Geri

   

 

 

İleri

 

4. Güneş ve Ay Tutulmasında Meşru Olan Zikirler ve duâlar

Güneş ve ayın tutulması hallerinde Allah'ı teâlâ'yı zikretmeyi Duâ etmeyi çoğaltmak sünnet olduğu gibi, tutulmadan dolayı namaz da kılmak sünnettir. Bunun, müslümanların icmaı ile sabit olduğu bilinmelidir.

458- Hazret-i Âişe'den (radıyallahü anha) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Güneş ve Ay, Allah'ın (kudret ve azametine delâlet eden) alâmetlerinden iki alâmettirler, hiç kimsenin ölümünden ve doğumundan dolayı tutulmazlar. Bunu (tutulma halini) gördüğünüz zaman, Allahü teâlâ'ya duâ edin, tekbir getirin ve sadaka verin."[11]

Yine Buhârî ve Müslim'in bazı rivâyetlerinde şu ifade vardır:

“Bunu tutulma halini gördüğünüz zaman, Allahü teâlâ'yı zikredin."

Keza bunu, İbn Abbâs'ın rivâyetinden naklettik. Yine Buhârî ve Müslim'in Sahîh'lerinde, Ebû Mûsa el-Eş'ârî'nin Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'den şu naklini rivâyet ettik:

“Bu (ay ve güneş) tutulma hallerinden bir şey gördüğünüz zaman, Allah'ı anmaya, ona duâ etmeye ve ondan mağfiret dilemeye iltica edin."

Yine Buhârî ve Müslim'in Sahîh'lerinde, Muğîre ibn Şube'den şu rivâyet vardır:

“Bunu (güneş ve ay tutulma hallerini) gördüğünüz zaman, Allah'a duâ edin ve namaz kılın." Buhârî, yine bu rivvâyetin aynısını, Ebû Bekre'nin rivâyetinden nakletmiştir. En doğrusunu Allah bilir.

459- Abdurrahmân ibn Sümre'nin rivâyetine göre, şöyle demiştir:

“Güneş tutulmuşken Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in yanına vardım ki, namazda durulduğu gibi, ayakta ellerini kaldırarak tesbih ediyor, tehlil getiriyor, hamd ediyor, tekbir getiriyor ve duâ ediyordu! tâ güneş açılıncaya kadar... Güneş açılınca, iki sûre okudu ve iki rekât namaz kıldi"[12]

Güneş tutulması namazında kıraati (kur'an okumayı) uzatmak müstahabdır. Birinci rekâtta, Bakara sûresi kadar; ikincide ikiyüz âyet, üçüncüde yüzelli âyet ve dördüncüde de yüz âyet kadar okunması müstehab olur. Birinci rekatın rükû'unda yüz âyet miktarınca, ikinci ve üçüncü rükûlarda yetmişer ve dördüncüde elli âyet miktarınca tesbih getirilir, secde de, rükû gibi uzatılır, birinci secde, birinci rükû kadar ve ikinci secde, ikinci rükû kadar uzatılır. Doğru olan budur. Bu konuda âlimler arasında bilinen ihtilâflar vardır. Benim anlattığım, secdeyi uzatmanın müstehab oluşunda şüphe edilmesin. Bununla beraber, âlimlerimizin kitablarmda meşhur olan, uzatılma yapılmaz, hükmüdür. Fakat bu yanlıştır yahut zayıftır; doğrusu uzatılmasıdır. Bu husus, Buhârî ve Müslim'in Sahîh'lerinde, çok yollarla Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'den sabit olmuştur. Ben bunları delil ve şahidleriyle "Mühezzeb" şerhinde açıkladım; ve orada anlattıklarıma burada işaret ettim ki, aykırı olan sözlere aldanılmasın.

İmâm Şâfi’î (rahimehullah) da, bu namazın uzatılmasının müstehab olduğunu çok yerde göstermiştir. En doğrusunu Allah bilir.

Âlimlerimiz demiştir: İki secde arasında oturma işi uzatılmaz; diğer namazlarda âdet olduğu gibi yapılır. Söyledikleri bu söz, sağlam değildir. Çünkü sahîh olan hadîste, uzatılması sabit olmuştur. İkinci rükûdan doğrulunca ve teşehhüdde oturulunca, bunlar uzatılmaz. En doğrusunu Allah bilir. Bütün bu uzatmalar terk edilip yalnız Fâtiha okunsa, namaz Sahîh olur. (Hanefî'lerde bir sûre ilâvesi vâcib olduğu İçin bu terk edilmez).

Rükûdan her kalkışta:

“Semiallâhu limen hamideh, rabbenâ lekelhamd" "Allah'a hamd edenin Allah hamd ini işitir, rabbimiz hamd sanadır" demek müstehabdır. Biz bunu Buhârî'nin Sahîh'inde rivâyet ettik.

Ay tutulmasında kıraati aşikâre yapmak sünnettir. Güneş tutulmasında ise kıraati gizli yapmak müstehabtır.

Namazdan sonra imâm iki hutbe irad eder. Bu hitabelerinde insanları Allah'ın kudret ve azameti ile korkutur ve onları Allah'a ibâdet ve itâata teşvik eder, sadaka vermeyi, köle âzâd etmeyi tavsiye eder. bu hususlar, sahîh olan Hadislerde sabit olmuştur. Ayrıca Allah'ın nimetlerine karşı şükretmeye teşvîk eder, gaflet ve aldanmadan sakındırır. En doğrusunu Allah bilir.

460- (Hazret-i Ebû Bekir'in kızı) Esma'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem, güneş tutulmasında köle âzâd etmeyi emretmiştir."[13] En doğrusunu Allah bilir.