Evliyânın büyüklerinden, zamanının imâmlarından. İsmi, Kâsım bin Kâsım el-Mehdî
olup, künyesi, Ebü'l-Abbas Seyyârî'dir. Fıkıh ve hadîs ilimlerinde büyük bir
âlim, fazîletler ve kerâmetler sahibi olup, Ebû Bekr-i Vasıtî'nin en büyük
talebesi idi. Birçok büyük zâtlarla görüşüp, kendilerinden ilim ve edeb öğrendi.
340 (m. 951) senesinde Merv şehrinde vefât etti. 342 (m. 953)'de vefât ettiği de
rivâyet edilmiştir. Kabri orada olup, herkes tarafından ziyâret edilmektedir.
Kabrini ziyâret edip, bu zât hürmetine Allahü teâlâya duâ edip isteklerini arz
edenlerin, murâdlarına kavuştukları tecrübe ile sâbittir. Tövbe etmeden önce
zengin idi. Babasından kendisine çok mîrâs kalmıştı. Servetinin hepsini vererek,
Resûlullah efendimizin iki tel mübârek Sakal-i şerîfini satın aldı. Allahü teâlâ,
Sakal-i şerîflerin bereketi ile ona tövbeyi nasîb eyledi. Ebû Bekr-i Vasıtî'nin
sohbetiyle şereflendi. Yüksek derecelere kavuştu. Vefât ettiği zaman, vasiyeti
üzerine, mübârek Sakal-i şerîfleri ağzına koydular.
Ebü'l-Abbâs Seyyârî (r.a.), harâm ve
şüpheli şeylerden çok sakınır, dünyâya kıymet vermezdi. Allahü teâlâya isyân
için, bir defa dahi ayaklarına adım attırmamıştır.
Kendisine sordular ki, "Allah yolunda yürüyen bir kimse hangi ameli işlemelidir
ki, onun gönlü Cennet bahçesi misali çok güzel olsun?" Cevâbında "Allahü
teâlânın emirlerini yapmaya ve yasaklarından sakınmaya sabırla devam etmek,
sâlihlerle beraber olup, sohbetlerinde bulunmak ve dostlarına hizmet etmekle"
buyurdu. Yine, "Bu yolda ilerlemek nasıl mümkün ve kolay olur?" diye sorulunca,
"Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet etmek ve sâlihlerin sohbetine devâm
etmekle" buyurdu.
Ebü'l-Abbâs Seyyârî (r.a.) buyurdu ki: "Bir
kimse, hayatında İslâmiyete uymakta ne kadar hassas dikkatli ve ince davranır,
İslâmiyete uygun olmayan bir iş yapmamak için ne kadar gayret ederse, âhirette,
sırat köprüsünden geçerken, sırat köprüsü ona, dünyada İslâmiyete uymak için
olan gayreti nisbetinde geniş, ferah ve rahat olur. Yine bir kimse, dünyâda
emirlere uymakta gâyet gevşek ve geniş davranır, İslâmiyete tam uymak için
çalışanlara, "O kadar da çok inceleme" derse, âhırette sırât köprüsünden
geçerken, sırât köprüsü o kimse için, dünyâda İslâmiyete uymaktaki gevşekliği
nisbetinde daralır."
"Bir kimse, mutlaka haklı olduğu halde, kendisini suçlu kabûl edip,
karşısındakine (Sen haklısın, ben kabahatliyim) derse, âhırette bütün sıkıntı ve
meşakkatlerden emin olur."
KAYNAKLAR
1)
Tabakât-üs-sûfiyye
sh-440
2)
Hilyet-ül-evliyâ
cild-10, sh-380
3)
Risâle-i Kuşeyrî sh-168
4)
Tabakât-ül-kübrâ
cild-1, sh-119
5)
Şezerât-üz-zeheb
cild-2, sh-364
6)
Nefehât-ul-üns
sh-194
7)
Tezkiret-ül-evliyâ
cild-2, sh-255
|