773-
Ebû Hüreyre'den
(radıyallahü anh) yapılan rivâyetde Peygambersallallahü aleyhi ve sellem şöyle
buyurdu:
"Bir toplum bir mecliste oturur ve orada Aziz ve
Yüce olan Allah'ı anmazlarsa, onlar aleyhine bir noksanlık olur. Bir
adam da bir yola çıkar da o yolda Aziz ve Yüce olan Allah'ı anmazsa onun
aleyhine bir noksanlık olur.[11]
774- Ebû
Ümâme el-Bâhilî'den (radıyallahü anh)
yapılan rivâyetde o şöyle anlatmıştır:
"Peygambersallallahü aleyhi ve sellem Tebük'de
iken Cibril aleyhisselâm ona gelip şöyle
dedi: Yâ Muhammed! Muâviye ibn
Muâviye el-Müzenî'nin cenazesinde
bulun (namazını kıl, o Medine'de vefat etmiştir.) Bunun üzerine Resûlüllahsallallahu aleyhi ve sellem (onun
namazını kılmak için) çıktı. Cibrîl de yetmiş bin melekle indi. Sağ
kanadını dağlar üzerine koydu da onlar eğildiler. Sol kanadını da yerler
üzerine koydu da onlar düzeldiler. Öyle ki, Mekke ve Medine'i gördü.
Böylece Resûlüllahsallallahü aleyhi ve sellem, Cibril ve
melekler (üzerlerine selâm olsun) namazı kıldı. Peygamber namazı bitirince şöyle
sordu: Yâ Cibril! Muâviye hangi şeyle
bu dereceye ulaştı? Cebrâîl: İhlâs
sûresini ayakta iken, süvari ve yaya yürürken okumakla..." dedi.[12]