Geri

   

 

 

İleri

 

10. Bir İsmi Daha Güzel Bir İsme Çevirmenin Müstehablığı

Bu konu üzerinde Münzir ibn Ebî Üseyd'in kıssasında doğan çocuğa ad vermek bölümünde anlatmış olduğumuz Sehl ibn Sa'd el-Sa'idî'nin hadisi vardır.

748- Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) yapılan rivâyetde şöyle anlatmıştır:

“Zeyneb'in adı Berre idi. (Berre kelimesi iyi kimse manasını taşıdığı için, insanlar tarafından) denildi ki, kendini bu isimle temize çıkarıyor. Bunun üzerine Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem onun adını Zeyneb koydu.[18]

749- Ebû Seleme'nin kızı Zeyneb'den (radıyallahü anh) yapılan rivâyetde şöyle demiştir:

“Bana Berre adı verilmişti. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, buna Zeyneb ismini verin, dedi. Ebû Seleme'nin kızı Zeyneb demiştir: Cahş'in kızı Zeyneb Peyamberle evlendi. O zaman ismi Berre idi. Peygamber ona Zeyneb ismini verdi."[19]

750- İbn Abbâs'dan yapılan rivâyete göre şöyle demiştir:

“Cüveyriye'nin adı Berre idi. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem onun adını Cüveyriye olarak değiştirdi. (Peygamber, zevcesi) Berre'nin yanından çıktı, denmesini hoş görmüyordu."[20]

751- Said ibn Müseyyeb'den, Müseyyeb de Hazen'den rivâyet edildiğine göre, babası Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'e geldi. Peygamber ona: Adın nedir? sordu. Hazen'dir, dedi. Peygamber ona: (senin adın) Sehl'dir, dedi. Hazen dedi ki, ben, babamın bana verdiği ismi değiştirmem. İbn Müseyyeb demiştir ki, artık ondan sonra bizden üzüntü ve keder ayrılmadı."[21]

752- İbn Ömer'den (radıyallahü anhüma) yapılan rivâyetde o şöyle anlatmıştır:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem Asiye ismini değiştirdi ve şöyle buyurdu: Sen Cemîle'sin." Müslim'in bir rivâyeti de şöyle:

“Ömer'in kızına Âsiye denilirdi. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem ona Cemîle ismini verdi."[22]

753- Güzel bir isnadla sahâbî olan Üsâme ibn Ahderî'den (radıyallahü anh) yapılar rivâyete göre:

“Asrem adını taşıyan bir adam, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e gelen bir heyet içinde bulunuyordu. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem (ona) ismin nedir? dedi. Adam:

Asrem'dir, dedi. Peygamber:

Hayır, senin adın Zür'a dır, dedi. (Hayır ve bereketi kesik manasındaki bir ismi bereket manasına gelen bir isimle değiştirdi.)"[23]

754- Haris oğullarından sahâbî olan Ebû Şüreyh Hânı'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

“Ebû Şureyh, kavmi ile beraber bir heyet hâlinde Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'e geldiği zaman, arkadaşlarının ona Ebû'l-Hakem künyesi ile hitab ettiklerini işitti. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem onu çağırıp şöyle dedi:

Gerçekten Allah Hakem'dir, hüküm de O'na aittir. Sen niçin Ebû'l-Hakem künyesi ile adlanıyorsun? Bunun üzerine adam:

Benim kavmim bir işte ayrılığa düştükleri zaman bana gelirler, ben de onlar arasında hüküm veririm. Her iki taraf da razı olurlar. (Bundan dolayı bana bu künya ile seslenirler), dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

Bu ne güzel şey! Çocuklardan kimin var?

— Benim, Şureyh, Müslim ve Abdullah isimli çocuklarım var, dedi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) sordu:

— En büyükleri hangisidir?

— Şüreyh, dedim. Peygamber, O hâlde sen Ebû Şüreyh'sin, dedi. (Bu künye ile anılacaksın.)"[24]

Ebû Dâvud demiştir: Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem el-Âsî, Aziz, Atle, Şeytan, Hakem, Gurab, Hubab, Şihab isimlerini değiştirdi. Şihab'a Haşim adını verdi. Harb'a Silm ismini verdi. Muztaci'a Münb'is adını verdi. Akıra diye adlanan yere Hadıra ismini verdi. Şa'buddalâleye de Şa'bu’l-Hüdâ adını verdi. Zinye Oğullarına Rişde Oğulları adını verdi. Muğviye Oğullarına Rişde Oğulları adını verdi,

Abdü’l-Ganî demiştir: Atle'ye Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem Utbe ismini verdi. Bu da Utbe ibn Abdi's-Selma'dır.