Hadîs âlimi.
Künyesi Ebû Bekr olup, adı Muhammed bin Ca'fer bin Muhammed bin Sehl bin
Şâkir'dir. Aslen Samerrâlı olan Muhammed bin Ca'fer, 240 (m. 854) senesinde
doğmuştur. Kendisini hadîs alanında yetiştiren Muhammed bin Ca'fer, edebiyatla
da ilgilenmiştir. 327 (m. 938) yılında Filistin'de vefât etmiştir. Askalân'da
vefât ettiği de söylenir.
Muhammed bin
Ca'fer; İbrâhîm bin el-Cüneyd, Abbâd bin Velîd el-Guberî, Hammâd İbni Hasen bin
Âbese, Hasen bin Urfet, Amr bin Şebet, Tâhir bin Hâlid bin Bezzâr, Abbâs bin
Abbâs et-Terekkifî ve birçok âlimden ilim öğrenmiş ve hadîs-i şerîf dinlemiştir.
Şam'a gidip,
orada hadîs ilmiyle meşgul olan Muhammed bin Ca'fer'in rivâyet ettiği hadîs-i
şerîfler, Şam'da yayılmıştır. Kendisinden; Ali ve Abdülmelik isimlerinde iki
âlim hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir. Zehebî, Muhammed bin Ca'fer'in sika
(güvenilir) bir muhaddis olduğunu zikretmektedir.
Muhammed bin
Ca'fer el-Harâitî'nin Mekarim-ül-ahlâk kitabında rivâyet ettiği hadîs-i
şerîflerde, Peygamber efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
"Yemeğin
hayırlısı, kalabalıkla yenilen yemektir."
"Misafiriniz
geldiği zaman, ona ikrâm ediniz."
"İmânın en
sağlam kulpu, Allah için sevmek ve Allah için buğz etmektir."
"Girdiğiniz
ev halkına selâm verin. Çünkü selâm verdiğiniz eve şeytan girmez."
"Ey Enes!
Abdeste devam et ve abdesti güzel al ki, ömrün uzasın. Karşılaştığın herkese
selâm ver ki, hasenatın çoğalsın. Evine girdiğin zaman ehl-i beytine selâm ver
ki, evinin iyiliği ve bereketi artsın."
"Üç tane
kızı olup, ihtiyâçtan kurtarıncaya kadar onlara iyi bakan, yedirip giydiren
kimse, elbette Cenneti kazanır. Ancak affedilmeyecek bir günah işlemiş olursa, o
müstesnadır."
"Her kimin
kız çocuğu olur da, onu terbiye eder ve terbiyesini güzel eder, gıda verir ve
gıdalarını güzel verir ve Allahü teâlânın kendisine verdiği ni'metlerden ona da
bolluk gösterirse, o kız çocuğu onun için bereket ve Cehennemden kurtarıp
Cennete girmesi için bir kolaylık vesîlesi olur."
"Üç kızı ve
üç kız kardeşi olup da, onların geçim sıkıntılarına ve zararlarına katlanan
kimseyi,
(onlara merhametinden dolayı)
Allahü teâlâ Cennete kor."
"Allahü
teâlâ, benden önce Cennete girmeği bütün insanlara harâm etmiştir. Fakat sağımda
beni geçmeğe çalışan bir kadın görürüm ve "Beni geçmek isteyen bu kadın kimdir?"
derim. Denilir ki: Yâ Muhammed! Bu, genç yaşında kocası ölen güzel bir kadındır
ki; yanındaki yetim çocuklarının,
(bütün
sıkıntılara katlanarak nâmus ve iffetiyle)
başını bekledi ve onları büyüttü. İşte mükâfat
olarak Allahü teâlâ ona bu mertebeyi verdi."
"Hangi bir
müslüman ki, din kardeşini müdâfaa ederse, Allahü teâlâ onu kıyâmet gününde
Cehennem ateşinden korur."
"Kardeşinin
bir ihtiyâcını gideren bir kimse, ömrü boyunca Allaha kulluk etmiş gibidir."
"Bir
kimsenin sıkıntı ve kederini gideren veya bir mazluma yardım eden kimseyi,
Allahü teâlâ yetmişüç kere mağfiret eder."
"Komşu
hakkının nelerden ibaret olduğunu bilir misiniz? Yardım dilerse yardımına
koşmak, ödünç isterse ödünç vermek, muhtaç olursa ihtiyâcını gidermek,
hastalanırsa geçmiş olsuna gitmek, ölürse cenâzesinde bulunmak, sevinçli
günlerinde göz aydınlığına gitmek ve felâketli günlerinde ta'ziyesine koşmaktır.
Müsâadesini almadan, havasını kesecek şekilde evini onun evinden daha yüksek
yapma. Komşuna eziyet etme. Satın aldığın meyveden ona da ver. Veremiyeceksen
gösterme. Çocuğun, onun çocuklarına karşı bu meyveleri sokak ortasında yemesin.
Tencerende pişen yemeğin râyihası (kokusu) ile onu incitme. (Sonra
devamla): Komşu hakkının ne demek
olduğunu biliyor musunuz? Varlığımı yed-i kudretinde bulunduran Allaha yemin
ederim ki, komşu hakkını, Allahü teâlânın rahmetine mazhar olan kimseler
ödeyebilir."
"Mükâfatı en
çok verilen tâat, sıla-i rahmdir. Hattâ bir ev halkı kötü kimselerden bile olsa,
sıla-ı rahm sayesinde malları da çoğalır, nüfusları da artar."
"Sizden
birinize hizmetçi yemek yedirdiği zaman, onu da sofraya oturtsun. Bunu
yapamazsa, hiç olmazsa yemekten biraz versin."
"Allahü
teâlâ seni takva ile azıklandırsın, günahlarını bağışlasın ve her nereye
yönetirsen sana hayrı nasîb etsin."
[Resûlullah
(s.a.v.), bir kimseye bu şekilde duâ etmişti.]
"İnsanın
çoluk çocuğuna bırakacağı, Allah katında en hayırlı halefi; yola çıkacağı
esnada, her rek'atinde Fatiha ve İhlâs okumak üzere kılacağı dört reh'at namaz,
sonra da: "Allahım, bu namazı senin rızân için kıldım. Benim ailemi ve malınu
koru" demesidir. İşte o namaz, dönün-ceye kadar malının korunmasına vesîle
olur."
"Allahım!
Perşembe günü erkenden yola çıkan ümmetimin işlerini bereketlendir."
"Yatarken
siyah sürme kullanın; zirâ siyah sürme gözün ışığını arttırır ve göz
kirpiklerinin bitmesine yardımcı olur."
"Allahü
teâlâ bu dîni
(İslâm dînini)
kendi zâtı için hâlis kıldı. Sizin bu dininize
cömertlik ve güzel huydan başkası yaraşmaz. Aman, dîninizi bu iki hasletle
süsleyiniz."
"Allahım,
hilkatimi güzel yarattığın gibi, ahlâkımı da güzelleştir."
"Allahım,
senden sıhhat, afiyet ve güzel ahlâk isterim."
"Güneşin
donmuş suyu eritmesi gibi, güzel ahlâk da günahları eritir."
"Kendisinde
su üç haslet veya bunlardan biri bulunmayanın hiç bir ameline kıymet vermeyiniz.
İsyandan kendini alıkoyacak takvâ ve Allah korkusu, kötüye karşı susmasını
bildirecek hilm
(yumuşaklık),
insanlarla geçim sağlayacak güzel ahlâk."
"Mü'minin
lisânı, kalbinin ötesindedir. Birşey söyleyeceği zaman, önce onu düşünür ve
sonra konuşur. Münafık bunun aksine, kalbi dilinin ötesindedir. Birşey,
söyleyeceği zaman düşünmeden onu söyler."
"Benim için
altı şeye kefâlet edin, ben de sizin Cennete girmenize kefâlet edeyim:
Konuştuğunuz zaman yalan söylemeyin. Söz verdiğiniz zaman sözünüzde durun.
İtîmâd edildiğiniz zaman emânete hıyânet etmeyin. Gözünüzü harâmdan çekin. Edeb
yerinizi koruyun. Elinizi harâmdan çekin."
"Dört haslet
sende bulunduğu takdirde, diğer ayıpların sana zarar vermez. Bunlar: Doğru
konuşmak, emâneti korumak, güzel huy ve harâmdan sakınmaktır."
"Mûsâ
aleyhisselâm Allahü teâlâya "Yâ Rabbi! Senin katında en azîz kulun kimdir?" diye
sordu. Allahü teâlâ da, "İntikama gücü yeterken affeden kimsedir" buyurdu."
"Allah
cömerddir, cömerdliği ve güzel ahlâkı sever, kötü ahlâkı sevmez."
KAYNAKLAR
1) Târîh-i Bağdâd cild-2, sh-139
2) İrşâd-ül-erîb, cild-6, sh-464
3) Tezkiret-ül-huffâz, cild-3, sh-832
4) Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-309
5) El-A'lâm cild-6, sh-70
6) Mu'cem-ül-müellifîn d i M, sh-154
7) Mekârim-ül-ahlâk.
|