Nişâbûr'da yetişen âlimlerin en
büyüklerinden. İsmi Abdullah bin Muhammed bin Menâzil olup, künyesi Ebû
Muhammed'dir. Hamdûn-i Kassâr'ın talebesi olup, zahir ve bâtın ilimlerinde âlim,
tasavvuf hâllerine vâfaf, çok yüksek bir zât idi. Kerâmetler ve fazîletler
sahibi idi. Hadîs ilminde de âlim ollup, çok hadîs-i şerîf dinlemiş ve
yazmıştır. 329 (m. 940)'da Nişâbûr'da vefât etti. Kabri Enbâr şehîdliğindedir.
Söyle anlatılır: Ahmed bin Hamîdli Esved, Abdullah bin Menâzil'e gelerek; "Rü'yâmda
gelecek seneye kadar öleceğini gördüm. dünyâyı terk etmeye hazırlansan iyi olur"
dedi. Bunun üzerine Abdullah bin Menâzil buyurdu ki: "Bize uzun bir Küreden
bahsettin. Gelecek seneye kadar yaşamaya elimde delilim var mı? Ebû Ali
Sakafî'den işittiğim şu beyitle yakınlık ve rahat bulmaktayım:
"Ey sevgiliden uzun süre, Kaldım uzak diye,
Aşkından şikâyet eden, Sabret, Yarın belki, Kavuşursun sevgiline."
Ebû Ali Dekkâk şöyle anlatır: "Birgün Ebû
Ali Sakafî konuşurken Abdullah bin Menâzil, ona: "Ölüme hazır ol, çünkü bundan
kurtulmanın çâresi yoktur" dedi. Bunun üzerine Ebû Ali Sakafî on'a: "Ey
Abdullah! Sen de ölüme hazır ol, şüphesiz öleceksin" deyince, Abdullah bin
Menâzil kolunu yastık şeklinde uzatarak başını koluna koydu ve: "İşte öldüm"
dedi ve derhal ruhunu teslim etti. Bu durum karşısında Ebû Sakafî söyleyecek bir
söz bulamadı. Çünkü Abdullah bin Menâzil'e fiilen mukabele etmek imkânına sahip
değildi. Ebû Ali Sakafî'yi dünyâya bağlayan bir takım sebepler vardı. Abdullah
bin Menâzil'in ise Allahü teâlâdan başka meşguliyeti yoktu. Dünyâ ile alâkasını
kesmişti.
Ebû Bekr bin Eşkir şöyle anlatır: "Hasen
bin Haddâd bir gün Abdullah bin Menâzü'in yanına gitmişti. İbn-i Menâzü ona
nereden geldiğini sordu. Hasen bin Haddâd da "Ebü'l-Kâsım Müzekkir'in
meclisinden geliyorum" dedi. Bunun üzerine İbn-i Menâ-zil, "Ebü'l-Kâsım Müzekkir
ne hakkında anlatıyor?" diye sorunca, İbn-i Haddâd "Haya konusunu" dedi. Bunun
üzerine İbn-i Menâzil "Allahü teâlâ'nın utanır ayan bir kimsenin, hayâdan bahs
etmesi ne kadar şaşılacak bir şeydir" buyurdu.
Abdullah bin Menâzil, Hamdûn bin Ahmed'e: "Bana bir tavsiyede bulun" deyince,
Hamdûn bin Ahmed de; "Gücün yettiği müddetçe dünyâlık bir şeye kızmamaya gayret
et" buyurdu.
Abdullah bin Menâzil buyurdu ki: "İnsanlar senin sû-i zannından, sen de nefsinin
vesvese ve havasından kurtulduğun vakit, senin için vakitlerin en
fazîletlisidir."
"İnsanlar edebe, ilimden çok daha fazla muhtaçtır."
"Hayadan bahseden, ama kendisi Allahü teâlâdan haya etmeyen kimseye ne kadar
şaşılır."
"İhtiyâcı olmayan bir şeyi kendisine lâzım kılan, ihtiyâcı olan bir şeyi zayi
etmek durumunda kalır."
"Allahü
teâlâ çeşitli ibâdetleri bildirdi. Sabrı, sıdkı, namazı, orucu ve seher
vakitleri istiğfâr etmeği buyurdu, istiğfârı en sonra söyledi. Böylece kula,
bütün ibâdetlerini, iyiliklerini kusurlu görüp, hepsine af ve mağfirelt dilemesi
lâzım oldu."
"Çalışıp da tevekkül etmek, bir yere çekilip ibâdet yapmaktan hayırlıdır."
"Kendisinden ilim öğrendiği zâtta, ayıb ve kusur arayan, o zâtın ilminden, feyiz
ve bereketimden istifâde edemez."
"Tevekkül sahibi kimse, herşeyden yüz çevirip Allahü teâlâya dönen kimsedir."
"Paralardan birini eda etmeyen, sünneti yapmama belâsına yakalanabilir. Sünneti
terk edenin ise bid'ate düşmesi muhakkaktır."
"Sâhib
olduğun vakitlerin en fazîletlisi; nefsinin istek ve arzularından kurtulduğun ve
halk için sû-i zanda bulunmadığın vakittir."
"Nefsi için bir hizmetçi istemediği müddet zarfında kul, kuldur. Kendisi için
bir hizmetçi istedi ini, yüksek derecesinden düşmüş ve; kulluğun âdabını terk
etmiş olur. Çünkü başkasının kendisine hizmet etmesini istiyecek kadar nefsini
büyük görmüştür."
"Eğer bir kul, bütün ömrü boyunca bir an riyasız ve nifaksız kalırsa, o bir ânın
bereketini tâ ömrünün sonuna kadar duyar."
"Arif kimse, Allahü teâlâdan gelen hiç bir şeyi acâib karşılamaz."
KAYNAKLAR
1)
Tezkiret-ül-evliyâ
cild-1, sh-90
2)
Şezerât-üz-zeheb
cild-2, sh-330
3)
Nefehât-ül-üns
sh-254
4)
Tabakât-üs-sûfiyye
sh-336
5)
Risâle-i Kuşeyrî sh-161
6)
Tabakât-ül-kübrâ
cild-1, sh-107
7)
Kevâkib-üd-düriyye
cild-2, sh-54
8)
Fâideli
Bilgiler sh-167
|