5. Yağmur Duâsında Okunacak duâlar ve Zikirler Yağmur Duâsında, tevazu ve kalb huzuru ile çokça Duâ, zikir ve istiğfar yapmak müstehabdir. Bu konuda edilen duâlar meşhurdur. Onlardan biri şöyle: "Allah'ım! Bize öyle bir yağmur ver ki, bereketli olsun, afiyetli olsun, bol olsun, her tarafa yayılmış olsun, gökten boşanırcasına olsun, umumî olsun, yeryüzünü kaplasın. (İhtiyaç miktarı) devamlı olsun. Allah'ım! Tepelere, ağaç diplerine ve vadilerin içine yağdır. Allah'ım! Biz Senden mağfiret diliyoruz: çünkü Sen mağfireti bol olansın. Üzerimize yağmuru bol yağdır. Allah'ım! Bize yağmur yağdır ve bizi (rahmetinden) ümit kesenlerden yapma. Allah'ım! Bize ekinleri bitir, sütleri bollat, gök bereketlerinde bizi sula ve yerin bereketlerinden bize bitki bitir. Allah'ım! Bizden sıkıntıyı, açlığı ve çıplaklığı gider ve Senden başka biç kimsenin kaldıramayacağı belâdan üzerimizde olanı kaldır." Yağmur Duâsı yapanlar arasında iyi hâl ile (takva ile) şöhret bulmuş bir adam varsa, onunla beraber Duâ edip şöyle derler: "Allah'ım! Biz Senden yağmur istiyoruz ve falanca kulunla Senden şefaat diliyoruz." 461- Kuraklığa düştükleri zaman, Ömer ibn'l-Hattâb (radıyallahü anh) Abdülmuttalib'in oğlu ABBAS ile yağmur Duâsına çıkardı ve şöyle duâ ederdi: "Allah'ım! Biz peygamberimizle (sallallahü aleyhi ve sellem) Sana tevessül ederdik de, Sen bize yağmur yağdırırdın . Şimdi de peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) amcası ile Sana tevessül ediyoruz. Sen bize yağmur ver."[14] Böylece yağmura kavuşurlardı.[15] İyi kimselerle yağmur Duâsının yapıldığı Muâviye'den ve başkasından nakledilmiştir. Yağmur Duâsı için kılınan namazda müstehab olan bayram namazında okunan âyetlerdir. Biz bunu da açıklamıştık. Birinci rekâta başladığı zaman yedi tekbir alır. İkinci rekât da beş tekbir alır bayram namazında olduğu gibi... Anlattığım bayram namazının yedi ve beş tekbiriyle ilgili bütün meseleler aynen burada da yapılır. Sonra iki hutbe okur ve bunlarda istiğfar ile duâyı çok yapar. 462- Cabir ibn Abdullah'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir: "Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'e (kuraklık ve kıtlık sıkıntısı yüzünden) ağlayanlar geldi. Bunun üzerine şöyle duâ etti: (Allahümme'skma ğeysen muğîsen meriyyen serî'an nâfıan ğayre dâr-rin. Acilen gayre âcilin.) "Allah'ım! Bize bir yağmur ver ki, bol olsun, afiyetli olsun, bereketli olsun, faydalı olsun, zararlı olmasın, hemen olsun gecikmesin." Bu duâ üzerine, yağmur bulutları üzerlerini kapladı."[16] 463- İbn Şuayb'dan, O, babasından, babası da dedesinden (radıyallahu anh) rivâyet ettiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem yağmur Duâsı yaptığı zaman şöyle derdi: (Allahümmeskt ibâdeke ve behâimeke. Venşür rahmeteke ve ahyî bele-dekelmeyyite). "Allah'ım! Kullarına ve hayvanlarına yağmur ver, rahmetini her tarafa yay ve ölü olan beldeni (yeşilliklerle) dirilt."[17] 464- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) nakledilen sağlam bir isnadda, Hazret-i Âişe şöyle demiştir: “İnsanlar kuraklıktan dolayı Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem'e şikâyette bulundular. Bunun üzerine Peygamber bir minber hazırlanmasını emretti. Böylece namazgah yerine onun için minber kondu. Sonra Duâya çıkacakları belli bir gün insanlara tayin etti. Bunun üzerine Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, güneşin ilk göründüğü bir zamanda Duâya çıkıp minberin üzerine oturdu. Sonra tekbir getirdi, Aziz ve yüce olan Allah'a hâmd etti. Sonra: "Siz, memleketinizin kıtlık ve kuraklığından ve yağmurun ilk geliş zamanından gecikmiş olduğundan şikâyet ettiniz. Noksanlıklardan münezzeh olan Allah, kendisine duâ etmenizi size emretmiştir. Duâlarınızı kabul edeceğini de size va'd etmiştir, dedi. Sonra şöyle duâ etti: "Hamd O Allah'a mahsustur ki, Alemlerin Rabbi'dir, Rahmân ve Rahimdir, hesap gününün sahibidir. Allah'dan başka hiç bir İlâh yoktur. O, dilediğini yapar, Rabbimiz, Sen Allah'sın. Senden başka hiç bir İlâh yoktur; ancak hiç bir şeye muhtaç olmayan Sen varsın. Bizler ise muhtaç kimseleriz. Bize yağmur indir ve indirdiğin şeyde de bize uzun bir zamana kadar (ecelimizin sonuna kadar) kuvvet ve kifâyet ver. Sonra Peygamberimiz ellerini kaldırdı. Böylece koltuklarının beyazlığı görülünceye kadar onları yukarı kaldırmaya devam etti. Sonra arkasını insanlara çevirdi ve hırkasını (kıtlık bolluğa dönsün diye,) tersine çevirdi yahut alt üst etti. O hâlde de elleri yukarıya kalkmış idi, Sonra insanlara karşı döndü ve minberden indi. İki rekât namaz kıldı. Arkasından Allah azze ve celle hazretleri bir bulut gönderdi. Gök gürledi ve şimşek çaktı. Sonra Allahü teâlâ'nın izni ile yağmur yağdı. Peygamberimiz mescidine varıncaya kadar seller aktı. İnsanların barınaklara koştuklarını görünce, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem, dişleri görünecek şekilde gülümseyip buyurdu: “Şahitlik ediyorum ki, Allah her şeye kadirdir. Ben de Allah'ın kuluyum ve O'nun peygamberiyim. "[18] Bil ki, namazdan önce hutbe okunduğuna bu hadisi şerifde açık bir ifade vardır. Buhârî ve Müslim'in Sahîhlerinde de aynı şekilde açıklanmıştır. Böyle bir uygulama cevaze hamledilir-. Bizim Şâfi’î âlimlerimizin fıkıh kitablarında ve diğerlerininkinde, başka hadis rivâyetlerine dayanarak namazı hutbeden önce yapmak müstehabdır. Çünkü diğer rivâyete göre, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, namazı hutbeden önce yapmıştır. En doğrusunu Allah bilir. Yağmur Duâsında oldukça elleri yukarı kaldırarak gizli ve aşikâr olarak iki hâlde duâ etmek müstehabdır. İmâm Şâfi’î (rahimehullah) demiştir ki, insanlar ettikleri Duâlarında şöyle demelidirler: Allahümme emertenâ biduâike ve vaadtenâ icâbeteke. Ve kad deav-nâke kemâ emertenâ, Feecibnâ kemâ vaadtenâ. Allâhümme’ınnün aleynâ bimağfireti mâ karefnâ ve icâbetike fi sukyânâ ve seati rizkınâ). "Allah'ım! Sana duâ etmemizi bize emrettin ve duâmızı kabul edeceğine bize söz verdin. Bize emrettiğin gibi, şimdi Sana duâ ediyoruz. Bize söz verdiğin gibi, Duâmızı kabul et. Allah'ım! İşlediğimiz günahları bağışlayarak bize ihsanda bulun ve yağmur ihtiyacımızı karşıla, rızkımızın genişlemesini ikram et." Ayrıca Mü’min erkeklerle Mü’min kadınlar için duâ edilir, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'e salât getirilir, bir yahut iki âyet okunur. İmâm şöyle der: Hem benim için, hem de sizin için Allah'dan mağfiret dilerim." Yağmur Duâsında; Musîbetler hâlinde okunan duâlar ve başka Duâları okumak da uygun olur. Sahîh hadislerde anlattığımız Allahümme âtinâ fiddünyâ haseneten...” duâsı ile bundan başka Duâlar gibi... İmâm Şâfi’î (rahimehullah, Ümm adlı kitabda şöyle demiştir: Yağmur Duâsında imâm, bayram namazında olduğu gibi iki hutbe okur. İkisinde de (Allâhu Ekber, diyerek) tekbir getirir, hamd eder. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e salât getirir iki hutbede de istiğfarı çok yapar, öyle ki sözünün çoğu istiğfar olur. Çokça şu âyeti okur; "Rabbinizden mağfiret dileyin; çünkü O, mağfireti çok olandır. Yağmuru size bol bol gönderir."[19] Sonra Hazreti Ömer'den (radıyallahü anh) rivâyet edilmiştir ki, yağmur için duâ etti de duâsının çoğu istiğfar olmuştu. İmâm Şâfi’î demiştir ki, Duânın çoğu istiğfar olur. İnsan duâsına istiğfar ile başlar ve sözünün arasına da istiğfarı getirir ve sözünü istiğfar ile tamamlar. Böylece sözü kesilinceye kadar kelâmının çoğu istiğfar olur. İmâm insanları tevbeye, ibâdete ve Allahü teâlâ'ya itaat etmeye teşvik eder. |