8. Çarpışma Halinde Şiir (veya ölçülü söz)
Söylemenin Müstehab Olduğu
Bu bölümden önceki bölümde buna dair hadisler vardır.
527- Berâ ibn Âzib'den
(radıyallahü anhüma) yapılan
rivâyete göre bir adam ona şöyle dedi: Huneyn (savaş) gününde
Peygamber
sallallahü aleyhi ve sellem'den
(ayrılıp) kaçtınız mı? Berâ dedi ki; (biz kaçtık) lâkin
Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem
kaçmadı. Ben onu beyaz katırı üzerinde görmüştüm. Hâris'in oğlu
Ebû Süfyân da yularından tutuyordu.
Peygamber
sallallahü aleyhi ve sellem şöyle
buyuruyordu:
“Ben peygamberim, yalan
söylemem. Ben Abdülmuttalib'in oğluyum." Bir rivâyette de
Peygamber hayvandan "indi
de duâ etti, yardım diledi." şeklindedir.
528- Yine Berâ'dan yapılan
rivâyetde şöyle anlatmıştır:
“Ahzab (Hendek savaşı) gününde gördüm.
Peygamber sallallahü aleyhi ve
sellem bizimle beraber (hendek içinden) toprak
kaldırıyordu. Toprak (derinliği ile) onun karnının beyazlığını
örtmüş hâlde idi. O, şöyle diyordu: Allah'ım, Sen olmasaydın biz
doğru yolu bulamazdık, sadaka veremezdik ve namaz kılamazdık.
Bizim üzerimize huzur indir ve düşmanla karşılaşırsak ayaklarımızı
kaydırma. Şu kâfirler bize baş kaldırdılar. Bize bir kötülük
yapmak isledikleri zaman kaçmayâlim."
529-
Enes'den
(radıyallahu anh) yapılan
rivâyetde şöyle demiştir; Muhacirlerle Ensar hendek kazmaya ve
sırtlarında toprak taşımaya başladılar, şöyle diyorlardı: Biz,
ölünceye kadar islâm üzere kalmak üzere Muhammed'e söz verip ona
uyan kimseleriz."
Diğer bir rivâyette:
“Biz ebedî kaldıkça cihad yapacağımıza söz verdik.1'
şeklindedir. Peygamber
sallallahü aleyhi ve sellem de
onlara cevap veriyordu:
“Allah'ım, ancak âhiret hayrı vardır: Sen Ensar ve Muhacirlere bereket
ver." |
٨- باب استحبابِ الرَّجَزِ حالَ المبارزة.
فيه الأحاديث المتقدمة في الباب الذي قبل هذا.
٥٢٧-
روينا في صحيحي البخاري ومسلم،
عن البراء بن عازب رضي اللّه عنهما
أنه قال له رجل: أفررتم يوم حُنين عن
رسول اللّه
صلى اللّه عليه وسلم؟ فقال
البراء: لكن رسول اللّه
صلى اللّه عليه وسلم لم يفرّ، لقد
رأيته وهو على بغلته البيضاء، وإن أبا سفيان بن الحارث آخذ بلجامها،
والنبيّ صلى اللّه عليه وسلم يقول
قال:
”أنا النَّبِيُّ لا
كَذِبْ، أنا ابْنُ عَبْد المُطَّلِبْ"
وفي رواية "فنزلَ ودعا واستنصرَ". (٢٣)
٥٢٨-
وروينا في صحيحيهما، عن البراء
أيضاً قال: رأيتُ النبيّ
صلى اللّه عليه وسلم ينقلُ معنا
التراب يومَ الأحزاب، وقد وارى الترابُ بياضَ بطنه وهو يقول:
"اللّهمَّ لَوْلا أنْتَ ما اهْتَدَيْنا * وَلا تَصَدََّقْنا وَلا
صَلَّيْنا
فأنْزِلَننْ سَكِينَةً عَلَيْنا * وَثَبِّتِ الأقْدَام إنْ لاقَيْنا
"
إنَّ الأُلى قَدْ بَغَوْا عَلَيْنا * إذَا أرَادُوا فِتْنَةً
أبَيْنا" (٢٤) (
البخاري
(٤١٠٦)، ومسلم (١٨٠٣)،
وهو في عمل اليوم والليلة للنسائي برقم (٥٣٣)
٥٢٩-
وروينا في صحيح البخاري، عن
أنس
رضي اللّه عنه قال: جعل المهاجرون والأنصار يحفرون الخندق
وينقلون التراب على مُتُونهم ـ أي ظهورهم ـ ويقولون: نَحْنُ
الَّذِينَ بايَعُوا مُحَمَّداً، على الإِسْلام،
وفي رواية: على الجِهادِ ما بَقِينا أبَداً، والنبيّ
صلى اللّه عليه وسلم يجيبهم "
اللّهمَّ إنَّهُ لا خَيْرَ إِلاَّ خَيْرُ الآخِرَةِ، فَبارِكْ في
الأنْصَارِ والمُهاجِرَة". (٢٥) |