Geri

   

 

 

İleri

 

Birinci Altbölüm

I. Yükleme (İsnâd)

Tâm nisbet, ya olumlu (= îcâbî) ya da olumsuz (= selbî) hâlde bulunur. Fakat muhakkak sûrette iki tarafı arasında dinleyiciye sözün gerisini bekletmeyecek sûrette bağ kurulmasını sağlar. Bu bağ, bir kavram yüküdür, onu taşıyan unsura yüklem (= müsned), yüklemle arasında nisbet kurularak yeni vaziyet, mânâsına aktarılan unsura özne(= müsnedün-ileyh), bu ilgi kurma işine de yükleme (isnâd) adı verilir.

Ahmed, okudu.-Ali, yazdı.-Kâğıt, beyazdır.-Bu su, soğuktur. cümlelerinin her biri, tâm bir nisbete karşılık oluyor; bu yüzden ayrı ayrı kelâm meydâna getirmektedirler. Nisbet kavramını taşıyan okudu, yazdı, beyâzdır, soğuktur kelimelerinden her biri “yüklem”dir; bunlardan kendilerine ilgi çeken Ahmed, Ali, kâğıt, bu su lâfızlar, özne (= müsnedün-ileyh), her grup arasındaki ilgi ise yükleme (= isnâd)tır.

Yüklemenin çeşitleri:

Yükleme;

a) kendi mâhiyetine,

b) söz sahibinin zihin hâline göre sınıflandırılır.

Yükleme, kendi mahiyetine göre iki çeşittir:

Bu tâm nisbet gerçek veyâ yalan olabileceği muhtemel bir bağla dışarıya yönelikse, bildirme isnâdı (haber isnâdı) ; değilse, dilek isnâdı (inşâ isnâdı) adını alır. Ahmed Acar, dün İstanbul'a gitti. -Kemâl Yavuz çok dikkatli bir gençtir.- Edebiyâtı, Nermîn Hanım bilir. -Zehrâ, usludur cümlelerindeki nisbetlerin dışarıya yönelik olduklarını görüyoruz; işte bunlar, bildirme isnâdıdır. Çocuğu, üzme. -Allah vere de, Lutfi Bey çabuk gele.- Abdullah kahvaltı etsin.-Ali sınıfını geçse idi. -Bu kız, hasta olmayaydı bâri.-Keşke erken gelseydiniz… nisbetlerinin dışarı ile ilgisi yoktur. Bu yüklemler, dilek bildiriyorlar.

Not.-Eski nahiv (syntaxe) kitaplarında ilk gruba girenler, “cümle-i haberiyye”; ikinci gruba girenler “cümle-i inşâiyye” diye adlandırılırdı.

İkinci; takımda ise, aklî gerçek (hakîkat-i akliyye), mecaz gerçeği (hakîkat-i mecâziyye) sûretlerinde karşımıza çıkar.

Bu kitâbı ben yazdım cümlesindeki yükleme aklî gerçek üzerine kurulmuştur. Sirkeci'deki sebil, Beşinci Sultân Murâd'ın yapısıdır cümlesinde ise mecâz gerçeği vardır: Pâdişah o eseri, mîmâra yaptırmıştır. Bu tarz yükleme, türlü nüktelerle olur.

Kelâmın Ögeleri (Rükünleri) :

Kelâmın ögeleri (rükünleri) ikiye ayrılır:

a) Doğrudan doğruya cümleyi meydâna getirenler: Bunlar asıl ögelerdir; vaktıyla “umde” diye adlandırılırlardı: Yüklem ve özne, buraya girer.

b) Yardımcı Ögeler: Bunlar, yüklem ve özne etrâfındaki kayıtlarla cümle tamamlayıcılarından (hâl, zarf, temyîz gibi) meydâna gelir. Eski kitaplarda “fazla” diye adlandırılırlardı.