CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

HACI DURSUN EFENDİ

Karadeniz bölgesi velîlerinden. Trabzon'a bağlı Of ilçesinin Çalak köyünde 1883 (H. 1300) senesinde doğdu. İlk tahsîlini köyünde ve Of'ta yaptıktan sonra İstanbul'a gitti. İstanbul'da Dâr-ül-Hilâfet-il-Aliyye Medreselerinde ilim öğrendi.

Sahn-ı Seman Medresesini bitirdikten sonra 1918'de imtihanla Süleymâniye Medresesine girdi. Bu medreseden 17 Nisan 1922'de mezun oldu. 1923'te dersiâm olan Dursun Efendi, Umûr-ı Şer'iyye ve Evkaf Vekâleti tarafından Trabzon ve havâlisi medreseler müfettişliğine tâyin edildi.

Memleketine döndüğü sırada milletin asırlardır görüp yaşadığı inanç ve akîdeler ayaklar altına alınıyordu. Bunun üzerine genç müderris Of eşrâfından bazı kimselerin de altına imzâ koyduğu şu mektubu yazıp hükümete gönderdi:

"Türklerin en husûsî emelleri vatanları ile berâber dinlerinin de muhâfazasıdır. Türkler İslâmiyeti kabul ettikten sonra, bütün ictimâî düşünceleri İslâmiyetle yoğrulmuştur. O derece ki, Tük demek İslâmm demek olmuştur. Binâenaleyh Türkleri İslâmiyetten ayırmak imkânsızdır.

İstiklâl Harbinden önce milliyet ve mevcûdiyetlerini kaybetmiş bir takım şahsiyetler memleketin birlilğini, ictimâî esaslarını bozacak cereyanlar meydana getirmeye çalışmışlardı. Büyük bir üzüntü ile görüyoruz ki, bu şahsiyetler bugün de faâliyetlerine hız vermektedirler.

Halkın dînî esaslarını ve millî ananelerini oyuncak sayan bu adamlar, gürültü ile bütün Türk halkını milliyetsiz, ananesiz, dinsiz insan kümesi yapmak kolay bir iş midir sanıyorlar?

Millî Hukûkumuz olan fıkhımızın millî ahlâk ve ictimâiyâtımızın yerine Batının bozulmuş, kokuşmuş şeylerini getirmek isteyen bu kör taklidcilerin sözlerini gazete sütunlarında gördükçe bunların Türk olduğuna bir türlü inanamıyoruz. Türkler nasıl Batının fuhşa bulaşmış ahlâk ve ictimâiyâtını kabul eder?

Batının sanâyiini, iktisadiyâtını alacağız, zirâat ve ticâretine rekâbet edeceğiz. Fakat hiç bir zaman varlığımızı ahlâk anlayışımızı Batıya fedâ etmeyeceğiz."

Hacı Dursun Efendi bir süre sonra vazifesinden ayrılarak Of ilçesinde kendi gayretleri ile talebe yetiştirmekle meşgul oldu. Karadeniz bölgesinde Çalekli Hacı Dursun Efendi diye meşhur oldu. Bölgesinde Ehl-i sünnet îtikâdını yaymak için büyük bir gayretle çalıştı.

Ömrünün sonuna kadar Allahü teâlânın emir ve ysaklarını insanlara öğretmeye çalışan Dursun Efendi, 1977 senesi Şubat ayının 27'sinde Çalek'te vefât etti. Kalabalık bir cemâat ile kılınan cenâze namazından sonra defnedildi. Hacı Dursun Efendinin tesirleri o bölgede hâlâ devâm etmektedir.

 

KAYNAKLAR

1) Yürüyenler ve Sürünenler (Sâdık Albayrak-1979); s.184