BABA NÎMETULLAH NAHÇIVÂNÎ
Osmanlılar
zamânında yetişen İslâm âlimlerinden ve Nakşibendiyye yolunun büyük
velîlerinden. Âzerbaycan'ın Nahçıvân şehrinde doğdu. Asıl ismi Nîmetullah bin
Mahmûd Şeyh Alvan'dır. Doğum târihi bilinmemektedir. 1514 (H.920) senesinde
Konya'ya bağlı Akşehir kasabasında vefât etti. Daha önce vefât ettiği de rivâyet
edilir.
Küçük yaştan
îtibâren doğum yeri olan Nahçıvân'da bulunan kıymetli âlimlerden dersler almaya
başladı. Fen ve din ilimlerini tahsîlden sonra tasavvufa yöneldi. Böylece her
yönüyle yetiştikten sonra aldığı mânevî işâret üzerine memleketinden ayrılıp
Osmanlı ülkesine gelen Nahçıvânî, Nasreddîn Hoca'nın memleketi olan, Konya'ya
bağlı Akşehir beldesinde yerleşti. Burada gerek yaşayış ve gerekse verdiği
yazılı eserleriyle herkese ahlâk, fazîlet, ilim ve irfân nümûnesi oldu. Zâhirî
ve bâtınî ilimlerde çok yüksek idi. Mânevî ilimlerdeki engin bilgisi ile
tasavvufta, ilâhî sırlar denizinin dalgıcı olmuştu. Yâni bu yolda derecesi çok
yüksek idi. Bununla berâber, kendi hâlini gizler, tevâzu gösterirdi. Gâyet sâde
yaşamayı sever, fakîrliği zenginliğe tercih ederdi.
Naklî
ilimlerden, bilhassa tefsîr ilminde mütehassıs idi. Fevâtih-ul-İlâhiyye vel-Mefâtih-ul-Gaybiyye
isimli tefsîri ve Beydâvî Tefsîrine yazdığı hâşiyesi çok kıymetlidir.
Ayrıca Muhyiddîn-i Arabî'nin Füsûs-ül-Hikem isimli eserine ve Gülşen-i
Râz isimli manzûm esere hâşiyeleri vardır. Bunlardan başka, Hidâyet-ül-İhvân
ve Risâlet-ül-Vücûd isminde tasavvufla ilgili iki risâlesi
bulunmaktadır. Fevâtih-ul-İlâhiyye isimli
tefsîrinin, bizzât kendi el yazısıyla olan nüshası, Topkapı Sarayı Üçüncü Ahmed
Han Kütüphânesinde mevcuddur. 1908 (H.1326)de, Matbaa-i Osmâniyyede iki cild
hâlinde basılmıştır. Nahçıvânî bu eserini, 1498 senesinde, Ramazân-ı şerîf
ayının ortalarında tamamlamıştır.
Târihte ve
günümüzde, bilhassa Akşehirliler arasında; Şeyh Alvân, Nîmetullah Nahçıvânî,
Baba Nîmetullah, Baba Nîmet ve Nîmetullah Sultan gibi isimlerle anılan bu büyük
Türk-İslâm âlim ve velîsi, zamânındaki âlim ve velîlerin en üstünlerinden idi.
Akşehir'de uzun seneler ilme hizmet edip, çok talebe yetiştirdi. Türkçe ile
birlikte, Arabî ve Fârisîyi de çok iyi bilirdi.
1514 (H.920)
yılında vefât eden Baba Nîmetullah Nahçıvânî'nin türbesi Akşehir'de, Baştekke
yolu üzerindedir. Tekkeye giden yolun sağında ve Akşehir deresinin solunda olup,
birkaç defâ tâmir görmüştür. Türbenin önünde bir havuz vardır. O büyük zâtı
sevenler, kabrini ziyâret ederek, mübârek rûhâniyetinden istifâde etmekte, onu
vesîle kılınca yaptıkları duâlar kabûl olmaktadır. Baba Nîmet'in sandukasının
dere tarafında, büyüklü küçüklü dört ayrı kitâbe taşı bulunmakta olup, ikinci
taşın kitâbesinde şöyle yazmaktadır:
"Hû Dost.
Kibâr-ı Ehlullahdan ve müfessirîn-i izâmdan Hâce Nîmetullah kuddise sirruh
hazretlerinin merkâd-i münevvereleridir (mübârek, nûrlu kabirleridir)."
KAYNAKLAR
1) Şakâyık-ı Nu'mâniyye; c.1, s.398
2) Şakâyık-ı Nu'mâniyye Tercümesi (Mecdî Efendi); s.360
3) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.40
4) Esmâ-ül-Müellifîn; c.2, s.497
5) El-A'lâm; c.8, s.39
6) Mu'cem-ül-Müellifin; c.13, s.111
7) Keşf-üz-Zünûn; s.189, 1292, 2028
8) Konya Velîleri; s.169-171
9) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.14, s.292
10) İslâm Meşhûrları Ansiklopedisi; c.1, s.401-402
|