Geri

   

 

 

İleri

 

9

  Had (Tanım) ve tanıtım

Had, bir şeyin ne olduğunu (mahiyetini) gösteren söz olup, insana nisbetle "düşünen canlı" örneğinde olduğu gibi, bir şeyin yakın cinsi ile yakın faslından oluşur. İşte bu tam tanımdır (hadd-i tâm).

Eksik tanım (hadd-i nâkıs) ise, insana nisbetle "düşünen cisim" örneğinde olduğu üzere bir şeyin uzak cinsi ile yakın faslından meydana gelir

Tam tanıtım (resm-i tâm), insanı tarif etmek üzere "gülen canlı" ifadesinde olduğu gibi, bir şeyin yakın cinsi ile gerekli özelliğinden oluşur.

Eksik tanıtım (resm-i nâkıs) ise, insanı tarif eden "iki ayağı üzerinde yürüyen, geniş tırnaklı, bedeni tüysüz, dik duran, yapısı gereği gülen" ifadesinde olduğu gibi, hepsi bir tek gerçekliğe özgü arazlardan meydana gelir.

Had, bir şeyin hakikatine delâlet eden sözdür. Had, tarif edilen şeyin cins-i karîbi [yakın cinsi] ile fasl-ı karîbinden [yakın faslından] oluşandır. Bu insana nisbetle 'düşünen canlı' gibidir. Bu tür hadlere 'hadd-i tâm' denir.

Hadd-i nâkıs, bir şeyin cins-i baîdi [uzak cinsi] ile fasl-ı karîbinden oluşan tariflerdir. Bu, insana nisbetle cism-i nâtık' [düşünebilen cisim] gibidir.

Resm-i tam, bir şeyin cins-i karîbi ile hâssa-i lâzimelerinden oluşan tariflerdir. Resm-i tâm, insanın tarifindeki 'gülen canlı' gibidir

Resm-i nâkıs, toplamı tek bir hakikate mahsus olan arazîlerden oluşan tariflerdir. İnsanı tarif sadedinde kullanılan

"İki ayağı üzerinde yürüyücü,

tırnakları geniş,

cildi açık,

boynu dik,

tabiatı itibarıyla “gülen”dir" sözü bu kabildendir.

الْقَوْلُ الشَّارِحُ

الحَدُّ:

قَوْلٌ دَالٌّ عَلَى مَاهِيَّةِ الشَّيْءِ.

وَهْوَ الَّذِي يَتَرَكَّبُ مِنْ جِنْسِ الشَّيْءِ وَفَصْلِهِ الْقَرِيبَيْنَ.

كَالحَيَوانِ النَّاطِقِ بِالنِّسْبةِ إِلَى الْإِنْسَانِ.وَهْوَ الحَدُّ التَّامُّ.

وَالحَدُّ النَّاقِصُ: وَهْوَ الَّذِي يَتَرَكَّبُ مِنْ جِنْسِ الشَّيْءِ الْبَعِيدِ وَفَصْلِهِ الْقَرِيبِ.

كَالْجِسْمِ النَّاطِقِ بِالنِّسْبَةِ إِلَى الْإِنْسَانِ.

وَالرَّسْمُ التَّامُّ وَهْوَ: الَّذِي يَتَرَكَّبُ مِنْ جِنْسِ الشَّيْءِ الْقَرِيبِ وَخَوَاصِّهِ الَّلاَزِمَةِ لَهُ كَالحَيَوانِ الضَّاحِكِ فِي تَعْرِيْفِ الْإِنْسَانِ.

وَالرَّسْمُ النَّاقِصُ وَهَوَ الَّذِي يَتَرَكَّبُ مِنْ عَرَضِيَّاتٍ تَخْتَصُّ جُمْلَتُهَا بِحَقِيقَةٍ وَاحِدَةٍ.

كَقَوْلِنَا فِي تَعْرِيفِ الْإِنْسَانِ إِنَّهُ

مَاشٍ عَلَى قَدَمَيْهِ،

عِرِيضُ الْأَظْفَارِ،

بَادِي الْبَشَرَةِ،

مُسْتَقِيمُ الْقَامَةِ،

ضَحَّاكٌ بِالطَّبْعِ.