CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

SEYYİD MUSLİHİDDÎN EFENDİ

Evliyânın meşhurlarından. Germiyan eyâletinin Kütahya Sancağında doğdu. Hocası Merkez Efendi ile aynı köydendir.

1575 (H.983) senesinde vefât etti. Türbesi, İstanbul'da Merkez Efendinin türbesinin yanındadır.

Zâhirî ilimlerde ve tasavvuf ilminde yetişip kemâle erdi. İcâzet aldıktan sonra hocası ona kızını verip damad yaptı ve taşrada bir zâviyede irşâd vazîfesi verdi. O, Merkez Efendiye dâmâd olunca, talebelerden bâzısı gıpta edip talebeler arasında ondan daha ileri kimseler varken acabâ hocamız neden onları tercih etmedi, diye düşünmüşlerdi. Merkez Efendi onların bu düşüncelerini anlayıp bir gece yemekhânede yemekten sonra; "Acabâ içinizden hanginiz bize Seyyid Muslihiddîn'i çağırır?" dedi. Talebeler birbirine bakışıp; "Efendim kapılar kapanmıştır. Seyyid uzak yerdedir. Bu mümkün değildir." dediklerinde; "Biz çağıralım. Görelim kendi gelir mi?" deyip; "Seyyid gel!" diye oturduğu yerden seslendi. Bu hâdiseyi anlatan talebe der ki: "Yatsı namazında Seyyid Muslihiddîn Efendiyi gelmiş gördük. Merkez Efendi onu yanına alıp kulağına bir şeyler söyledi. Namazı kılıp gitti. Bu hâle şaşan talebeler onun kaldığı yere gidip oradakilere; "Bu gece Seyyid Muslihiddîn burada mıydı?" diye sordular. Onlar; "Evet yatsı namazını bizimle kıldı. Sabahtan beri mihrabda oturmaktadır." dediler. Bu hâdiseden sonra Merkez Efendi bâzı düşüncelere kapılan talebelerine; "Nasıl, seyyid bize dâmâd olmaya lâyık mıymış, gördünüz mü?" dedi.

 

KAYNAKLAR

1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Zeyli (Atâî); s.355

2) Lemezât, s.249b, Süleymâniye Kütüphânesi, Hacı Mahmûd Kısmı, No: 4546