Büyük fıkıh ve
hadîs âlimi. Künyesi, Ebû Ubeyde el-Anbârî et-Tenurî el-Basrî'dir. Hicrî 120
yılında (m. 737) doğdu. 180 (m. 796) yılında Basra'da vefât etti.
Zamanının
meşhûr âlimlerinden ilim öğrendi. Hadîs-i şerîf aldığı zatlar arasında,
Abdülazîz bin Suheyb, Yahyâ bin İshâk el-Hadremi, Eyyûb es-Sahtiyânî, Hâlid el
Hızaî gibi meşhûrları vardı. Aynı zamanda hitâbet, güzel konuşma gibi sanatları
iyi öğrendi. Kendisi hakkında "Basra'da muhaddislerin en iyisi, fıkıh ilminde
ise Hammâd bin Seleme'den sonra en iyi bilendi."
Kendisinin
Kaderiyye'den olduğu söylenmiş ise de bunun aslı yoktur. Kendisinden yüzlerce
âlim hadîs-i şerîf alıp nakletmiştir. Bunlar arasında Süfyân-ı Sevrî, oğlu
Abdüssamed, Affan bin Müslim, Abdurrahman İbn-i Mübârek, Hibbân bin Hilâl, Ezher
bin Mervan v.b. âlimler vardı. Hammâd bin Zeyd'e "Eyyûb'u mu çok seversin,
Abdülvâris'i mi?" diye sorulunca "Abdülvâris'i" buyurdu. Abdülvâris
hazretlerinin sika (güvenilir) olduğunu İmâm-ı Buhârî, Müslim, İbn-i Hibbân, İbn-i
Sa'd bildirmektedir.
Abdülvâris bin Sa'îd hazretleri,
Resûlullah'ın sünnetine son derece uyardı. Resûl-i ekrem'in (s.a.v.) yaşayışına
uymaya çok çalışır, Onun ahlâkı ile ahlâklanmaya gayret ederdi. Dünya malına
rağbet etmezdi. Çünkü Ebû Hureyrede Resûlullah'tan şöyle bir hadîs-i şerîf
rivâyet etmektedir:
"Allahü
teâlâ, paraya kul, köle olanlara la'net etsin."
Yine Enes bin
Mâlik'ten rivâyet ettikleri bir hadîs-i şerîfte "Peygamber efendimiz helaya
girecekleri zaman "Eûzu-billahi minel hubüsi ve'l-Habâis" duâsını okurdu."
Diğer rivâyet
ettiği hadîs-i şerîflerde Peygamberimiz (s.a.v.) buyurdular ki:
"Hiçbir
kimse, ben kendisine, ehlinden, malından ve bütün insanlardan daha sevgili
olmadıkça (kamil) îmân etmiş sayılmaz."
"Şüphesiz
ki, Allahü teâlâ iyilikleri ve kötülükleri yazmış, sonra onları beyân
eylemiştir. İmdî kim bir iyilik yapmak isterde yapamazsa Allahü teâlâ onu kendi
divânına tam bir hasene olarak yazar. O hayırlı işi yapmaya niyet eder de
yaparsa Allahü teâlâ onu kendi divanına on kattan yediyüz kata ve daha pekçok
katlayarak hasenat yazar. Şayet bir kötülük yapmak isterde
yapmazsa, Allahü teâlâ onu kendi divânına tam bir hasene olarak yazar. O
kötülüğü yapmak isterde yaparsa Allahü teâlâ onu bir tek seyyie olarak yazar."
KAYNAKLAR
1)
Tezkiret-ül-huffâz
cild-1, sh-257
2) Mîzân-ül-i'tidâl
cild-2, sh-277
3)
Tehzîb-üt-tehzîb
cild-6, sh-441
4) El-A'lâm
cild-4, sh-178
5)
Şezerat-üz-zeheb
cild-1, sh-293
6) El-Menhel-ül-azb-ül-mevrûd
cild-1, sh-29
|