Hadîs âlimlerinden: Tâbiînden olup, künyesi, Ebû İsmâil'dir, Ebû Saîd de
denilmiştir. 151 veya 152 (m. 769) senesinde vefât etmiştir. Ebû Ubeyy İbni Ümmü
Hiram'dan, Enes bin Mâlik'ten Ümmü-d-Derdâ Sugra'dan, Bilâl bin Ebî Derdâ'dan,
Ukbe bin Vesac'dan, Abdullah bin Deylemî'den ve diğer hadîs âlimlerinden hadîs-i
şerîf rivâyet etmiştir. Kendisinden İmâm-ı Mâlik, Leys, İbn-ül-Mübârek, İbni
İshâk, Mu-hammed bin Humeyr, Damra bin Rebîa ve diğer âlimler hadîs-i şerîf
rivâyet etmişlerdir. Onun rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler hadîs kitaplarından
Sahîh-i Buhârî'de, Sahîh-i Müslim'de, Sünen-i Ebî Dâvûd'da, Sünen-i Nesâî'de,
Sünen-i İbni Mâce'de yer almıştır.
İbrâhîm bin Abele kırâat ilminde de âlim idi. Kırâati güzel, nasîhatleri ve
va'zları çok te'sîrli idi. Kendisi şöyle demiştir: "Velîd bin Abdülmelik,
yanımıza geldiğinde bana va'z ve nasîhatte bulunmamı söyledi. Ben de konuştum.
Ömer bin Abdülazîz beni karşılayıp, "Ey İbrâhîm, öyle bir va'z ettin ki,
kalblere işledi" dedi."
Kendisi şöyle anlatmıştır: "Hişâm bin Abdülmelik bana haberci gönderip yanına
çağırarak, "Biz senin küçüklüğünü, büyüklüğünü ve her hâlini biliriz. Seni
işlerimde kendime yardımcı yapacağım. Bu sebeble Mısır'ın haracı üzerine seni
ta'yin ettim" dedi. Ben de "Bu vazifeyi yapacak güç ve kuvvet sahibi
değilim, size faydalı olamam" deyip bu vazifeyi
almak istemediğimi bildirdim. Hişâm bin Abdülmelik pek kızdı, yüzü değişti,
"İster istemez kabul edeceksin" dedi. Ben bir müddet sustum, kızgınlığı
yatıştıktan sonra, "Konuşmama izin var mı?" dedim. "Evet" dedi. Dedim ki, "Allahü
teâlâ Kur'ân-ı kerîmde "Biz e-mâneti göklere, arza ve dağlara teklif ettik de
onlar bunu yüklenmekten çekindiler" buyuruyor. Onlar kabul etmeyince Allahü
teâlâ gadaplanmadı. Ben bu vazifeyi kabul etmediğim için bu hususta bana
kızmayın" dedim. Bunun üzerine öyle güldü ki, dişleri gözüktü, sonra da, "İlimde
ısrar ettin. Senden razıyız ve seni affettik" dedi. Kendisinin şöyle dediği
nakledilmiştir: "Halife Velîd bana çanak dolusu altın verirdi. Ben de Mescid-i
Aksâ'nın kurralarına dağıtırdım."
Rivâyet ettiği hadîs-i şerîflerden: Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
"Bir adama parmakla işaret edilmek, gVinah cihetinden kâfidir." Eshâb-ı kirâm,
"Yâ Resûlallah, hayır olsa da mı?" diye sorunca "Hayır olsa da bu onun için
serdir. Ancak Allahü teâlânın merhamet ettiği müstesna. Eğer şer (kötülük) ise o
zaten şerdir."
"Kabirde insanın ilk kokacak yeri karnıdır. Karınlarınıza ancak temiz (helâl)
olanlar girsin."
KAYNAKLAR
1)
Hilyet-ül-evliyâ
cild-5, sh-243
2)
Tehzîb-üt-tehzîb
cild-1, sh-142
|