Geri

   

 

 

İleri

 

5. Vücut Ağrılarına Karşı Okunacak Şifâ Duâları

357- Osmân b. Ebi'l-Asî'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, kendisi vücûdunda duyduğu bir ağrıdan Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e şikâyette bulundu. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, ona şöyle buyurdu:

"Elini, vücudundan ağrıyan yere koy ve şöyle de:

"Bismillah" (üç defa), yedi defa da:

"Eûzü büzzetülâhi ve kudretihi min şerri ma ecidü ve uhâziru" söyle. Allah'ın ismiyle, korktuğum ve duyduğum şeyin kötülüğünden Allah'ın izzet ve kudretine sığınırım."[7]

358- Sa'd ibn Ebi Vakkas'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir: Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem, hastalığımda beni ziyarete gelip buyurdu:

"Allahümmeşfi sa'den, Allahümmeşfi sa'den. Allahümmeşfi sa'den." (Allah'ım Sa'd'a şifa ver, Allah'ım Sa'd'a şifa ver, Allah'ım Sa'd'a şifa ver.)"[8]

359- Sahîh bir isnadla İbn Abbâs'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edilmiştir. O da, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu anlattı:

"Kim, henüz eceli gelmemiş bir hastayı ziyaret eder de, yedi defa şunları söylerse, Allah Sübhânehu ve teâlâ hazretleri o hastayı afiyete kavuşturur:

"Es'elüllâhe'l-azîme rabbe'î-arşi'l-azîmi en yeşfîyeke." (Büyük Arş'ın Rabbi olan büyük Allah'dan dilerim ki, sana şifa versin.. .)"[9]

360- Abdullah ibn Amr ibn'l-As'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Bir hastayı ziyarete gelen adam şöyle desin:

"Allahümmeşfi abdeke yenke'leke adüvven ev yemşî leke ilâ salâtin" (Allah'ım, Senin yolunda düşmanla savaşan yahut Senin nzân için cenaze namazına giden kuluna şifa ver)"[10]

361- Hazreti Ali'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Hastalıktan şikâyet ediyordum da, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bana uğradı. Ben şöyle duâ ediyordum: Allah'ım! Eğer ecelim gelmişse, bana merhamet et ve eğer sonraya kalmışsa, beni (hastalıktan) kaldır. Eğer bu bir belâ ise, bana sabır ver. Bunun üzerine Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem sordu:

“Nasıl söyledin?" Hazreti Ali, söylediklerini Peygambere tekrarladı. Peygamber de ayağı ile ona dokundu ve şöyle buyurdu:

Allahümme  âfihi) yahut (ravi Şübe'nin şübhesi olarak) (Allahümme'şfihi) (Allahım, buna afiyet ver yahut buna şifa ver)" Hazreti Ali der ki, artık bundan sonra ağrımdan şikâyet etmedim.[11]

362- Ebû Said el-Hûdrî ve Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, her ikisi Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in şöyle dediğine şahid oldular:

"Kim,

'Lâ ilâhe illâllâhu vallâhu ekber" derse, Rabbi onu doğrulayıp:

"La ilâhe illa ene ve ene ek beru buyurur.

"Lâ ilâhe illâllâhu vahdehû lâ şerike lehu" deyince, Allah:

"Lâ ilâhe illa ene vahdî lâ şerike lî"

(Benden başka ilâh yoktur, yalnız ben varım, ortağım yoktur) buyurur.

"Lâ ilâhe illâllâhu lehu'l-mülkü ve lehü'l-hamdü" deyince, Allah:

"Lâ ilâhe itfa ene lî e'l-mülkü veliye’l-hamdü." (Benden başka ilâh yoktur, mülk de benimdir, hamd de banadır) buyurur.

"Lâ ilâhe illâllâhu ve lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" deyince, Allah:

"Lâ ilâhe ene velâ havle velâ kuvvete illâ bî."

(Benden başka ilâh yoktur, kudret ve kuvvet ancak benimledir) buyurur.”

Yine Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem buyururdu:

"Kim bunları hastalandığında söyler de, sonra ölürse, ateşin acısını tadmaz."[12]

363- Ebû Said el-Hûdri'den (radıyallahü anh) sahîh isnadlarla rivâyet edildiğine göre:

“Cibril, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'e gelip dedi ki:

- Ey Muhammed (aleyhisselâm), şikâyetin var mı (hasta mısın)? Peygamber:

- Evet, dedi. Cibril, şunları söyledi:

"Bismillah! erkîke, min külli şey'in yü'zîke, min şerri külli nefsin ev aynin hâsidin. Allâhu yeşfîke, bismillâhi erkîke.

Allah'ın ismiyle, sana eziyet veren her şeyden, her canlının şerrinden yahut herhasedçinin gözünden seni Allah'a sığındırırım. Allah sana şifa verir. Allah'ın adayla seni Allah'a sığındırırım."[13]

364- İbn Abbâs'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem, hasta olan bir A'rabiyi ziyaret için yanına vardı. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem, hasta ziyaretine gittiği zaman söylediği şu sözü ona da söyledi:

“Lâ be'se tahûrun inşâellâh" (Üzüntü yok, İnşâallah günahları temizlemeye sebeb olur)"[14]

365- Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, hasta olan bir A'rabiyi ziyaret için yanına vardı. O, sıtmalı idi. Peygamber buyurdu:

"Keffâretün ve tahûrun" (Hastalığın) günahları örter ve temizler."

366- Ebû Ümâme'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Sizden birinizin, elini hastanın alnına yahut eli üzerine koyup da, nasıi olduğunu sorması, hasta ziyaretinin tamamındandır." Bu ifade, Tirmizî'nindir. İbnü’s-Sünnînin rivâyeti ise şöyle:

“Elini hastanın üzerine koyup da: Nasıl sabahladın yahut nasıl akşamladın? diye sorman, hasta ziyaretinin tamamındandır."[15]

367- Selmân'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

“Ben hasta iken, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem beni ziyaret etti. Bana: Ey Selmân! Allah senin hastalığına şifa versin, günahını bağışlasın ve ecelinin müddetince dinine ve bedenine afiyet versin, buyurdu."[16]

368- Osmân İbn Affân'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

"Hasta olmuştum da, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem beni Allah'a sığındırırdı (Allah seni hastalıktan korusun, derdi). Bir gün beni sığındırıp şöyle dedi:

"Bismillâhirrahmânirrahîm, üîzüke billahi'l-ehadi's-samedi ellezîlem yelid ve lem yûled ve lem yekûn lehû küfüven ehadün min şerri mâ tecidü.

(Bismillâhirrahmânirrahîm, duyduğun hastalığın şerrinden, doğmayan, doğrulmayan, kendisine hiç bir şey denk olmayan, her şey kendisine muhtaç olan eşsiz bir Allah'a seni sığındırırım). Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem gitmek için ayağa kalkınca buyurdu: Sen bu sözlerle Allah'a sığın. Siz bu sözlerin benzeri ile Allah'a sığınmadınız."[17]

Hastaya, Hasta Sahibinin ve Ona Hizmet Edenin İyilik Tavsiye Etmesi, Zor ve Zahmetli İşine Katlanıp Sabretmesi

(Kısas yahut dayak yahut bunlardan başka sebeblerle ölümü yaklaşana da aynı tavsiye yapılır.)

369- lmran ibn Husayn'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, Cüheyne kabilesinden bir kadın zinadan hamile olduğu hâlde Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'e gelip şöyle dedi: Ya Rasûlallah! Ben zina cezasına düştüm, cezasını bana uygula. Bunun üzerine Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem, kadının velisini huzuruna çağırıp ona buyurdu:

“Ona iyi muamele et. Doğurunca onu getir. Adam da emri yerine getirdi. Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem kadın için ceza uygulanmasını emretti de, (üzeri açılmasın diye) elbiseleri üzerine bağlandı sonra recmedilerek emir yerine getirildi. Sonra cenaze namazı kılındı."[18]

Baş Ağrısı, Ateş ve Bunlardan Başka Ağrılar İçin Okunacak duâlar

370- İbn Abbâs'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, Resûhıllah sallallahü aleyhi ve sellem, bütün ağrılardan ve ateşli hastalıktan dolayı şöyle demeyi kendilerine öğretirdi:

"Bismillâhi'l-kebîri, neûzü biMhi'l-azîmi min şerri ırkın ne'aarin ve min şerri harrin-nâri.

(Büyük Allah'ın ismiyle, fışkıran damarın kötülüğünden ve ateşin hararetinin şerrinden yüce Allah'a sığınırız)"[19]

Bir de, insanın kendi üzerine Fâtiha'yı, thlâs sûresini, Muavvizeteyni okuması ve ellerine üfürmesi uygundur; nitekim açıklaması geçmişti. Ayrıca musîbet Duâsını daha önce söylediğimiz gibi okumalıdır.