Şafiî fıkıh âlimi, muhaddis ve kadı. Her ilimde söz sahibi idi. Ebû Bekr künyesi
olup, asil ismi Muhammed bin Ahmed bin Ca'fer-i Haddîd'dir. Mısırlı olması
dolayısıyla Mısrî, Şafiî mezhebi âlimi olduğu için Şafiî denilmiş Kinanî nisbet
edilmiştir. Dedelerinden el-Haddâd'dan dolayı İbn-i Haddad lakabıyle meşhûr
olmuştur. İmam-ı Şafiî hazretlerinin talebelerinden Ebû İbrâhîm Müzenî'nin vefât
ettiği gün 264 (m. 878) yılında Mısır'da doğdu. Seksen yaşlarında iken hacdan
dönüşünde hastalanıp, Mısır'a girerken, 345 (m. 956) Muharrem'inin son
günlerinde vefât etti. Annesinin kabri yanına defn edildi.
Küçük yaşta Kur'ân-ı kerîmi ezberleyen Ebû Bekr bin Haddâd, birçok âlimden ilim
öğrendi. Fıkıh ilmini, Ebû Sa'îd Muhammed bin Ukayl el-Firyabî, Bişr bin Nasr ve
Mensûr bin İsmâil ed-Darîr'den aldı. Mısır'da Ebû İshâk Mervezî ile beraber
bulundu. 310 (m. 922) senesinde Bağdâd'a gitti. Muhammed bin Cerîr'den ilim
öğrendi Sayrafî ve İstahrî ile görüştü. Çok arzu etmesine rağmen Ebü'l-Abbas
Süreyc'le görüşmedi. Hadîs ilmini Nesaî, Fakîh Firyâbî, İbn-i Ebiddünya, Ebû
Yezîd el-Karâtisî ve Ömer bin Miklâs'tan aldı. Yüzbin hadîs-i şerîfi râvileriyle
beraber ezberden bilirdi. Yalnız Nesâî'den aldığı hadîs-i şerîflerden rivâyette
bulundu.
Hadîs ilmini, râvilerin her birinin künyelerini, güvenilir olup olmadıklarını
çok iyi bilirdi. Nahiv ve Iügat ilimlerinde zamanın bir tanesiydi. Fıkıhta onun
gibisi yoktu. Fıkıh âlimleri arasındaki ihtilaflı mes'elelerde verilen değişik
fetvalara ait bilgisi çok fazlaydı. İslamiyetten önceki ve sonraki hâdiseleri
çok iyi öğrenmişti. Belâgat ve fesahat'ta çok mâhirdi. Arapcanın incelikleriyle
dolu pekçok şiiri ezberden bilirdi. Fıkıh ilminde keskin görüşlü idi.
Kelimelerin en ince ma'nalarını bildiğinden, hükümleri ma'naların derinliklerine
inerek verirdi. Çok zekî olup, hiçbir kötü niyetli ona yanlış hüküm
verdiremezdi. Kimse o-nun sözüne muhalefet etmeye cesaret edemezdi. Bundan
dolayı, "Cellâda kızmak, semmad'i (gübreyi) temizlemek ve İbn-i Haddâd'a
muhalefet etmek, dünyanın en acaib işleridir" sözü meşhûr oldu. Onun ilim
meclisinde bulunanlar kendilerinden geçerler, sustuğu zaman kendilerine
gelirlerdi Kâdı İbn-i Remlî ve başka kadıların nâibliklerinde bulundu. 324 (m.
936) yılında Muhammed bin Tugç İhşîdî; İbn-i Haddâd'ı, Hüseyn bin Muhammed bin
Ebû Zür'a Dımeşkî'nin yerine Mısır kadısı ta'yin etti. Onun hüküm vermeye
başlamasıyla, diğer kadılar hüküm veremez olmuş, herkes İbn-i Haddâd'ın hükmünü
tercih eder olmuştu. Da'valara câmide, evinde veya İbn-i Ebî Zür'a'nın evinde
oturarak bakardı. İbn-i Ebî Zür'a, onun yanında edeble durur, hiçbir şekilde İbn-i
Haddâd'a müdahale etmezdi. Talebeleri de ona kâtiblik yapardı. Ömrünün sonuna
kadar kadılık yaptı. İnsanlar, onun âdil hükümleriyle huzur içinde yaşadılar.
Çok güzel giyinir, güzel ata biner, âlimlerin şiârını korur, devlet adamlarına
nasîhat ederdi. Zamanında Mısır vâli ve sultanı olan İhşidî hükümdarları ve halk
tarafından çok sevilir, insanlar onun sözünden çıkmazlardı. Onun nasîhatleri ve
desteği ile Fatımîlere karşı Mısır, kuvvetli bir kale haline gelmişti. Vefâtında
arkasında; defalarca şerhi yapılacak olan birçok kitap, yüzlerce mümtaz talebe,
yüzbinlerce kendisini seven gönül bıraktı. Cenâze namazında, basta Sultan Ünûcûr
bin Muhammed bin Tugç İhşidî ve saltanat nâibi Kâfûr ve onbinlerce insan
bulundu. Daha sonraları insanlar, onun kabrini ziyâret ederek bereketlendiler.
Kitaplarını okuyarak, talebelerinden öğrenerek, bir ummanı andıran ilminden
istifade ettiler.
İlimle uğraştığı zaman yalnız olmayı tercih ederdi. Çok ibadet eder, hergün bir
defa Kur'ân-ı kerîmi baştan sona okurdu. Ayrıca Ramazan ayında da altmış hatim
yapardı.
Birçok talebeye ilim öğreten İbn-i Haddâd'ın en meşhûr talebeleri; kadı Yûsuf
bin Kâzım, Kaffâl, Ebû Ali Sincî, kadı Ebü't-Tayyîb Taberî ve kadı Hüseyn
Mervezî'dir.
Bilhassa fıkıh ve kadılık ilimlerinde birçok kitap yazan Ebû Bekr İbni Haddâd'ın,
el-Furû-ül-müvelledât ve Câmi'-ül-fıkh adlı eserleri, talebelerinden İbn-i Ali
el-Kaffâl, Ebû Ali Sind, kadı Ebü't-Tayyîb Taberî, kadı Hüseyn Mervezî ve diğer
âlimler tarafından birçok defa serh edilip, diğer insanların daha rahat
anlayabilmeleri için açıklanmıştır. Fıkıh ilminde ayrıca el-Bâhir adlı yüz
bölümlük bir eseriyle, kadılık üzerine yazdığı Edeb-ül-Kadâ' adlı pek kıymetli
bir kitabı vardır. Bir de Ferâiz adlı bir eseri bulunmaktadır.
KAYNAKLAR
1)
Tabakât-üş-Şafiiyye
cild-3, sh-79
2)
Tezkiret-ül-huffâz
cild-3, sh-899
3)
Vefeyât-ül-a'yân
cild-4, sh-197
4)
Miftâh-üs-se'âde cild-2, sh-314
5)
Mu'cem-ül-müellifîn
cild-8, sh-320
6)
El-A'lâm cild-5, sh-31p
7)
Keşf-üz-zünûn
sh-47, 1218, 1256, 1911
8)
Esmâ-ül-müellifîn cild-2, sh-42
9)
Şezerât-üz-zeheb
cild-2, sh-367
|