CŻLD       ALFABE       KONU       KABR-Ż ŽERŻFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

EBÛ BEKR-İ NESSÂC

Evliyānın büyüklerinden. On birinci yüzyılda İran'ın Tūs şehrinde yaşadı. İsmi, Ebū Bekr bin Abdullah'tır. Et-Tūsī nisbesiyle ve en-Nessāc lakabıyla meşhurdur. Doğum tārihi bilinmemektedir. Tūs (Meşhed) şehrinde doğdu. 1094 (H.487) senesinde aynı yerde vefāt etti.

Zamānın ālimlerinden ilim tahsīl eden Ebū Bekr-i Nessāc, Ebü'l-Kāsım Gürgānī'nin ilim meclislerinde ve sohbetlerinde bulunup, talebelerinin ileri gelenlerinden oldu. Ayrıca Ebū Bekr-i Dīneverī ve başka ālim ve velī zātlarla görüşüp onların sohbetlerinde bulundu. Zāhirī ilimlerde derece sāhibi olup tasavvuf yolunda ilerledi.

Nefsin istediği şeyleri yapmamaya ve istemediği şeyleri yapmaya devām etmekteki azim ve gayreti ve bu yolun büyüklerine olan bağlılığı sāyesinde birēok mānevī derecelere kavuştu. Allahü teālāya olan niyāz ve münācātları meşhurdur. Allahü teālāya kavuşmak aşkıyla yanarak yaptığı bir münācātından sonra, kendisine şöyle bir nidā geldi: "Ey Nessāc! Bizi taleb ve isteme derdi ile kanāat et! Zīrā bu derdi taleb şerefi, herkese ihsān edilmiş değildir."

Zāhirī ilimlerde ālim ve tasavvuf yolunda yüksek bir velī olan Ebū Bekr-i Nessāc hazretlerinin ilminden ve feyzinden pekēok kimse istifāde etti. İnsanlara sohbetleriyle faydalı olmaya ēalıştı. İslāmiyetin emir ve yasaklarını anlatmak sūretiyle onların kurtuluşa ermelerine gayret sarfetti.

"Tevekkül nedir?" diye soran bir talebesine; "Tevekkül, varlığı ve darlığı Allahü teālādan başkasından bilmemektir." buyurdu.

Allahü teālānın rızāsına ulaşmayı tek gāye edinen Ebū Bekr-i Nessāc hazretleri bu hususda buyurdu ki:

"Suyu düşünmek susuzluğu gidermediği, āteşi düşünmek insanı ısıtmadığı gibi, dāvāyı sādece istemek de gāyeye ulaştırmaz. Çok gayret etmek ve ēok ēalışmak lāzımdır. Bunun gibi Allahü teālāya ulaştıran yolda bulunmak istiyorum demek de matlūba eriştirmez. O'ndan ve O'nun iēin olan şeylerden başka her şeyden yüz ēevirmek ve O'ndan başka her şeyden uzak durmak, vaz geēmek lāzımdır. Yalnız O'na kavuşturacak  şeylere yönelmek lāzımdır ki, bu dāvāsında sādık olduğu anlaşılsın.

Bir kimse gönlünde, Allahü teālānın rāzı olmadığı şeylere muhabbet besleyip Allahü teālāya kavuşturan yolda bulunmayı isterse, bu o kimsenin sādık ve doğru olmadığını gösterir. Eğer sādık ve doğru ise, önce o şeyleri bırakması lāzımdır. Çünkü, ekilmiş yere ekin ekilmez ve yazılmış kāğıda tekrar yazı yazılmaz."

Ömrünü İslamiyetin emirlerini öğrenmek, yaşamak, insanlara anlatmak ve Allahü teālānın rızāsına kavuşmak iēin sarfeden Ebū Bekr-i Nessāc hazretleri, 1094 (H.487) senesinde Tūs (Meşhed) şehrinde vefāt etti. Onun hikmetli sözleri ve iyi halleri dilden dile dolaşarak günümüze kadar geldi.

 

KAYNAKLAR

1) Sefīnetü'l-Evliyā; s.102

2) Nesāyimü'l-Mehabbe; s.227

3) Nefehātü'l-Üns Tercümesi; s.404

4) İslām Âlimleri Ansiklopedisi; c.5, s.16