AYDERÛSÎ (Abdülkâdir bin Şeyh)
On altıncı
yüzyılın sonu, on yedinci yüzyılın başında Hindistan'da yaşamış evliyânın
büyüklerinden. İsmi, Abdülkâdir bin Şeyh bin Abdullah'dır. Ayderûsî ve Hindî
nisbeleriyle bilinir. Künyesi Ebû Bekr, lakabı Şems-üş-Şümûs Muhyiddîn'dir. 1570
(H.978) senesinde Hindistan'ın Ahmedâbâd şehrinde doğdu. 1628 (H.1038) senesinde
aynı yerde vefât etti. Kabri orada olup, ziyâret mahallidir.
Babası, o
daha dünyâya gelmeden on beş gün önce, rüyâsında evliyâdan Seyyid Abdülkâdir-i
Geylânî, Şeyh Ebû Bekr Ayderûs ve başkalarını gördü. Abdülkâdir-i Geylânî, ona
bir istek ve bir arzusunun olup olmadığını sorunca, doğacak çocuğu için hayır
duâ istedi. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretleri de oğluna Abdülkâdir ismini,
Ebû Bekr künyesini ve Muhyiddîn lakabını vermesini söyledi. O da doğacak oğlunun
şan ve şerefinin üstün olacağını bu hâdiseden anladı. Çocuk doğunca, Abdülkâdir-i
Geylânî hazretlerine olan sevgi ve bağlılığından, ismini Abdülkâdir koydu.
Ayderûsî'nin diğer kardeşleri, küçük iken vefât ettiler. Ayderûsî, âilesi içinde
sevgi ve muhabbetle yetiştirildi. Âilesinden ilim ve edeb öğrendi. Zâten baba ve
dedeleri âlim ve velîlerden idiler.
Kur'ân-ı
kerîm okumayı babasından öğrendi. Âlim ve velîler huzûrunda hatim okudu. Kırâat
ilminden başka, birçok âlimden çeşitli ilimleri tahsîl etti. Bu
ilimlerle ilgili icâzet, diploma aldı. Yazılmış bâzı eserleri tasnif etmeye
başladı. İmâm-ı Muhammed Gazâlî hazretlerinin İhyâu Ulûmi'd-Dîn adlı
eserini
çok okudu. Bu eserden medh ederek bahsederdi.
Bir zaman, o
beldenin vâlisi gelip, bir işi için Ayderûsî'nin babasından duâ istedi. Ayderûsî
daha o zaman küçük idi ve orada bulunuyordu. Vâli, meselesini anlattı. O zaman
küçük Ayderûsî, Sâf sûresinin on üçüncü âyet-i kerîmesini okuyuverdi. Bunun
üzerine babası, vâliye; "Cevâbını bu çocuk verdi." buyurdu. Daha sonra vâlinin
meselesi halloldu. Ayderûsî'nin annesi sâlihâ ve çok cömert bir hanımdı. Ramazan
ayında bir Cumâ günü vefât etti. Son sözü; "Lâ ilâhe illallah." oldu. Ayderûsî
annesine çok hürmet ve hizmet edip, onun hayır duâsını kazandı.
Zamânının
meşhûr âlimlerinden ilim öğrenen ve ders okuyan Abdülkâdir Ayderûsî, ilimde pek
yüksek dereceye ulaştı. Tasavvufa karşı alâka duydu. Velîlerin sohbetlerinde
bulunup onlardan istifâde etti. Tasavvuf yolunda ilerledikçe bir şey bilmediğini
ve boş olduğunu hissetti. İlim ve tasavvuftaki yüksek derecesi gerek
Hindistan'da gerekse Hindistan dışındaki yerlerde duyuldu. İlminden istifâde
için pekçok kimse onun meclis ve sohbetlerine koştu. Ondan ilim öğrenen ve
tasavvuf yolunda hırka giyen pekçok kimseden bâzıları şunlardır: Seyyid Celîl,
Allâme Cemâleddîn Muhammed bin Yahyâ eş-Şâmî el-Mekkî, Şeyhu'l-kebîr ve Allâme
Bedreddîn Hasan bin Dâvud el-Hindî, Şeyh Sâlih, Allâme ve Fakîh el-Velî Muhammed
bin Abdurrahîm el-Hadramî, Şihâbüddîn Ahmed bin Rebî', Allâme Ahmed bin Abdülhak
es-Sinbâtî.
Abdülkâdir
Ayderûsî'nin sohbetlerinde âlimler, devlet ve ticâret adamları da bulunup mânevî
feyzinden istifâde ettiler. İnsanlara İslâm dîninin emir ve yasaklarını anlatan
Abdülkâdir Ayderûsî onların dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşmalarına vesîle oldu.
Zamânındaki bütün âlimler ve velîler onun ilim ve fazîletteki yüksekliğini kabûl
ettiler.
Eserleri:
Birçok kıymetli eserler de telif eden Abdülkâdir Ayderûsî'nin bâzı eserleri
şunlardır:
1) El-Fütûhatü'l-Kuddûsiyye fil-Hırkati'l-Ayderûsiyye, 2)
Kitâbü Hadâik-il- Hadrati fî Sîret-in-Nebiyyi sallallahü aleyhi ve sellem ve
Eshâbihi'l-Aşere, 3) Kitâbü İthâfi'l-Hadrati'l-Azîze bi Uyûni's-Seyri'l-Vecîze,
4) El-Müntehâbü'l- Müstasfâ fî Ahbâri Mevlidi'l-Mustafâ, 5) El-Minhâc ilâ
Ma'rifeti'l-Mîrâc, 6) Kitâbü'l-Enmûzeci'l-Latîf fî Ehl-i Bedri'ş-Şerîf,
(Bedir eshâbının
fazîletleriyle ilgili bir eserdir). 7) Kitâbü Esbâbi'n-Necât ven-Necâh fî
Ezkâri'l-Mesâi ves-Sabâh, 8) Kitâbü Dürri's-Semîn fî Beyâni'l-Mühimmi Mineddin,
9) Kitâbü'l-Havâşî er-Reşikâti Ale'l-Urveti'l-Vesîkati, 10) Minahu'l-Bârî bi-Hatmi'l-Buhârî,
11) Kitâbu Ta'rîfi'l-İhyâ.
KAYNAKLAR
1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.5, s.288
2) Nûr-us-Safîr; s.300
3) Hulâsat-ül-Eser; c.2, s.440
4) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.600
5) Brockelman Gal. 2, s.18
6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.15, s.183
7) Meşre-ur-Revî; c.2, s.147
|