CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

FETHULLAH EVDEHÎ

Hindistan'da yetişen İslâm âlimlerinin ve evliyânın büyüklerinden. Fethullah Evdehî diye tanınır. Dehlî âlimlerindendir. Doğum ve vefât târihleri tesbit edilememiş ise de, onuncu asrın başlarında vefât ettiği bilinmektedir.

Önceleri uzun seneler Dehlî Câmiinde ders verip ilim öğretti. Bundan sonra Şeyh Sadreddîn Hakîm'in talebesi oldu. Onun yanında ve hizmetinde bulunup, tasavvuf yolunda ilerledi. Kalbi, Allahü teâlâdan başka her şeyin düşüncesinden temizlenip, bâtın ilminin yüksekliklerine kavuştu. Bu yolun büyüklerinden ve önde gelenlerinden oldu. Çeştiyye yolunda kemâl buldu.

İmâm-ı Rabbânî'nin babası Abdülehad hazretlerinin hocası olan Abdülkuddûs bin Abdullah da, Fethullah Evdehî hazretlerinin talebesidir. Fethullah Evdehî, pekçok talebe yetiştirdi. Talebelerinin önde gelenlerinden olan Şeyh Kâsım Evdehî, hocasından ve diğer büyüklerinden duyduklarını bir kitap hâline getirdi. Âdâb-üs-Sâlihîn isimli bu eserde şöyle yazmaktadır: "Bu Çeştiyye yolunun büyüklerinin, halîfelerine ve talebelerine vermeyi âdet edindikleri; seccâde, tarak, tesbih, baston, makas, iğne, ibrik, kâse, tuzluk, leğen, güğüm, ayakkabı ve na'lın gibi şeylerin herbirinin ayrı bir mânâsı vardır. Seccâde: Tâat, ibâdet, istikâmet ve doğru yola sımsıkı sarılmaya; Tesbih: Kalbin dağınıklığını giderip asıl işle meşgûl olmaya; Tarak: Kötülüğün, çirkinlik ve lüzumsuz işlerin atılmasına; Baston: Hakîkî var ve bir olan Allahü teâlâya güvenip, dayanmaya; Makas: Allahü teâlâdan başka şeylerle olan meşgûliyetleri kesip, emelleri, arzu ve istekleri kısa yapmaya; İğne: Sûret, görünüş ile mânâyı birbirine bağlamaya işârettir. Ama iğneyi ipliksiz vermezler. İbrik ve kâse: Fukarâ ve misâfire ekmek ve su ikrâm etmeye; Tuzluk, Leğen ve Güğüm: Sofraya, yâni derviş sofralarının halîfeye havâle edildiğine alâmettir. Ayakkabı ile Nâlın: Sağlam adım atmaya işârettir."

 

KAYNAKLAR

1) Ahbâr-ül-Ahyâr; s.174

2) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.14, s.45