Kelâm, fıkıh,
tefsîr ve hadîs âlimlerinden. Adı Muhammed bin İbrâhîm'dir, Bağdâd'lı olup,
Bezzâr Lakabı ile meşhûrdur. Hocası Hârisi Muhâsebî'dir. Ayrıca, Sırrî-yi Sekatî
ve başka büyük zâtların sohbetlerinde bulunup, kendilerinden ilim öğrendi. Ebû
Bekr-i Kettânî, Hayr-ün-Nessâc ve başka zâtlar kendisinden hadîs-i şerîfler
rivâyet etmiştir. Bir yere gideceği zaman Ebû Türâb Nahşebî ile beraber giderdi.
Ebü'l-Hüseyin Nuri'nin akranı idi. Defalarca Basra'ya gitti. Bişr-i Hafî ile
sohbet etti. Ebû Hamza Bağdâdî (r.a.), Bağdâd'da Ressâfe isimli mescidde va'z
ederdi. Sonraları Medine isimli mescidde va'z etmeye başladı. Her Cum'a günü
Medine isimli mescidde va'z ediyorken kendisine gâibden bir ses geldi. "Ey Ebâ
Hamza! Bugüne kadar konuştun.
Çok güzel ve
te'sîrli konuşuyorsun. Ama bundan sonra konuşmaman daha hayırlıdır" diyordu.
Birden rengi değişti, sarardı ve kürsüden yere düştü. Ertesi Cum'a'ya varmadan
vefât etti. Vefât edinceye kadar hiç konuşmadı 289 (m. 901).
İmâm-ı Ahmed
bin Hanbel, bu zâta çok saygı gösterirdi. Evliyâ hâllerine ait bir mes'ele
olursa, "Ey Ebâ Hamzaî Bu hususda ne buyurursun?" diye sorar, aldığı cevâblara
hayran olurdu. Ebû Hamza (r.a.), tok olarak sahrada yola çıkmayı uygun bulmaz.
"Böyle yapmakla, Allahü teâlâya tam tevekkül etmekte, O'na güvenmekte gevşeklik
etmiş olurum" buyururdu. Ebû Hamza Bağdâdî buyurdular ki:
"Allahü teâlâ
sana hayır yollarından birini açarsa, sen o yolda gayretle devam et. Ama o
ni'meti sana ihsan edeni ve o ni'mete kavuşmana vesîle olanları da unutma. O
ni'mete kavuştuğun için büyük-lenme. Senin yapacağın şey, buna kavuşturana
şükretmendir. Eğer şükretmezsen, o ni'met, elinden alınır. İhsâri edeni üzmüş
olursun. Eğer şükredersen, sana daha hayırlı yollar, daha güzel ni'metler ihsan
edilir. Nitekim Allahü teâlâ, İbrâhîm sûresi 7. âyetinde "Eğer
şükrederseniz elbette size ni'metimi arttırırım ve eğer nankörlük ederseniz,
haberiniz olsun, gerçekten azâbım çok şiddetlidir"
buyuruyor.
"Bir kimsenin,
Allahü teâlâyı sevmesi, sonra da O'nu unutması, devamlı Allahü teâlâyı
hatırlayıp, sonra da O'nu bulama ması ve Allahü teâlâyı anmakdaki tadı alıp,
sonra da O'ndan gâfil plması düşünülenle."
"Allahü teâlâ
"Câhillerden
yüz çevir"
(A'râf-199) buyuruyor. Nefs, câhillerin en
câhilidir. O halde ondan daha fazla yüz çevirmelidir."
"Nefsinin kötü
olan arzûlarını yapmayıp, onun âhırette kurtulmasını temin edebilirsen, nefsinin
hakkını îfâ etmiş olursun, İnsanlar senin kötülüğünden emin olurlarsa, onların
hakkını îfâ etmiş olursun."
KAYNAKLAR
1) Tabakât-üs-sûfiyye
sh-295
2) Târîh-i
Bağdâd cild-7, sh-310
3) El-A'lâm
cild-5, sh-294
4) Tabakât-ül-kübrâ
cild-1, sh-99
5) Nefehât-ül-üns
sh-123
6) Risâle-i
Kuşeyrî sh-139
|