Geri

   

 

 

İleri

 

15. Namazdan Sonraki Duâlar ve Zikirler

Namazdan sonra zikir (tesbîh) yapmanın müstehab olduğunda âlimler birlik olmuşlardır. Bu hususta çeşitli ve çok sahîh Hadisler vardır. Biz bunlardan en önemli olanları anlatacağız:

163- Ebû Ümame'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e soruldu: Hangi Duâ daha çabuk kabul olunur? Şöyle buyurdular:

"Gecenin son vaktinde ve farz namazların arkasında (yapılan duâlar)..."[17]

164- İbn Abbâs'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in namazının son bulduğunu Tekbîr ile (tesbih ve zikir yapmasıyla) anlardım" Yine Buhârî ve Müslim'in Sahîhlerinde İbn Abbâs'dan (radıyallahü anhüma) bir rivâyet de şöyle:

"İnsanlar, farz namazdan ayrıldıkları zaman zikirle sesi yükseltmek, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in devrinde idi." Yine İbn Abbâs (radıyallahü anhüma) demiştir:

“Ben, bu zikri işittiğim zaman, namazı tamamladıklarını bilirdim."[18]

165- Sevban'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem namazını tamamladığı zaman üç defa istiğfar ederek "Estağfirullah" (Allah'tan mağfiret dilerim) diyerek" şöyle buyururdu:

Allahümme ente's-selâmu ve minke's-selâm, tebârekte yâ ze’l-celâli ve’l-ikrâm."

(Allah'ım, Sen afattan selâmet üzresin ve selâmet de Sendendir. Ey Celâl ve ikram sahibi, Sen noksanlıklardan münezzehsin).

Bu hadîsin ravilerinden olan Evza'î'ye denildi ki, istiğfar nasıl olur? Cevab olarak, şöyle söylersin, dedi:

"Estağfirullâhe, estağfirullâhe" (Allah'dan mağfiret dilerim, Allah'dan mağfiret dilerim)[19]

166- Muğîre ibn Şu'be'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, namazı bitirip selâm verdiği zaman şöyle derdi:

Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur, yalnız O vardır, O'nun ortağı yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O her şeye kadirdir. Allah'ım! Senin verdiğini engelleyen yoktur ve vermediğim de verecek kimse yoktur. Güçlüye hiç bir şey fayda vermez; güç ancak sendedir. "[20]

167- Abdullah ibn Zübeyr'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edildiğine göre, Peygamber efendimiz selâm verince her namaz arkasında şöyle derdi:

(Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur; yalnız O vardır. O'nun ortağı yoktur. Mülk O'nundur, hamd O'na mahsustur. O her şeye kadirdir. İbâdetlere güç yetirmek, günahlardan korunmak ancak Allah'ın kuvveti iledir. Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur ve ancak O'na ibâdet ederiz. Nîmet ve ihsan O'nundur. Güzel övgü O'na mahsustur. Allah'dan başka hiç bir ilâh yoktur; kâfirler hoşlanmasa dahi, biz ibâdeti Allah'a has kılarız (ve bu tevhid sözünü söyleriz.)"

İbn Zübeyr demiştir ki, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, her namazın arkasında bunları söyler, tesbîh (tehlîl) yapardı.[21]

168- Ebû Hüreyre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Muhacirlerin fukarası, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e gelip dediler ki: Mal varlığı olan zenginler, yüksek dereceleri ve cennetin tükenmez nîmetlerini alıp götürdüler (biz fakirlerin hali ne olacak?) onlar, bizim gibi namaz kılıyorlar, oruç tuttuğumuz gibi oruç tutuyorlar. Üstelik onların maldan ötürü faziletleri var: Malları ile hac yapıyorlar, ömre yapıyorlar, cihad yapıyorlar, sadaka veriyorlar... Peygamber efendimiz (onlara) buyurdu:

"Size bir şey öğreteyim mi ki, onunla sizi geçenlere ulaşasımz, onunla sizden sonrakileri gecesiniz ve sizden daha faziletli bir kimse olmasın; ancak sizin gibi yapan müstesna?" Ashâb dediler ki, evet (bize öğret) ya Resûlellah! Peygamber efendimiz buyurdu:

“Her namazın arkasında otuz üç defa tesbîh yaparsınız (Sübhânellah, dersiniz), tahmîd edersiniz (Elhamdü lillah, dersiniz), tekbîr getirirsiniz (Allahü Ekber, dersiniz)."

Bu zikrin keyfiyetinden, Ebû Hüreyre'den rivâyet eden Ebû Salih'e sorulduğu zaman dedi ki: şöyle söylenerek tesbîh yapılır:

"Sübhânellâh",

"Elhamdülillah",

"Allâhu ekber..."

tâ bunlardan her biri otuzüç defa oluncaya kadar...[22]

169- Kâ'b ibn Ücre, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'den rivâyet ettiğine göre, Peygamber efendimiz buyurdu:

"Arka arkaya söylenecek kelimeler vardır ki, farz namazların sonunda bunları söyleyen yahut bunları yapan mahrum kalmaz. Bunlarda otuzüç tesbîh (sübhânellah), otuzüç tahmîd (Elhamdü lillâh) ve otuzdört tekbîr (Allâhu Ekber) dir."[23]

170- Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'den rivâyet ettiğine göre, Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur:

"Her namazın arkasında kim otuz üç defa Allah'ı tesbîh eder (Sübhânellah, der), otuzüç defa Allah'a hamd eder (Elhamdü lillâh, der), otuzüç defa Allah'ı tekbîr eder (Allâhu Ekber, der) ve

"Lâ İlahe îlallâhu Vahdehü Lâ Şerîke lehu…………. Kadîr" sözü ile yüzü tamamlarsa, günahları deniz köpüğü kadar dahi olsa, onlar bağışlanır. "[24]

171- Sa'd b. Ebî Vakkas (radıyallahü anh) dan rivâyet edildiğine göre, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem namaz arkasında şu sözlerle Allah'a sığınırdı:

(Allah'ım! Korkaklıktan Sana sığınırını, erzeli ömre (kocalma haline) düşürülmemden Sana sığınırım, dünyanın fitnesinden Sana sığınırım, kabir azabından sana sığınırım."[25]

172- Abdullah ibn Ömer'den, o da Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'den rivâyet ettiğine göre, Hazreti Peygamber şöyle buyurdu:

"İki haslet yahut iki huy vardır ki, bunlara devam eden müslüman bir kul cennete girer. Bu iki şey kolaydır; fakat bunları yapan azdır: Her namazın arkasında Allahü teâlâ'yı on defa tesbîh eder, on defa hamd eder, on defa tekbîr getirir ki, (bir vakit namazda otuz tesbîh ve beş vakit namaz itibariyle) bunların tümü dil ile yüz ellidir. Sevab tartısında ise (bir haseneye on sevab itibariyle), bin beşyüzdür.

Ayrıca yatağına girdiği zaman otuz dört tekbir yapar (Allahü Ekber, der), otuz üç defa hamd eder (elhamdü lillâh, der), otuz üç defa tesbîh yapar (sübhânellah, der). Bunlar da dilde yüzdür; fakat tartıda (bire on sevab hesabı ile) bindir."

Ravi der ki, ben, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in parmakları ile bu tesbihleri saydığını gördüm. Ashâb sordular:

- Ya Resûlallah! Bunlar nasıl olur kolaydır da, bunları yapan azdır? Buyurdular :

“Sizden birine uykusu vaktinde şeytan gelir de bunları söylemeden önce onu uyutur. Bir de ona namazında gelir de, bunları söylemeden önce ona bir işi hatırlatır (ve o iş için bunları terk eder)."[26]

173- Ukbe ibn Âmir'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, "Her namazın arkasında Muavvizeteyn (Felâk ve Nâs) sûrelerini okumamı Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem bana emretti."

Ebû Dâvud'un diğer bir rivâyetinde de, "Muavvizat" sûrelereni okumamı bana emretti, şeklindedir ki, bundan "Kul Hüvellâhu Ahad, Kul Eûzü birabbilfelak ve Kul E'ûzü birabbinnâs" sûrelerinin kasdedildiği anlaşılmaktadır. [27]

174- Mu'az'dan (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, Resûlüllah Sallallahu aleyhi ve sellem Muaz'ın elinden tutarak buyurdu:

“Ey Mu'az, vallahi seni seviyorum. Ey Mu'az, sana tavsiye ediyorum ki, her namazın arkasında şunu söylemeyi asla terk etmeyesin:

(Allah'ım! Seni anmaya, Sana şükretmeye ve Sana güzel ibâdet etmeye bana yardım et).[28]

175- Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre demiştir ki, "Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem, namazım tamamladığı zaman, sağ eliyle yüzünü meshederdi (sıvardı) sonra buyururdu:

(Rahmân ve Rahim olan Allah "dan başka hiç bir ilâh olmadığına şahidlik ederim. Allah'ım! Benden üzüntü ve kederi gider.)"[29]

176- Ebû Ümâme'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

"Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'in kıldığı farz ve nafile namazları arkasında ona her yaklaştığım zaman şöyle dediğini işitmişimdir:

Allah'ım! Günahlarımı ve kusurlarımı, hepsini bağışla. Allah'ım! Beni yükselt ve hâlimi düzelt ve beni iyi işlere, iyi ahlâka ilet. Çünkü Senden başkası iyi işlere iletemez ve kötü işlerden alıkoyamaz.''[30]

177- Ebû Sa'îd el-Hûdrî'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre, demiştir ki:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem namazını bitirince, bilemiyorum, selâm vermeden önce yahut selâm verdikten sonra, şöyle derdi:

(Aziz olan senin Rabbm, müşriklerin yaptıkları (kötü) vasıflardan münezzehtir, peygamberlere selâm olsun, alemlerin Rabbine hamd olsun...)"[31]

178- Enes'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre şöyle demiştir:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem namazdan ayrılınca şöyle söylerdi:

Allah'ım, ömrümün sonunu, ömrümün hayırlısı yap; işlerimin sonunu, işimin hayırlısı yap; günlerimizin en hayırlısını da, Sana kavuştuğum gün yap "[32]

179- Ebû Bekre'den (radıyallahü anh) rivâyet edildiğine göre:

“Namazın arkasında, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem şöyle söylerdi:

Allah'ım! Küfürden, fakirlikten ve kabir azabından Sana sığınırım."[33]

180- Zayıf bir isnadla Fedale b. Ubeydullah'dan rivâyet edildiğine göre demiştir ki, Resûlüllah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: .

"Sizden biriniz namaz kılınca (sonunda), Allah'a hamd ve övgü getirsin. Sonra Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem'e "Salât" getirsin. Sonra dilediği şeyi istesin (Duâ yapsın)."[34]