Mâverâünnehir'de yetişmiş meşhûr hadîs
âlimlerinden. İsmi, Muhammed bin Selâm bin Ferec es-Sülemî'dir. Künyesi, Ebû
Abdullah'dır. Bîkendli olduğu için "Bîkendî" denir. Bîkend, Buhara yakınlarında
bir yerin adıdır. Hadîs ilminde ve diğer ilimlerde büyük bir âlimdir. 227 (m.
841) senesinin Safer ayında 64 yaşında iken vefât etti.
O, Ebû İshâk el-Fezârî, Abdullah bin İdrîs, Huşeym, Mervân bin Muâviye, Abdullah
İbni Mübârek, Abdül-A'lâ bin Abd-iİ-A'lâ, Abdülvehhâb es-Sekafî, İsmâil bin lyâş,
İsmâil bin Ca'fer, İbn-i Uyeyne, Hâlid bin Abdullah, Yezîd bin Hârûn ve daha bir
çok âlimden ilim alıp, hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de oğlu İbrâhîm,
İmâm-ı Buhârî, Abdullah İbni Abdurrahmân ed-Dârimî, Ubeydullah bin Vâsıl, Ebû
Tâhir Esbât el-Yesa', Ahmed bin Abdurrahmân bin Îsâ es-Sekâfî ve diğerleri ilim
aldılar ve hadîs-i şerîf rivâyet ettiler.
Muhammed bin Selâm, hadîs imamlarının büyüklerinden idi. Hadîs-i şerîf öğrenmek
için çok yer dolaştı. İbn-i Hibbân ve Mâkûle, onun sika (güvenilir) bir râvi
olduğunu bildirdiler. Yahyâ bin Yahyâ şöyle anlatıyor: "Horasan'da iki ilim
hazinesi vardı. Bunlardan bin İshâk bin Râheveyh ve diğeri ise Muhammed bin
Selâm el-Bîkendî'dir." Sehl bin Mütevekkil, onun; "İlim öğrenmek ve yaymak için
seksenbin dinar harcadım" dediğini bildirmektedir. Ubeyd bin Şüreyh, ondan;
"Ben, 5000 civarında hadîs-i şerîf ezberledim" dediğini bildirmekte ve "Abdullah
bin Selâm, büyük hadîs âlimlerindendi. O çok hadîs-i şerîf ezberlemiş, bunun
için birçok seyahatler yapmıştır. Her ilimde çeşitli eserleri vardır. Onunla Ebû
Hafs-ı Kebîr arasında yakın dostluk vardı. Halbuki ictihâdları farklıydı" dedi.
Gencer Târihi müellifi de, onun hakkında; "O, her ilme ait eser yazmıştır"
demektedir.
İbn-i Ebî Hatim şöyle anlatıyor: Babama onu
sordum. Babam da: "O sika, sadûk (rivâyetlerinde sağlam ve doğru) bir râvidir"
dedi.
Birgün kendisine birisi geldi ve: "Ey Ebû
Abdullah! Ben cinlerin sultânının elçisiyim. Sultânımız sana selâm ediyor ve
diyor ki: "Senin bütün meclislerinde, cinler insanlardan fazladır."
Sohbetlerinde cinler de bulunur, ondan istifâde ederlerdi. Cinlere de fetva
verirdi.
KAYNAKLAR
1)
Mu'cem-ül-müellifîn
cild-10, sh-42
2)
Tehzîb-üt-tehzîb
cild-9, sh-212
3)
Tezkiret-ül-huffâz
cild-2, sh-422
4)
El-A'lâm cild-6, sh-146
5)
Şezerât-üz-zeheb
cild-2, sh-57
|