MUHAMMED MEHDÎ
Evliyânın büyüklerinden ve on ikinci imâm. İsmi, Muhammed bin Hasan el-Hâlis bin
Ali Hâdî'dir. Künyesi Ebü'l-Kâsım'dır. Lakabları El-İmâmiyyetübil-Hücce, Kâim,
Mehdî, Muntazır ve Sâhibüzzaman'dır. 871 (H.258) senesinde Samarra'da doğdu. 888
(H.275) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti ve orada defnolundu.
Tasavvufta feyz vermesi, kutubluğu on dokuz sene sürdü. Baba ve dedeleri gibi o
da zamânının kutbu olup, zamânındaki bütün velîlere feyz, onun vâsıtasıyla
ulaştı.
Doğacağı gece babası, evinde bulunan teyzesine; "Teyzeciğim bu gece bizim evde
bulun. Allahü teâlâ bize yerimize geçecek bir evlâd verecektir." dedi. Teyzesi;
"Hanımın Nercis'te hâmilelik alâmetleri yok. Oğlum kimden olacak?" deyince;
"Nercis hâmilelik yükünü çekmeyecek, ancak doğum zamânı belli olacak." dedi.
Teyzesi
anlatır: "Gece teheccüd namazına kalktım. Nercis de kalktı. Kendi kendime;
"Sabah oluyor, henüz doğum halleri meydana çıkmadı." diyordum. İmâm-ı Askerî'nin
sesini duydum. "Teyzeciğim Nercis'in odasına git!" dedi.
Nercis'in odasına gittiğimde beni karşıladı. Vücûdu titriyordu.Onu bağrıma
basıp, İhlâs ile Kadr sûresini ve Âyet-el-Kürsî'yi okudum. Çocuk da annesinin
karnında bunları okuyor, sesi duyuluyordu. Sonra bir ara oda aydınlandı. Baktım
çocuk doğmuştu. Babası; "Teyzeciğim oğlumu getir." dedi. Çocuğu sarıp götürdüm.
Dilini çocuğun ağzına dokundurup; "Allahü teâlânın izniyle konuş!" dedi. Çocuk
besmele çekip bir âyet-i kerîme okudu. O sırada etrâfımızı yeşil renkli kuşlar
sardı. Bunların melekler olduğunu öğrendim."
KAYNAKLAR
1)
Nûr-ül-Ebsâr; s.168
2)
İslâm Meşhurları Ansiklopedisi; c.2, s.1290
|