CİLD       ALFABE       KONU       KABR-İ ŞERİFLER

1.   2.   3.   4.   5.   6.   7.   8.   9.   10.   11.   12.
     
 

AÇIKBAŞ MAHMÛD EFENDİ

On yedinci yüzyılda Anadolu'da yetişen evliyâdan. İsmi Mahmûd olup, babası Ahî Mahmûd Efendidir. Meczûb olup, başı açık gezdiği için Açıkbaş lakabıyla anılmıştır. Doğum târihi kesin olarak bilinmemektedir. Âmid yâni Diyarbakır'da doğdu. 1660 (H.1077) senesinde Bursa'da vefât etti.

Diyarbakırlı olan Açıkbaş Mahmûd Efendi küçük yaşından îtibâren, zamanın âlimlerinden ilim tahsil etti. Olgunluk yaşına gelince, tasavvufa yöneldi. Nakşibendiyye yolu büyüklerinden "Urmiye Şeyhi" diye bilinen amcası Mahmûd Efendinin sohbetlerinde bulundu. Ona talebe olup tasavvuf dersleri aldı. İlimde ve tasavvufta yüksek derecelere ulaştı. Bir ara Mardin emîri olarak vazîfe yaptı. Bu sırada içinde bulunduğu tasavvufî hâlin verdiği bir cezbeye kapılarak memleketinden ayrıldı. Mısır'a ve başka beldelere gitti. Gittiği yerlerde büyüklerin kabirlerini ve mübârek makamları ziyâret etti. Âlimlerin ve evliyânın sohbetlerinde bulundu. Bir müddet sonra İstanbul'a geldi. Sonra Bursa'ya yerleşti. Bursa'da Ulu Câmi ve Dâye Hâtun Câmilerinde vâzlar vererek insanlara İslâm dîninin emir ve yasaklarını anlattı. İnsanların dünyâ ve âhiret saâdetine kavuşmalarına vesîle oldu. Talebe okuttu. Nakşibendiyye büyüklerinden Muhammed Hemedânî hazretlerinin topladığı duâ, virdleri ve tesbihleri içine alan Evrâd-ı Fethiyye'yi okuttu. Şöhreti her tarafa yayıldı. İnsanlar uzaktan ve yakından sohbetlerine koşup istifâde ettiler.

On iki ilimden bahseden bir eser yazarak vezîriâzam Köprülüzâde Ahmed Paşaya hediye etti. Vezîriâzamın ve zamânın pâdişâhının iltifât ve ihsânlarına kavuştu. Resmî mahlâsıyla Arapça, Farsça ve Türkçe olarak pekçok şiir yazdı. Şiirlerinde daha çok dünyânın fâni ve kendisinin de garîb olduğunu anlatır.

 

Bu âlem-i fânîde ne mîrim ne emîrim

Üftâde-i vâdi-i fenâ merd-i hakîrim.

 

El-minnetü lillah ki olup cân ile bende

Meydan-ı muhabbette nazar-kerde-i pîrim.

 

Bâriye şükür mâlik-i gencîne-i râzım

Yok sîm ü zerim gerçi bu dünyâda fakirim.

 

beyitleri buna örnektir.

Ömrünü, İslâmiyeti öğrenmek ve öğretmekle, insanlara anlatmakla geçiren Açıkbaş Mahmûd Efendi, 15 Ekim 1666 (15 Rebîulâhir 1077) Cumâ günü ikindi vaktinde Bursa'da vefât etti. Dâye Hâtun Câmii hazîresinin batı kısmında defn edildi. Kabri sevenleri tarafından ziyâret edilmektedir. Açıkbaş Mahmûd Efendinin vefâtından sonra yerine birâderi Kâsım Efendinin oğlu Mahmûd Efendi geçip talebe yetiştirdi. O da vefât edince, oğlu Mustafa Efendi geçti.

İlmiyle amel eden, güzel ahlâk sâhibi olgun bir velî olan Açıkbaş Mahmûd Efendinin kıymetli eserleri de vardır. Bu eserlerinin başlıcaları şunlardır:

1) Güzîde: Türkçe olup tecvîde yâni Kur'ân-ı kerîmi okuma ilmine dâirdir. Beşiktaş'ta Yahyâ Efendi Kütüphânesinde bulunan ve yirmi dokuz bâb (bölüm) üzerine yazılmış olan bu eser pek kıymetlidir.

2) Evrad-ı Fethiyye: Farsçadan tercüme edilmiş bir eserdir. Nakşibendiyye büyüklerinden Muhammed Hemedânî'nin topladığı, duâ, zikir ve virdleri ihtivâ eden eserin şerh ve tercümesidir.

3) Risâle-i Nurbahşiyye: Emir Sultan hazretlerinin mensûb olduğu Nurbahşiyye tarîkatının evrâd ve silsilesini açıklayan bir risâledir.

4) Arapça, Farsça ve Türkçe olarak yazılmış olan şiir mecmuâsı.

Açıkbaş Mahmûd Efendinin eserleri yazma olup, hiçbirisi basılmamıştır.

 

KAYNAKLAR

1) Vekâyi-ul-Fudâlâ; c.1, s.562

2) Güldeste-i Riyâz-ı İrfan; s.154-159

3) Sicilli Osmânî; c.4, s.319

4) Osmanlı Müellifleri; c.1, s.29