CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

HACI VEYİSZÂDE MUSTAFA EFENDİ

Konya'da yetişen velîlerden. İsmi Mustafa olup, babasınınki Veyis'tir. Konya'nın Yarma bucağına bağlı Şatır köyünde 1888 (H.1303)de doğdu. Babası âlim, velî bir zâttı. Küçük yaşta babasından ilim öğrenmeye başlayan Mustafa Efendi, sonraları medreseye devâm ederek Ziya Efendiden ders aldı. Kısa zamanda ilimde yüksek derecelere kavuştu. Zekî ve çok kâbiliyetli olan Mustafa Efendi, Osmanlı Devletinin son zamanlarında, papazlarla münâzara için kısa sürede İngilizce öğrendi. Papazlara İslâmiyetin hak din olduğunu delillerle isbât etti.

Mustafa Efendi, derin ilminin yanısıra kerâmet sâhibi bir zâttı. Medreselerde uzun süre ders verdi. Medreselerin kaldırılmasından sonra Pîrî Mehmed Paşa Câmiinde imâm ve hatiplik yapmaya başladı. Kurulmasında büyük gayretler sarf eden Mustafa Efendi, İmâm-Hatip Lisesinde yedi sene kadar ders verdi. Kendisine yüksek makamlar verilmek istendiğinde; "Ben, İslâmın alelâde bir hizmetkârıyım. Allahü teâlâ beni bu hizmetten ayırmasın." dedi.

Mustafa Efendi, boş zamanlarını devamlı Allahü teâlâya ibâdetle geçirirdi. Fakir fukara ile ilgilenir, yoksulların yardımına koşar, ilim ve irfân ehlinin içine düştüğü müşkilleri kısa yoldan hallederdi. Talebeleri ile yaptığı sohbetlerinde ağırlık devamlı namaza âit olurdu. Namaza fevkalâde âşıktı.

Talebelerinin birinin bir gece yarısı çocuğu oldu. "Adını hocam koysun." diyerek sabah namazında Azîziye Câmiine gitti. Namazdan sonra Hacı Veyiszâde her zamanki gibi odasına giderken o talebesinin yanına gelerek, yavaşça; "Oğlunun adını Abdullah koy. Ömrü uzun olsun, âlim olsun, fâzıl olsun." diye duâ etti.

Hacı Veyiszâde ömrünün sonlarına doğru şeker hastalığına yakalandı. Cansiperâne çalışmalarından dolayı zayıf düştü. 5 Şubat 1960 Cumâ günü vefât etti. Ertesi gün Kapı Câmiinde çok kalabalık bir cemâat tarafından kılınan namazdan sonra Üçler Mezarlığına defnedildi. Kabri ziyâret mahallidir.

Hacı Veyiszâde Mustafa Efendi buyururdu ki: "Dünyâda duracağın kadar dünyâ için, âhirete ise âhirette duracağın kadar çalış."

"Ne kadar yaparsan yıkılacaktır, ne kadar yaşarsan ölünecektir."

 

KERÂMET VE MENKÎBELERİ

SIKINTIYA DÜŞMEKTEN KORKMA

Bir gün Konya'nın yakın köylerinden fakir bir genç okumak için Konya'ya gelip İmâm-Hatip Okuluna kaydoldu. Konya'ya gelirken annesi bir miktar yiyecek koymuştu. Okulun açıldığı ilk gün Kâdı İzzeddîn Câmiinde akşam namazı kılan genç, mahzun mahzun duruyordu. Bunu fark eden bir zât onun yanına yaklaşıp kim olduğunu, ne için geldiğini sordu. Genç; "Okumak için geldim. İmâm-Hatîbe kaydoldum. Fakat yatacak yerim yok." dedi. O zât, o genci yanına alarak hemen arka mahallede bulunan ve imâmı olmadığı için aylardır kapalı duran mahalle mescidine götürdü. Mescidin küçük bir imâm evi vardı. O zât; "İstersen burada kalabilirsin. Senden sâdece burada imâmlık yapmanı istiyorum." dedi. O genç kabûl etti.

Kısa süre sonra köyünden getirdiği yiyecekler bitti. Birkaç gün aç kalınca, köye gitmek için hazırlandı. Tam bu sırada yaşlı bir zât kapıyı çaldı. Mescidin İmâm-Hatip okuluna giden, imâmının kendisi olup olmadığını sordu. O da evet cevâbını verince; "Al yavrum bunu sana Hacı Veyiszâde Hoca gönderdi. Selamı vardır. Dersine devâm etmeni, ye'se kapılmamanı, maddî endişeden uzak olmanı, sana yeterince yardımda bulunacağını söyledi." dedi ve oradan ayrılı.

Genç merakla avucunu açınca elinde fazla miktarda paraları gördü. Bu para ona bir aydan fazla yeterdi. Her ay o zât gelip para verirdi. Genç kendisine para gönderen şahsı tanımak istedi. Hacı Veyiszâde'nin Azîziye Câmiinde imâmlık yaptığını öğrenince, elini öpmek ve teşekkür etmek için câmiye gitti. Duâdan sonra odasına gitmekte olan Hacı Veyiszâde gencin yanında durdu. Genç gayri ihtiyârî ayağa kalkarak, hemen elini öptü. Hoca Efendi kulağına eğilerek; "Derslerine devâm et. Sıkıntıya düşmekten korkma." dedikten sonra odasına gitti. Gence yardımları uzun süre devâm etti.

 

KAYNAKLAR

1) Konya Velîleri; s.269

2) Konya Ticâret Odası Dergisi; s.2, Şubat-91