Geri

   

 

 

İleri

 

13. Misafir Ve Misafir Yerinde Olan Kimse Elini Yemekten Kaldırınca, Yemek Sahibi Onun Doymadığını Anlasa Ona "Ye" Demesi ve Bunu Tekrarlaması Müstehabtır. İçmek İşinde, Koku Sürünmede ve Diğer İkramlarda da Böyle Yapar

 

 

Bil ki, böyle hareket etmek kişinin zevcesine ve ondan başkasına karşı da müstehabdır; eğer yemekten ihtiyaçlarını karşılamadan ellerini kaldırmış olurlarsa, yemek az olsa bile...

Buna delil, Buhârî'nin Sahîh'inde Ebû Hüreyre'den rivâyet ettiğimiz uzun boylu hadistir ki, orada Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem'in açık mucizeleri vardır. Şöyle ki: Ebû Hüreyre şiddetli bir şekilde acıkınca yol üzerinde oturdu. Kendisinin açlığım anlarlar ve ona ikramda bulunurlar diye, kendisine uğrayanlara Kur’ândan (âyetler) soruyordu. (Gelip geçenler halini anlayamamışlardı). Sonra Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) onun halini anladı. (Kendisi ile beraber ikramda bulunmak için Peygamber) onu Suffe arkadaşlarını çağırmaya gönderdi.

 

Ebû Hüreyre onları (Peygamberin saadethanesine) getirdi. Sonra onların hepsini bir kadehdeki sütten içirip kandırdı. Nihâyet şöyle deyinceye kadar olayla ilgili Hadisi anlattı: Resûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem bana şöyle dedi:

 

“Ben ve sen kaldık (içmeyen değil mi?)" Dedim ki, doğru buyuruyorsun, ey Allah'ın Resûlü. Bana:

 

“Otur ve iç, dedi. Ben de oturdum ve içtim. Yine iç buyurdu, ben de içtim.

 

 Ben, hayır, seni hak olarak gönderene yemin ederim ki, artık gönderecek yer bulamıyorum deyinceye kadar bana "iç" diyordu. Bana ver, dedi. Ben de kadehi ona verdim. Sonra Allahü teâlâ'ya hamd etti, Besmele çekti ve artığı içti.

١٣- باب استحباب قولِ صاحبِ الطَّعام لضيفهِ ومَنْ في معناهُ إذا رفع يده من الطعام ‏"‏كُلْ‏"‏ وتكريرُه ذلك عليه ما لم يتحقّقْ أنه اكتفى منه وكذلك يفعلُ في الشرابِ والطِّيبِ ونحو ذلك

اعلم أن هذا مُستحبّ، حتى يُستحبّ ذلك للرجل مع زوجته وغيرها من عيالِه، الذين يُتوهم منهم أنهم رفعوا أيديهم ولهم حاجةٌ إلى الطعام وإن قلَّت‏.‏

ومما يُستدّل به في ذلك‏:

١/٥٧٧ ما رويناهُ في صحيح البخاري، عن أبي هريرة رضي اللّه عنه في حديثه الطويل المشتمل على معجزاتٍ ظاهرةٍ لرسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم، لما اشتدّ جوعُ أبي هريرة وقعدَ على الطريق يستقرىءُ مَن مَرَّ به القرآن معرّضاً بأن يُضيفه، ثم بعثه رسولُ اللّه صلى اللّه عليه وسلم إلى أهل الصفّةِ فجاءَ بهم فأرْواهم أجمعينَ من قدحِ لبنٍ، وذكر الحديث إلى أن قال‏: قال لي رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم ‏"‏بَقِيتُ أنا وَأنْتَ‏"‏

قلتُ‏: صَدقتَ يا رسولَ اللّه‏!‏ قال ‏قال‏:‏

‏”‏‏اقْعُدْ فاشْرَبْ‏"‏ فقعدتُ فشربتُ،

فقال ‏قال‏:‏

‏”‏‏اشْرَبْ‏"‏ فَشَرِبْتُ، فَمَا زَالَ يَقُولُ اشْرَبْ، حتى

قلتُ‏: لا، والذي بعثك بالحقّ لا أجد له مَسْلَكاً، قال‏: فأرِني، فأعطيته القدحَ فحمد اللّه تعالى وسمَّى وشربَ الفضلةَ‏.‏ (٢٧)