Aks
/ Döndürme
Döndürme, bir önermede nitelik yani olumluluk ve olumsuzluk,
doğruluk ve yanlışlık olduğu gibi bırakılarak konunun
yükleme,
yüklemin de
konuya
dönüştürülmesidir.
Tümel olumlu, tümel olarak döndürülmez; çünkü "Her
insan canlıdır"
ifadesi doğru olduğu halde "Her
canlı insandır"
ifadesi doğru değildir; tersine o tikel olarak döndürülür; zira "Her
insan canlıdır"
dediğimizde "Bir
kısım canlı insandır"
ifademiz de doğru olur. Nitekim biz bir şeyi hem canlı hem de insan
niteliğiyle tanıdığımız için bir kısım canlı insan olmuş olur. Bu
gerekçeyle tikel olumlu da aynı şekilde bir tikel olarak döndürülür.
Tümel olumsuz, tümel olumsuz olarak döndürülür ki, bu kendiliğinden
apaçıktır. Zira "Hiçbir
insan taş değildir"
önermesi doğru olunca "Hiçbir
taş insan değildir"
önermesi de doğru olur. Zorunlu olarak tikel olumsuzun döndürülmüşü
yoktur; çünkü "Bir
kısım canlı insan değildir"
önermesi doğru olduğu halde, döndürülmüşü doğru olmaz ki, bu da: "Bir
kısım insan canlı değildir"
ifademizdir.
Doğruluk ve yanlışlığında değişiklik yapılmaksızın, birinci
kazıyyedeki mevzu’u ikinci kazıyyede mahmûl, birinci
kazıyyedeki mahmûlü de ikinci kazıyyede mevzû
yapılarak tersine çevrilmesidir.
Külliyye-i mûcibeler,
külliye-i mûcibeye aks olunmazlar. Çünkü "bütün insanlar
canlıdır" sözü doğru olurken [aksi olan] "bütün canlılar insandır"
sözü doğıu değildir.. Bunlar ancak
mûcibe-i cüz'iyyelere
aks olunurlar. Çünkü "bütün insanlar canlıdır" dediğimizde
ancak "bazı canlılar insandır" sözü doğru olur. Zira biz hem
canlılıkla hem de insanlıkla vasıflanmış bir şey bulabiliriz. Şu
halde "bazı canlılar insandır". Aynı sebeple mûcibe-i cüz'iyyeler de
mûcibe-i cüz'iyyeye aks olunabilir
Sâlibe-i külliyye
sâlibe-i külliyeye aks olunur ki, bu açıktır. Çünkü "hiçbir insan
taş değildir" sözümüz doğru olduğunda "hiç bir taş da insan
değildir" sözü doğru olur.
Sâlibe-i cüz'iyye
her
zaman aks olunmaz Çünkü "bazı canlılar insan değildir" sözü doğru
ama aksi olan "bazı insanlar canlı değildir" sözü doğru değildir. |
الْعَكْسُ
هُوَ أَنْ يَصِيرَ :
المَوْضُوعَ مَحْمُولاً.
وَالمَحْمُولُ مَوَضُوعًا
مَعَ بَقَاءِ السَّلْبِ.
وَالْإِيجَابِ بِحَالِهِ وَالتَّصْدِيقِ وَالتَّكْذِيبِ بِحَالهِ،
وَالمُوجِبَةُ الْكُلِّيَّةُ
لاَ تَنْعَكِسُ كُلِّيَّةً
إِذْ يَصْدُقُ قَوْلُنَا:
كُلُّ إِنْسَانٍ حَيوَانٌ.
وَلاَ يَصْدُقُ: كُلُّ حَيَوانٍ
إنْسَانٌ
بَل تَنْعَكِسُ جُزْئِيَّةً لِأَنَّنَا إِذَا اقُلْنَا:
كُلُّ إِنْسَانٍ حَيَوَانٌ يَصْدُقُ بَعْضُ الحَيَوَانِ
إِنْسَانٌ، فَإِنَّا نَجِدُ شَيْئًا مَوْصُوفًا بِالْإِنْسَانِ
وَالحَيَوَانِ فَيَكُونُ بَعْضُ الحَيَوَانِ إِنْسَانًا.
وَالمُوجِبَةُ الجُزْئِيَّةُ
أَيْضًا تَنْعَكِسُ جُزْئِيَّةً بِهذِهِ الحُجَّةِ
وَالسَّالِبَةُ الْكُلِّيَّةُ
تَنْعَكِسُ سَالِبَةً كُلِّيَّةً،
وَذلِكَ بَيِّنٌ بِنَفْسِهِ
لِأَنَّهُ إِذَا صَدَقَ لاَ شَيْءَ مِنَ الْإِنْسَانِ بِحَجَرٍ، صَدَقَ
لاَ شَيْءَ مِنَ الحَجَرِ بِإِنْسَانٍ.
وَالسَّالِبَةُ الجُزْئِيَّةُ
لاَ عَكْسَ لَهَا لُزُومًا، فَإِنَّهُ يَصْدُقُ بَعْضُ الحَيَوَانِ
لَيْسَ بِإِنْسَانٍ، وَلاَ يَصْدُقُ عَكْسُهُ. |