FAHRİ EFENDİ (Kulu)
Konya'da yetişen velîlerden. Hadim'in Taşkent bucağında 1879 (H.1297) senesinde
doğdu. Babası büyük âlim Mehmed Hocadır. İlk tahsîlini köyünde babasından yapan
Fahri Efendi, daha sonra Konya'daki meşhur âlim Şeyhzâde Ziyâeddîn Efendinin
derslerine gitti. Kısa zamanda tahsîlini tamamlayan Fahri Efendi icâzet, diploma
aldı. Tasavvuf yolunda ilerlemek için Nakşibendiyye yolunun büyüklerinden
Muhammed Behâeddîn Efendiye bağlandı. Bu zâtın sohbetlerinde kemâle geldi ve
hilâfet aldı. Muhammed Behâeddîn Efendinin vefâtı üzerine, yerine geçen Fahri
Efendi, Islah-ı Medâriste ders vermeye başladı.
Fahri
Efendi,Arapça, Farsçanın yanında Rumcayı çok iyi bilirdi. Bir ara Sofya'da
vâizlik yaptı. Medreselerin kapatılmasından sonra evine çekildi. Gelen
ziyâretçilerini kabûl ederek, onların yetişmeleri için sohbetlerde bulundu.
Halka her zaman yardımcı, onların her türlü dertlerine derman olmayı kendine
şiar edinmişti.
Bir gün
talebesi Veyiszâde Hacı Mustafa Efendi ile bir yere gidiyordu. O sırada Hacı
Mustafa Efendiyi tanıyan bir kadın gelip; "Hocam bahçemizdeki kuyuya tavuk
düşmüş, ölmüş. Fakat şişmeden çıkardık. Kuyuyu temizlemek için ne yapalım?" diye
sorunca, Hacı Mustafa Efendi; "Kırk kova su çekmek lazımdır. Elli yâhut altmış
kova çıkarılırsa daha iyi olur." dedi. Kadın tekrar; "Hocam suyu kendi kovası
ile mi yoksa başka kovayla mı çıkaralım?" diye sorunca; "Kovayla." cevâbını
verdi. Hanımın içi rahat etmediğinden bâzı suâller sormak için hazırlanırken
Fahri Efendi söze karışarak; "Hanım! Kırk kova çek, rahatına bak. Kuyu temiz
olur. Hatta bir bardak su getir ben de içeyim." dedi. Kadın gittikten sonra
talebesine dönerek; "Mustafa, Mustafa! Halkı zora sokmak, gönlünde ukde
bırakmamak işleri zorlaştırmamak lâzımdır." diye tenbihte bulundu.
Her
hâli ve düşüncesi ile ilim, irfân ve fazîlet timsali olan Fahri Efendi, 1950
(H.1369) senesinde Konya'da vefât etti. Hacı Fettah Mezarlığında hocasının
türbesinin yanına defnedildi. Kabri ziyâret edilmektedir.
KAYNAKLAR
1)
Konya Velîleri; s.211
|