ŞEYH ALÂEDDÎN RÛŞENÎ
Evliyânın büyüklerinden. İsmi Alâeddîn'dir. Ömer Rûşenî hazretlerinin büyük
kardeşidir. Tire yakınında Güzelhisar köylerinden Rûşenî köyünde doğdu. Doğum
târihi bilinmemektedir. 1462 (H.867) senesinde Karaman'da vefât etti.
Kendilerine âit dergâhın bahçesine defnedildi.
Şeyh
Alâeddîn, doğduğu köyde büyüdü. Karamanoğlu karışıklığında Şirvan'a gidip, orada
Seyyid Yahyâ hazretlerine talebe olmakla şereflendi. Kısa zamanda velîlik
makamlarına yükseldi. Hocasının emriyle Anadolu'ya döndü. Oradan Rumeli'ye
geçti. Edirne'de Sultan Fâtih Muhammed Han ile görüştü. Sultan Fâtih ve
vezirleri ona talebe oldular. Daha sonra Sultan Muhammed Han Edirne'de Tunca
kenarında Şeyh Alâeddîn hazretleri için bir dergâh yaptırdı. Rumeli halkını
irşâd edip hak yolun bilgilerini öğretmesini istedi. Şeyh Alâeddîn hazretleri
bir zaman burada kaldıktan sonra memleketi olan Tire'ye geldi ve Karaman
vilâyetine gitti. Larende'de irşâd ile meşgûl oldu. Dergâh ve mescidler binâ
ettirdi. Sohbetleri çok tatlıydı.
Şeyh
Alâeddîn hazretleri bir ara Bursa'ya geldi.Tesirli sohbetleriyle insanlara hak
yolu gösterdi. Çok kimseler kendisine talebe olmakla şereflendi. O sırada
Kaplıca Medresesi Müderrisi Molla Arap, Şeyh Alâeddîn hazretlerinin büyüklüğünü
anlayamamış, üstelik sû-i zanda bulunmuştu. Bir gün bir mecliste Şeyh Alâeddîn
hazretleri ile bir araya geldi.Aynı sû-i zan hâli içindeydi. Şeyh Alâeddîn
hazretleri bir ara Molla Arab'ın yanına yaklaşıp kulağına; "Yâ Allah!" diye
seslendi. Alâeddîn hazretleri kimin yüzüne baksa veya kulağına bir şey
fısıldasa, o kişi Allah aşkıyla kendinden geçerdi. Molla Arab'ın da hâli öyle
oldu ve yere düştü. Daha sonra kendine geldiğinde hatâsını anlayıp, Şeyh
Alâeddîn hazretlerinden özür diledi.Sonra da ona talebe oldu. Pekçok kimse
Molla Arab'ın bu hâlini görüp tövbe ettiler ve hak yola girdiler.
KAYNAKLAR
1)
Lemezât, Üniversite Kütüphânesi, No: 189, v.148
|