Geri

   

 

 

İleri

 

24. Kendisine yahut İnsanlara Yahut İnsanların Bir Kısmına İyilik Edene Bundan Ötürü Duâ Etmek ve Bu İşe Onu Teşviketmek

809- Abdullah ibn Abbâs'dan (radıyallahü anhüma) yapılan rivâyete göre, o şöyle demiştir:

"Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem helâya çıktı, ben de abdest alması için su koydum. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) çıkınca:

Bunu kim koydu? dedi. Kimin koyduğu ona bildirildi. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): Allah'ım! Onu din bilgini (fakîh) yap" buyurdu.

 

810- Ebû Katede'den (radıyallahü anh) uzunca olan ve Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in pek çok mucizelerini taşıyan büyük hadisi rivâyet edilmiştir. O şöyle demiştir:

Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem ile (hayvanlar üzerinde) yürüyorduk. Nihâyet gece ortası oldu. Ben Peygamberin yan tarafında idim. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'e uyku bastı da, devesinden sarkar oldu. Yanına varıp onu uyandırmadan devesi üzerinde doğruluncaya kadar hemen onu düzelttim. Sonra gecenin sonu yaklaşıncaya kadar yürüdü. Devesinin üzerinde sarktı. Onu uyandırmadan hemen kendisini destekledim. Öyle ki, devesi üzerinde doğruldu. Sonra yürüdü; nihâyet seher vaktinin sonu olunca, öyle bir .sarktı ki, daha önceki iki sarkmadan daha fazla idi, nerde ise düşüyordu. Hemen yanına varıp onu doğrulttum. O başını kaldırıp:

“Kim bu? dedi ?

— Ebû Katade, dedim.

— Benimle bu yürümen ne zaman oldu? dedi. Dedim ki:

— Benim seninle bu yürümem gece boyunca devam etti. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem):

— Allah'ın peygamberini koruduğun gibi Allah'da seni korusun, buyurdu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

811- Üsâme ibn Zeyd'den (radıyallahü anhüma) rivâyet edilmiştir. O da Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in şöyle buyurduğunu anlattı:

“Kime bir iyilik edilir de bunu yapana: Allah seni hayırla mükâfatlandırsın, derse fazlasıyla teşekkür yapmış olur."

 

 

 

 

812- Sahâbî olan Abdullah ibn Ebû Rabî'a'dan (radıyallahü anh) yapılan rivâyetde o şöyle demiştir:

Peygamber sallallahü aleyhi ve sellem kırk bin (dirhem para) ödünç aldı. Sonra ona mal geldi de onu bana ödedi ve: Allah senin malına ve ailene bereket versin. Ödünç vermenin karşılığı hamd etmek ve ödemektir, dedi."

 

 

 

813- Cerir ibn Abdullah el-Beceli'den (radıyallahü anh) yapılan rivâyetde o şöyle demiştir:

"Cahiliyet zamanından kalma Has'em kabilesine ait bir tapınak vardı. Ona Yemen'lilerin Kâbesi ve Zülhalasa denirdi. Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bana şöyle dedi:

“Sen bu Zülhalasa'dan beni rahatlığa kavuştururmusun (onu temizlermisin)? Bunun üzerine ben Ahmes kabilesinden yüz elli süvari ile (onu hedef alarak) yola çıktım. O tapınağı kırdık ve orada bulduğumuz kimseleri öldürdük. Sonra peygambere döndük ve ona (durumu) bildirdik. Peygamber de bize ve Ahmes kabilesine duâ etti. "

Bir rivâyette de:

Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem beş defa Ahmes kabilesinin atlarına ve erkeklerine bereket diledi." şeklindedir.

 

814- İbn Abbâs'dan (radıyallahü anhüma) rivâyet edilmiştir:

“Abbas ailesi Zemzem'den su çekip çalışırlarken, Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem Zemzem'e geldi ve şöyle buyurdu:

 

 

Çalışınız, çünkü siz iyi bir iş üzerindesiniz."

٢٤- باب دُعاءِ الإِنسانِ لمن صَنَعَ معروفاً إليه أو إلى النَّاسِ كلِّهم أو بعضِهم، والثناءِ عليه وتحريضه على ذلك

٨٠٩- روينا في صحيحي البخاري ومسلم، عن عبد اللّه بن عباس رضي اللّه عنهما قال‏: أتى النبيُّ صلى اللّه عليه وسلم الخلاءَ، فوضعتُ له وَضوءاً، فلما خرج قال‏:

‏"‏مَنْ وَضَعَ هَذَا‏؟‏‏"‏ فأُخبر، قال ‏قال‏:‏

‏”‏‏اللّهمَّ فَقِّهْهُ‏"‏ زاد البخاري ‏"‏فَقِّهْهُ في الدِّينِ‏"‏‏.‏

٨١٠- وروينا في صحيح مسلم، عن أبي قتادة رضي اللّه عنه في حديثه الطويل العظيم المشتمل على معجزاتٍ متعدّداتٍ لرسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم قال‏: فبينا رسولُ اللّه صلى اللّه عليه وسلم يسيرُ حتى ابْهَارَّ الليل وأنا إلى جنبه، فنَعَس رسولُ اللّه صلى اللّه عليه وسلم فمالَ عن راحلته فأتيتُه فدعَّمتُه من غير أن أُوقظَه حتى اعتدل على راحلته، ثم سارَ حتى تَهَوَّر الليلُ مال عن راحلته، فدعَّمتُه من غير أن أوقظَه حتى اعتدل على راحلته، ثم سارَ حتى إذا كان من آخر السَّحَر مالَ ميلة هي أشدّ من الميلتين الأُولَيَيْن حتى كاد ينجفلُ، فأتيتُه فدعَّمته، فرفعَ رأسَه

فقال ‏قال‏:‏

‏”‏‏مَنْ هَذَا‏؟‏‏"‏

قلتُ‏: أبو قتادة، قال ‏قال‏:‏

‏”‏‏مَتَى كان هَذَا مَسِيركَ مِنِّي‏؟‏‏"‏

قلتُ‏: ما زال هذا مسيري منذ الليلة، قال ‏قال‏:‏

‏”‏‏حَفِظَكَ اللّه بِما حَفِظْتَ بِهِ نَبِيّهُ‏"‏ وذكر الحديث‏.‏

قلت‏: ابهارَّ بوصل الهمزة وإسكان الباء الموحدة وتشديد الراء ومعناه‏: انتصف؛ وقوله تهوّرَ‏: أي ذهب معظمه؛ وانجفل بالجيم‏: سقط؛ ودعَّمته‏: أسندته‏.‏

٨١١- وروينا في كتاب الترمذي، عن أُسامةَ بن زيد رضي اللّه عنهما، عن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم قال ‏قال‏:‏

‏”‏‏مَنْ صُنِعَ إِلَيْه مَعْرُوفٌ فَقالَ لِفاعِلِهِ‏: جَزَاك اللّه خَيْراً، فَقَدْ أبْلَغَ في الثَّناء‏"‏

قال الترمذي‏: حديث حسن صحيح‏.‏

٨١٢- وروينا في سنن النسائي وابن ماجه وكتاب ابن السني، عن عبد اللّه بن أبي ربيعة الصحابي رضي اللّه عنه قال‏: استقرضَ النبيُّ صلى اللّه عليه وسلم منِّيَ أربعين ألفاً، فجاءَه مال فدفعَه إليَّ وقال ‏قال‏:‏

‏”‏‏بارَكَ اللّه لَكَ في أهْلِكَ ومَالِكَ، إنَّمَا جَزَاءُ السَّلَفِ الحَمْدُ والأداءُ‏"‏‏.‏

٨١٣- وروينا في صحيحي البخاري ومسلم، عن جرير بن عبد اللّه البَجَليّ رضي اللّه عنه قال‏: كان في الجاهلية بيتٌ لخثعمَ يُقال له الكعبة اليمانية، ويُقال له ذو الخَلَصة، فقال لي رسولُ اللّه صلى اللّه عليه وسلم ‏قال‏:‏

‏”‏‏هَلْ أنْتَ مُرِيحِي مِنْ ذِي الخَلَصَةِ‏؟‏‏"‏ فنفرتُ إليه في مئة وخمسين فارساً من أحمس فكسَّرْنَا وقتلنَا مَن وجدنا عنده، فأتيناه فأخبرناه، فدعا لنا ولأحمس‏.‏

وفي رواية‏: فبرَّك رسُول اللّه صلى اللّه عليه وسلم على خيلِ أحمس ورجالها خمسَ مرّات‏.‏

٨١٤- وروينا في صحيح البخاري، عن ابن عباس رضي اللّه عنهما؛ أن رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم أتى زمزمَ وهم يَسقون ويَعملون فيها،

فقال ‏قال‏:‏

‏”‏‏اعْمَلُوا فإنَّكُمْ على عَمَلٍ صَالِحٍ‏"‏‏.‏