyâya rağbet etmeme), sabr, şükr, havf (Allahü teâlânın azabından
korkma), recâ, (Allahü teâlâdan rahmetini ümit etme), tevekkül (Allahü teâlâya
güvenme), rızâ (Allahü teâlâdan gelen her şeyden hoşnûd olma), muhabbet (Allahü
teâlâyı sevme ve her an Allahü teâlâyı hatırlayıp, O'ndan başkasını unutup
gönlünden çıkarma) demek olan fenâfillah mertebelerine kavuştu.
Ahmet Ticânî hazretleri beyaz
tenli nûrânî yüzlü, gür sesli, susması çok, tebessümü hoş, sözü, sohbeti tatlı,
heybet, vakar, hayâ, firâset ve kerâmet sâhibiydi. Allahü teâlânın izni ile kısa
zamanda uzak mesâfelere giderdi. Gizli şeyler kendisine mâlum olurdu.
|
|