CŻLD       ALFABE       KONU       KABR-Ż ŽERŻFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

TEBÂSÎ

Evliyānın büyüklerinden. İsmi, Ahmed bin Muhammed Magribī, künyesi Ebü'l-Abbās'dır. Tebāsī diye meşhūrdur. Debāsī de denir. Mālikī mezhebinde idi. Doğum tārihi belli değildir. 1523 (H.930) senesinde, Tūnus beldelerinden Neferāt'da, yüz yaşını geēmiş olduğu hālde vefāt etti.

Ahmed Tebāsī, büyük ālim ve veliyyi kāmil Ahmed bin Mahlūf Şābī'nin sohbetinde yetişti. Şābī, kerāmetler ve hārikalar sāhibi idi.Ebü'l-Feth Hindī adındaki büyük bir zāt, Ebū Midyen hazretlerini ziyāret iēin yola ēıktı. Yolda ona, ağaēların yapraklarında; "Lā ilāhe illallah Muhammedün Resūlullah Şābī veliyyullah" yazılı olduğu gösterildi ve o da Ebū Midyen hazretlerinin yanına gitmekten vazgeēti. Şābī ile görüştü. Ebü'l-Feth Hindī, onun yanında mānevī derecelere kavuştu. Tebāsī de, büyük velī Şābī'nin hizmet ve sohbetinde bulunması sebebiyle, üstün hāllere ve derecelere kavuştu. Allahü teālānın zātı ve sıfatları hakkında mārifet sāhibi büyüklerden oldu.

Muhammed bin Hamevī, Tuhfet-ül-Habīb adlı eserinde dedi ki: "Memleketindeki ālimler, ēözemediği meseleleri yazıp, Tebāsī hazretlerine gönderirlerdi. O da, aēık ve en güzel şekilde cevaplandırırdı."

Tebāsī'nin vefātında, sağ yanağında nūrānī bir kalemle; "Rahimehullah" (Allahü teālā rahmet etsin), sol yanağında da "Celāl" yazılı olduğu görüldü.

Mes'ūd Sanhācī onun hakkında dedi ki: "Sevenlerinden biri, yabancı bir kadına baktı.Sonra da onun meclisine gitti. Tebāsī buyurdu ki: "Aramıza gelenlerden birinin, gözleriyle günah işlemiş olduğu anlaşılıyor." Daha sonra o kişi suēunu itirāf etti.Tövbe ve istigfārda bulundu.

Tebāsī'nin keşf ve kerāmetleri ēok olup, suē ve günah işliyeni derhāl tanırdı. Ayrıca huzūruna gelen kimsenin arzusunu, daha o söylemeden, Allahü teālānın izniyle bilirdi.

Mes'ūd bin Muhammed Sanhācī anlatır: "Hocam bir defāsında bana; "Oğlum, sen haccedersin. Falan falan yerleri ve ay ışığında da şu yerleri görürsün" buyurdu. Aynen dediği gibi oldu. Hacca gittim. Oradan değişik beldelere uğradım. Gittiğim her yerde, buyurduğu yerleri dolaştığımı anladım."

Yine Sanhācī anlatır: "Bir gece Ebü'l-Kāsım ismindeki arkadaşımla bir meseleyi müzākere ettik. Sabah olduğunda da, Tebāsī'nin huzūruna gittik. Bize dönüp, akşamki meselenin cevābı şöyledir" buyurdu.

 

KAYNAKLAR

1) Cāmiu Kerāmāt-il-Evliyā; c.1, s.326

2) İslām Âlimleri Ansiklopedisi; c.15, s.8