CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

AHMED BİN SÜLEYMAN ERVÂDÎ

Evliyânın büyüklerinden. İsmi Ahmed bin Süleyman Ervâdî'dir. Trablusşam vilâyetine bağlı Ervâd kasabasında doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. Evliyânın en büyüklerinden Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin ders ve sohbetlerinde yetişti. Şam sâhillerinin büyüğü adıyla meşhur oldu. Çok talebe yetiştirdi. 1858 (H.1275) senesinde Trablusşam'da vefât etti. Dibâ Mescidi yanına defnedildi. Kabri ziyâret mahallidir.

Ahmed Ervâdî ilk tahsîline memleketinde başladı. İlim ve irfânını arttırmak için Trablusşam, Mısır ve başka yerlere gitti. Zamânın meşhur âlimleriyle görüştü. Kendilerinden icâzet, diploma aldı. Görüştüğü âlimlerin en meşhurları; Ezher Üniversitesi hocalarından İbrâhim el-Bacûrî, Muhammed el-Fudalî, Mısır Müftüsü Ahmed et-Temîmî, Muhammed el-Muşmûnî, Ahmed es-Sâvî, Mustafa el-Mubellât, Mustafa Belâkî, Şeyh Abdurrahmân Küzbürî, Hüseyin ed-Decânî ve Allâme Muhammed ibni Âbidîn hazretleridir.

Ahmed bin Süleyman Ervâdî aynı zamanda muhîtindeki birçok velînin sohbetlerine devâm etti. Meczûb, kendinden geçmiş hak âşığı, ümmî olan sâlih kimselerle görüştü. Bunlardan insanları terbiye usullerini öğrendi. Ekberiyye, Rıfâiyye, Düsûkıyye, Ahmediyye (Bedeviyye), Halvetiyye ve Şâziliyye tarîkatlerinde icâzet aldı. Daha sonra da Şam'da evliyânın gözbebeği Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin sohbetlerine katıldı. Kısa zamanda olgunlaştı. Kendisine icâzet verilip insanlara doğru yolun bilgilerini anlatıp öğretmek için Trablusşam'a gönderildi. Ervâdî hazretleri böylece Nakşibendiyye, Kâdiriyye, Sühreverdiyye, Kübreviyye, Çeştiyye yolunun ilim ve irfânına kavuşmuş oldu.

Ahmed Ervâdî hazretleri, hocasının; "Sana Şam sâhillerinin büyüğü denilse yeridir." iltifâtına kavuşup, Trablusşam vilâyetinde talebe yetiştirmekle meşgul oldu. Talebelerini bâzan muhabbet nazarıyla, bâzan etrafına toplayıp onların kalplerine teveccüh ederek boş ve zararlı düşüncelerden kurtarmak sûretiyle terbiye etti.Talebelerinin en meşhuru, İstanbul'a teşriflerinde icâzet verdiği Ahmed Ziyâeddîn Gümüşhânevî'dir. Bu zâta, İstanbul'daki evliyânın en büyüklerinden biri olanAbdülfettâh-ı Bağdâdî Akrî hazretleri ile görüşmesini ve ona bağlanmasını tavsiye etmiştir.

Selîm Mesûtî, Abdüllatîf bin Ömer el-Buhârî Ahmed Ervâdî hazretlerinin diğer kıymetli talebelerindendir.

Ahmed Ervâdî hazretlerinin çok kerâmeti görülmüştür; talebesi Selim el-Mesûtî anlatır:

"Birgün hocamın elinde az mikdârda su alan bir kap vardı. Onunla abdest almaya başladı. Su yetmedi ve bitti. Bunun üzerine hocam su kabına baktı. Kap âniden su ile doluverdi. Bir müddet sonra yine bitti. Yine aynı şekilde baktı. Kap evvelki gibi su ile doldu. Bu hâl abdestini alıncaya kadar üç-dört defâ devam etti. Bu hâdiseye gözlerimle şâhid oldum."

Ahmed Ervâdî hazretleri tayy-i mekân eder, bir anda başka yerlere gider gelirdi. Bir defâsında kendisinden çok uzak bir yerde haksızlığa uğrayıp hapsedilmiş bir talebesinin yardım istemesi üzerine tayy-i mekân ederek, bir anda oraya gidip gelmek sûretiyle onu kurtardı.

Ahmed Ervâdî hazretleri yüz otuza yakın eser yazdı. Eserlerinden en meşhurları şunlardır: 1) Ferâid-ül-Fevâid, 2) Mir'ât-ül-İrfân, 3) Târîh-u Kebîr, 4) Keşf-üs-Sütûr an Meânî Salât-in-Nûr, 5) Risâletün fil-Halvet, 6) Evrâd.

 

KAYNAKLAR

1) Câmiu Kerâmât-il-Evliyâ; c.1, s.350

2) Hadikat-ün-Nediyye; s.7

3) İrgam-ül-Merîd; s.85

4) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.1, s.236

5) Tıbyân-ül-Vesâil-il-Hakâyık; c.1, s.329

6) Menâkıb vet-Tevessül; s.27