FETHULLAH EFENDİ
Gaziantep'te yetişen velîlerden. Gaziantep'te doğdu. Doğum târihi belli
değildir. Babası Abdüllatif Efendidir. Hazret-i Ebû Bekr'in soyundan olduğu
rivâyet edilir. Hayâtı hakkında fazla bilgi yoktur. Zamânın âlimlerinden ilim
öğrendi. İcâzet aldıktan sonra insanlara doğru yolu anlattı ve ömrünü bu şekilde
geçirdi.
Fethullah Efendi, talebelere ders vermek için Gaziantep'te bir tekke ile bir
câmi yaptırdı. Câminin inşâsı sırasında, ona; "Sen fakir birisin bunları
yaptırmak için nereden para bulacaksın?" diye sorduklarında; "Allahü teâlânın
öyle kulları vardır ki, taşa baksalar altın olur." diyerek bir taşa baktı. Taş o
anda altın oldu. Soruyu soran yaptığı hatâyı anlayarak tövbe etti.
Câmi ve
tekkenin inşâsı sırasında Fethullah Efendi işçi ve ustaların yevmiyelerini
üzerinde oturmakta olduğu postun altından çıkarıp verirdi. İşçilerden biri
Fethullah Efendinin bulunmadığı sırada postun altında fazla para var zannıyla
çalmaya gitti. Postu kaldırınca çöreklenmiş siyah bir yılanın şahlanışı ile
irkildi ve işinin başına döndü. Fethullah Efendi inşâat yerine gelince o işçinin
kulağına eğilerek; "Her deliğe elini sokma, kiminden yılan, kiminden çiyan
çıkar." dedi. Fethullah Efendinin bu sözü o zamandan beri deyim olarak
kullanılmaktadır.
Câmi ve
tekkenin inşâatı devâm ettiği günlerde Fethullah Efendinin hanımı hamama gitti.
Burada iyi muâmele görmedi ve kirli suyla yıkandı. Olup bitenleri Fethullah
Efendiye anlattı ve fakirliği yüzünden uğradığı muâmeleden dolayı yakındı.
Fethullah Efendi; "Hanım kovayla kuyudan su çek!" dedi. Hanımı kuyudan su
çekince kovanın altınla dolu olduğunu gördü. Fethullah Efendinin emri ile bunu
kuyuya boşalttı. İkinci bir kova daha su çekti. Bunun da içerisi yılan, akrep ve
çiyanla doluydu. Fethullah Efendi; "Ey hâtun! Eğer dünyâ malı olan altına rağbet
etseydin, bu haşerat senin içindi." dedi. Hanımı bu kovayı da boşalttı. Üçüncü
kere kovayı çektiğinde çıkan su ile yıkandı. Bu durum üzerine Fethullah Efendi
câminin yanına bir de hamam yaptırdı. Hamam yapıldıktan sonra yedi sene bir
mumla ısıtıldı. Ancak durum açığa çıkıp halkın öğrenmesi ile mum söndü ve odun
kullanılmaya başlandı.
Bir gün
hamam kazanını değiştirmek için yeni kazan getirildi. Vaktin geç olması
sebebiyle değiştirme işi bir gün sonraya bırakıldı. Gecenin geç saatlerinde kapı
önünde bırakılan yeni kazanı bir hırsız çalmak istedi. Elini attığı sırada
karşısında Fethullah Efendiyi gördü. HocaEfendi kazanı hırsızın üzerine kapattı.
Ertesi gün kazan kaldırıldığında, altından hırsız çıktı. Olup bitenleri
oradakilere anlattı ve Fethullah Efendiye gidip af diledi.
Fethullah Efendinin vefât târihi belli değildir. 1563 (H.971) senesinde vefât
ettiği rivâyet edilmektedir. Yaptırdığı Câminin bahçesinde defnedildi. Kabrinin
üstü açıktır. Bâzı kimseler kabrinin üstüne türbe yaptırmak istedi. Üstünün
kapanması sırasında iki kişinin düşüp yaralanması üzerine, Fethullah Efendinin
bu işe râzı olmadığı düşüncesi ile türbe yapımı yarım bırakıldı.
KAYNAKLAR
1)
Gaziantep Evliyâları; s.66
2)
Evliyâ Çelebi Seyâhatnâmesi; c.9, s.146
3)
Gaziantep Câmileri Târihi
|