TÜRKİYE GAZETESİ YAYINLARI

 

İSLÂM ALİMLERİ ANSİKLOPEDİSİ

3.CİLD

Bir Önceki Sayfaya Gider

CİLD  -  ALFABE  -  ASIR

Bir Sonraki Sayfaya Gider

01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   18

MUHAMMED BİN MENSÛR ET-TUSÎ (Radıyallahü Anh)

Âlim ve âbid (çok ibâdet eden) bir zât. Künyesi, Ebû Ca'fer'dir. Tûsî diye meşhûrdur. 254 (m. 864) senesinde vefât etti. İsmâil bin Aliyye, Süfyân bin Uyeyne, Affân bin Müslim ve Ahmed bin Hanbel hazretlerinin meclisinde bulunup, onların ders ve sohbetlerini dinlemiştir. Kendisinden de, Abdullah el-Begâvî, Yahyâ bin Sa'îd ve diğer âlimler rivâyette bulunmuşlardır. Özellikle Ahmed bin Hanbel hazretlerinden kimsenin rivâyet etmediği şeyleri bildirmiştir. Ma'rûf-i Kerhî ve diğer büyük zâtların da sohbetinde bulundu. Ahmed bin Hanbel'e (r.a.), Muhammed bin Mensûr hakkında sorulduğu zaman: "Onun hakkında hayır ve iyilikten, çok namaz kılan birisi olduğundan başka birşey bilmiyorum" demiştir. Tûsî'nin (r.a.) rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf şöyledir: Resûlullah efendimiz (s.a.v.) buyurdu ki: "Lâ ilâhe illallah diyen mü'minlerden bir kısmı, günahları sebebiyle Cehenneme girerler. Bunu gören müşrikler onlara, Lâ ilâhe illallah demeniz size faide vermedi. Siz de bizimle beraber Cehennemde yanıyor-sunuz, derler. (Onların bu sözünden) Allahü teâlâ gazaba gelir ve Lâ ilâhe illallah deyip de Cehennemde yanan mü'minleri Cehennemden çıkarır. Onları hayat nehrine atar. Yanıkları iyileşir. Sonra Cennete girerler..."

Resûlullah efendimizin mübârek hanımlarından Hz. Ümmü Seleme validemiz şöyle bildirdi. Resûlullah (s.a.v.) buyurdu ki: "Yeryüzünde kötülükler ortaya çıktığı zaman, Allahü teâlâ, yeryü-zündekilere azabını gönderir." Bunun üzerine ben: "Yâ Resûlallah! Onların arasında sâlih kimseler olsa da, Allahü teâlâ yine azabını gönderir mi?" dedim. Resûlullah (s.a.v.), "Evet, İnsanlara isâbet eden azâb onlara da, onlara da isâbet eder..." buyurdu.

Muhammed bin Mensûr et-Tûsî'nin kıymetli sözlerinden ba'zıları:

"Kalbde yakîn, dinde vera' (şübhelilerden sâkınma), dünyâ için zühdü (dünyâya rağbet etmemek), haya ve ilmin olması, insanın se'âdetine ve akıbetinin iyi olacağına alâmetdir."

"Şu altı şey kendisinde bulunan kimsenin câhil olduğu anlaşılır: Birincisi, sebebsiz yere kızmak; i-kincisi, fâidesiz yere konuşmak; üçüncüsü, yersiz nasîhatta bulunmak; dördüncüsü, sırrını herkese söylemek; beşincisi, herkese güvenmek; altıncısı, dostunu, düşmanından ayıramamak."

"Mü'minin dört alâmeti vardır. Sözü Allahü teâlâyı hatırlatır. Susması tefekkür (Allahü teâlânın büyüklüğünü düşünmek ve âhırette başına gelecekleri hatırlamak), bakışı ibret, ilmi hayırdır."

 

KAYNAKLAR

1) Tabakât-ı Hanâbile, cild-1, sh-218

2) Hilyet-ül-evliyâ, cild-10 sh-216

 
 

Bir Önceki Sayfaya Gider

Bu Bölümün İndex Sayfasına Gider

Bir Sonraki Sayfaya Gider