Evliyânın
büyüklerinden. İsmi, Ali bin Bekkâr bin Hârûn el-Masisî olup, künyesi, Ebü'l
Hasen'dir. Şam yakınlarında bulunan Masisa'ya yerleşti. 207 (m. 822)'de
Masisa'da vefât etti. İbrâhîm bin Edhem (r.a.) ile görüşüp sohbet etti. Hadîs
ilminde sika (güvenilir) âlimlerdendir. Ebû İshâk el-Fezârî'den hadîs-i şerîf
rivâyetinde bulundu. Kendisinden Muhammed bin Abdullah el-Hadremî, Ahmed bin
Hârûn el-Berdî, Ebû Ali, Huneyf bin Abdullah el-Antâkî ve diğer zâtlar rivâyette
bulunmuşlardır.
Çok ibâdet
ederdi. Gece olunca, hizmetçisi yatağını hazırlardı. Lâkin o, yatağa karşı "Sen,
rahat ve hoş bir şeysin ama ben senin üzerinde yatamam." Böyle söyledikten
sonra, sabaha kadar ibâdetle meşgul olur ve sabah namazını yatsının abdesti ile
kılardı. Bir defasında talebelerinden biri ile odun toplamak için sahraya
çıktılar. Odun toplamak için kendisi bir tarafa talebesi başka bir tarafa gitti.
Talebesi" epey beklediği halde hocası gelmeyince hocasının gittiği tarafa doğru
yürüdü. Gördü ki bir canavar, başım hocasının dizine koymuş uyuyor, hocası da bu
hayvanın yelesini okşuyordu. Çok hayret edip, "E-fendim orada nasıl
oturuyorsun?" diye sordu. Cevâbında, "Bu canavar geldi, başını dizime koyup
uyudu. Ben de uyandırmadım. Uyandığında kalkıp sana yetişmeye çalışacaktım"
buyurdu.
"Kırk yıldır
beni üzen tek şey, sabahın olmasıdır" buyurdu.
KAYNAKLAR
1) Nefehât-ül-üns
sh-170
2) Risâle-i
Kuşeyrî sh-303
|