Geri

   

 

 

İleri

 

26. Ezanın Şekli

Ezanın lâfızları, herkesçe bilinen sözlerdir. Ezanda terci' yapmak bize göre sünnettir. Terci' şudur: Müezzin en yüksek sesiyle dört defa:

"Allahü. ekber, Allahü ekber, Allahu ekber, Allahü ekber" Dedikten sonra kendisine ve yanındakilere işittirecek kadar gizlice:

"Eşhedü en lâ ilâhe illallah, Eşhedü en lâ ilâhe illallah - Eşhedü enne Muhammeden resûlüllah, Eşhedü enne Muhammeden resûlüllah" der.

Sonra bu gizli söylediklerini aynen yüksek sesiyle tekrarlar. Yani:

"Eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü en lâ ilâhe illallah, eşhedü enne Muhammeden resûlüllah, eşhedü enne Muhammeden resûlüllah" söyler.

Tesvîb de bize göre sünnettir. Tesvîb şudur: Özellikle sabah ezanında "Hayye ale'l-felâh" sözünü bitirince:

"Esselâtü hayrün mine'n-nevm, esselâtü hayrün mine'n-nevm" (Namaz uykudan hayırlıdır) demektir. Ezanda terci' ve tesvîb yapmaya dair hadisler naklolmuştur, bunlar meşhurdur.

Bilinmelidir ki, terci' ve tesvîb'i terk edenin ezanı Sahîhtir; ancak faziletli olanı bırakmış olur. Mümeyyiz olmayan (kâr-zararı ayıramayacak kadar küçük olan) kimsenin, kadının ve kâfirin ezanı sahîl olmaz. Mümeyyiz olan çocuğun ezanı Sahîh olduğu gibi, ezan okuyup da şehadet kelimelerini getiren bir kâfirin de ezanı, muhtar olan mezhebe göre İslâm'ından dolayı sahîh olur. Bazı âlimlerimiz de, İslâm hükmünü ezan taşımadığından ezanı sahîh olmaz; çünkü başlangıçta müslüman değildi. Ezanın bir kısmı İslâm'dan önce okunduğundan onun ezanı sahîh olmaz.

Bu bölümle ilgili fer'i meseleler çok olup fıkıh kitablarında tespit edilmiştir. Burası onları saymak yeri değildir.