TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

4.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

EBÜ'L-ABBAS SEYYÂRÎ (Radıyallahü Anh)

Evliyânın büyüklerinden, zamanının imâmlarından. İsmi, Kâsım bin Kâsım el-Mehdî olup, künyesi, Ebü'l-Abbas Seyyârî'dir. Fıkıh ve hadîs ilimlerinde büyük bir âlim, fazîletler ve kerâmetler sahibi olup, Ebû Bekr-i Vasıtî'nin en büyük talebesi idi. Birçok büyük zâtlarla görüşüp, kendilerinden ilim ve edeb öğrendi. 340 (m. 951) senesinde Merv şehrinde vefât etti. 342 (m. 953)'de vefât ettiği de rivâyet edilmiştir. Kabri orada olup, herkes tarafından ziyâret edilmektedir. Kabrini ziyâret edip, bu zât hürmetine Allahü teâlâya duâ edip isteklerini arz edenlerin, murâdlarına kavuştukları tecrübe ile sâbittir. Tövbe etmeden önce zengin idi. Babasından kendisine çok mîrâs kalmıştı. Servetinin hepsini vererek, Resûlullah efendimizin iki tel mübârek Sakal-i şerîfini satın aldı. Allahü teâlâ, Sakal-i şerîflerin bereketi ile ona tövbeyi nasîb eyledi. Ebû Bekr-i Vasıtî'nin sohbetiyle şereflendi. Yüksek derecelere kavuştu. Vefât ettiği zaman, vasiyeti üzerine, mübârek Sakal-i şerîfleri ağzına koydular.

Ebü'l-Abbâs Seyyârî (r.a.), harâm ve şüpheli şeylerden çok sakınır, dünyâya kıymet vermezdi. Allahü teâlâya isyân için, bir defa dahi ayaklarına adım attırmamıştır.

Kendisine sordular ki, "Allah yolunda yürüyen bir kimse hangi ameli işlemelidir ki, onun gönlü Cennet bahçesi misali çok güzel olsun?" Cevâbında "Allahü teâlânın emirlerini yapmaya ve yasaklarından sakınmaya sabırla devam etmek, sâlihlerle beraber olup, sohbetlerinde bulunmak ve dostlarına hizmet etmekle" buyurdu. Yine, "Bu yolda ilerlemek nasıl mümkün ve kolay olur?" diye sorulunca, "Allahü teâlânın emir ve yasaklarına riâyet etmek ve sâlihlerin sohbetine devâm etmekle" buyurdu.

Ebü'l-Abbâs Seyyârî (r.a.) buyurdu ki: "Bir kimse, hayatında İslâmiyete uymakta ne kadar hassas dikkatli ve ince davranır, İslâmiyete uygun olmayan bir iş yapmamak için ne kadar gayret ederse, âhirette, sırat köprüsünden geçerken, sırat köprüsü ona, dünyada İslâmiyete uymak için olan gayreti nisbetinde geniş, ferah ve rahat olur. Yine bir kimse, dünyâda emirlere uymakta gâyet gevşek ve geniş davranır, İslâmiyete tam uymak için çalışanlara, "O kadar da çok inceleme" derse, âhırette sırât köprüsünden geçerken, sırât köprüsü o kimse için, dünyâda İslâmiyete uymaktaki gevşekliği nisbetinde daralır."

"Bir kimse, mutlaka haklı olduğu halde, kendisini suçlu kabûl edip, karşısındakine (Sen haklısın, ben kabahatliyim) derse, âhırette bütün sıkıntı ve meşakkatlerden emin olur."

 

KAYNAKLAR

1) Tabakât-üs-sûfiyye sh-440

2) Hilyet-ül-evliyâ cild-10, sh-380

3) Risâle-i Kuşeyrî sh-168

4) Tabakât-ül-kübrâ cild-1, sh-119

5) Şezerât-üz-zeheb cild-2, sh-364

6) Nefehât-ul-üns sh-194

7) Tezkiret-ül-evliyâ cild-2, sh-255

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider