1. Cuma Gününde ve Gecesinde Müstehab
Olan Zikirler ve duâlar
Cuma gününde ve gecesinde Kur’ân okumayı, zikirler yapmayı Duâlarda
bulunmayı, Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem
üzerine Salavât getirmeyi çoğaltmak müstehabdir. Cuma gününde
Kehif sûresini okumak da müstehabdır.
İmâm Şâfi’î (Allah ondan razı olsun) el-Ümm adlı kitabında
demiştir ki, cuma gecesinde de, Kehf sûresini okumak müstehabdır.
447-
Ebû Hüreyre'den
(radıyallahü anh) rivâyet
edildiğine göre; Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem, cuma
günü zikirde bulunup şöyle dedi:
“Cumada bir vakit vardır ki, müslüman bir kul, namaza dururken,
Allah'dan bir şey ister de, o vakte rasgelirse, muhakkak O
istediğini ona verir .”
Sonra eliyle işaret ederek o vaktin çok az bir zaman
olduğunu belirtti.
Duâların kabul edildiği bu vaktin ne
zaman olduğu konusunda ilk devir âlimleri ile sonrakiler ayrı
görüşlerde bulunmuşlardır. Bu görüşler çok olup fazlaca
yaygınlaşmıştır. Ben, bu husustaki görüşlerin hepsini, el-Mühezzeb
şerhinde topladım ve söz Sahîhlerini de açıkladım.
Ashâbı kiramdan çok kimseler, bu vaktin (cuma günü) ikindiden sonra
olduğu görüşündedirler.
Metindeki "namaza dururken" sözünden maksat, namazı bekleyen,
demektir. Çünkü bu kimse, namazda sayılır. Bu konuda varid olan
Hadislerin en Sahîhi, Müslim'den
rivâyet ettiğimizdir.
448- Ebû Mûsa el-Eş'âri'den
(radıyallahü anh) rivâyet
edildiğine göre, demiştir ki,
Resûlüllah sallallahü aleyhi
ve sellem'in şöyle buyurduğunu işittim:
“(Duâların kabul olduğu) o vakit, İmâmın (minberde) oturduğu vakit ile
namazı tamamlayıncaya kadar olan zamandır.”
Kehf sûresini okumak ve Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem'e
Salât getirmek hakkında pek çok meşhur hadisler nakledilmiştir.
Bunlar bilindikleri için, kitab uzamasın diye onları nakletmedim.
Kendi bölümünde bunlar geçmişti.
449-
Enes'den
(radıyallahü anh) rivâyet
edildiğine göre Peygamber
sallallahü aleyhi ve sellem
buyurdu:
"Kim, cuma günü sabahleyin sabah namazından önce şu sözleri üç defa
söylerse, onun günahları deniz köpükleri kadar olsa bile, Allah
onun günahlarını bağışlar:
"Estağfirullahellezîlâ ilâhe illâ huve'l-hayyu'l-kayyûmu ve etûbu
ileyhi."
"O Allah'dan mağfiret dilerim ki, O'ndan başka hiç bir ilâh yoktur,
ebedî hayat sahibidir, her işi idare edip ayakta tutandır. Ben
O'na dönüp tevbe ediyorum."
450- Ebû Hureyre'den
(radıyallahü anha) rivâyet
edildiğine göre şöyle demiştir:
Resûlüllah sallallahü aleyhi
ve sellem cuma günü Mescid'e girdiği zaman kapının iki
direğine tutunur sonra buyururdu:
"Allahümme'c-alnî evcehe men teveccehe ileyke ve akrabe men tekar-rebe
ileyke ve efdale men seeleke ve reğibe ileyke."
"Ya Rabbi! Beni, Sana yönelenlerin en yönelicisi, rahmetine
yaklaşanların en yaklaşanı, Senden isteyip Sana rağbet edenlerin
en faziletlisi yap.”
Ben derim ki, bizim şöyle duâ
etmemiz müstehabdır:
Ya Rabbi! Beni, Sana yönelenin en yönelicisinden, rahmetine yaklaşanın
en yakınından, Senden isteyip Sana rağbet edenlerin en
faziletlisinden biri yap.
Cuma namazında ve cuma günü sabah namazında müstehab olan kıraatların
açıklaması "Namazın zikirleri" bölümünde geçti.
451-
Hazret-i Âişe'den
(radıyallahü anha) rivâyet
edildiğine göre demiştir ki,
Resûlüllah sallallahü aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
“Kim cuma namazından sonra yedi defa ihlâs sûresi ile Muavvizeteyn (Felâk
ve Nâs) sûrelerini okursa, Allah onu diğer cumaya kadar
kötülüklerden korur.”
Cuma namazından sonra Allah'ı zikretmeyi çoğaltmak müstehabdır.
Allahü teâlâ buyuruyor:
“Cuma namazı edâ edildiği zaman yeryüzüne
dağılın ve Allah'ın fazlından (helâl rızık) isteyin, Allah'ı çok
anınız ki, kurtulmuş olasınız," |
١- باب الأذكارِ المستحبّةِ يومَ الجمعة وليلتها والدُّعاء
يُستحبّ أن يُكْثرَ في يومها وليلتها من قراءة القرآن والأذكار
والدعوات، والصلاة على رسول اللّه
( صلى اللّه عليه وسلم) ويقرأ
سورة الكهف في يومها.
قال الشافعي رحمه اللّه في كتاب
"الأمّ": وأستحبُّ قراءتَها أيضاً في ليلة الجمعة.
٤٤٧-
روينا في صحيحي البخاري ومسلم،
عن أبي هريرة
رضي اللّه عنه؛ أن
رسول اللّه (صلى
اللّه عليه وآله وسلم ) ذكرَ يومَ الجمعة
فقال: "فيهِ ساعَةٌ لا يُوَافِقُها عَبْدٌ
مُسْلِمٌ وَهُوَ قَائِمٌ
يُصَلِّي يَسألُ اللّه تَعالى شَيْئاً إِلاَّ أعْطاهُ إيَّاهُ"
وأشار بيده يقللّها. (١)
قلت:
اختلفَ العلماءُ من السلف والخلف
في هذه الساعة على أقوال كثيرة منتشرة غاية الانتشار، وقد جمعتُ
الأقوالَ المذكورةَ فيها كلها في شرح المهذّب وبيّنتُ قائلها، وأن
كثيراً من الصحابة على أنها بعد العصر. والمراد بقائم يُصَلِّي:
من ينتظرُ الصلاة فإنه في صلاة. وأصحّ ما جاء فيها:
٤٤٨-
ما رويناه في صحيح مسلم، عن
أبي موسى الأشعري (
رضي اللّه عنه) أنه قال: سمعتُ
رسولَ اللّه
صلى اللّه عليه وسلم يقول قال:
”هيَ ما بَيْنَ أنْ يَجْلِس الإِمامُ إلى أنْ يَقْضِيَ
الصَّلاةَ" يعني يجلس على المنبر.
أما قراءةُ سورة الكهف، والصَّلاةُ على
رسول اللّه
صلى اللّه عليه وسلم فجاءتْ فيهما
أحاديث مشهورة تركتُ نقلَها لطول الكتاب؛
لكونها مشهورة، وقد سبق جملة منها في بابها.
(٢)
٤٤٩-
وروينا في كتاب ابن السني، عن
أنس
رضي اللّه عنه، عن النبيّ
(صلى اللّه عليه وسلم ) قال:
"مَنْ قالَ صَبِيحَةَ يَوْمِ الجُمُعَةِ قَبْلَ صَلاةِ الغَدَاةِ:
أسْتَغْفِرُ اللّه الَّذي لا إِلهَ إِلاَّ هُوَ الحَيَّ القَيُّومَ
وأتُوبُ إِلَيْهِ ثَلاثَ مَرَّاتٍ غَفَرَ اللّه لَهُ ذُنُوبَهُ
وَلَوْ كَانَتْ مِثْلَ زَبَدِ البَحْرِ". (٣)
٤٥٠-
وروينا فيه، عن أبي هريرة
رضي اللّه عنه قال: كان
رسولُ اللّه (
صلى اللّه عليه وسلم) إذا دخل المسجد يومَ الجمعة أخذ
بعضادتي الباب ثم قال:
اللّهمَّ اجْعَلْني أوْجَهَ مَنْ تَوَجَّهَ إلَيْكَ، وأقْرَبَ مَنْ
تَقَرَّبَ إِلَيْكَ، وأفْضَلَ مَنْ سألَكَ وَرَغِبَ إِلَيْكَ".
قلت:
يُستحبّ لنا نحن أن نقول: اجْعَلْني مِنْ أوْجَهِ مَنْ تَوَجَّهَ
إِلَيْكَ وَمِنْ أقْرَبِ وَمِنْ أَفْضَلِ. فنزيد لفظة
(٤)
وأما القراءة المستحبة في صلاة الجمعة وفي صلاة الصبح يوم الجمعة
فتقدّم بيانها في باب أذكار
الصلاة.
٤٥١-
وروينا في كتاب ابن السني، عن
عائشة
رضي اللّه عنها قالت: قال
رسول اللّه صلى اللّه عليه وسلم
قال:
”مَنْ قَرَأ بَعْدَ صَلاةِ الجُمُعَةِ: قُلْ هُوَ اللّه أحَدٌ،
وَقُلْ أَعُوذُ بِرَبّ الفَلَقِ، وَقُلْ أعُوذُ بِرَبّ النَّاسِ،
سَبْعَ مَرَّاتٍ أعاذَهُ اللّه عَزَّ وَجَلَّ بِها مِنَ السُّوءِ إلى
الجُمُعَةِ الأُخْرَى". (٥)
فصل:
يُسْتَحَبُّ الإِكثار من ذكر اللّه تعالى بعد صلاة الجمعة،
قال اللّه تعالى:
{فإذَا قُضِيَتِ الصَّلاةُ فانْتَشِرُوا في الأرْضِ وَابْتَغُوا
مِنْ فَضْلِ اللّه وَاذْكُرُوا اللّه كَثِيراً لَعَلَّكُمْ
تُفْلِحُونَ}
[الجمعة: ١٠]. |