27. Ölüyü Mezara Koyanın Okuyacağı Duâlar
425-
İbn Ömer'den
(radıyallahü anhüma) rivâyet
edildiğine göre; "Peygamber
sallallahü aleyhi ve sellem, ölüyü
kabre koyduğu zaman şöyle buyururdu:
"Bismillâhi ve alâ sünneti Resûlillahi
(sallallahü aleyhi ve sellem)"
(Allah'ın ismiyle ve Peygamberin
yolu üzere (seni tevdi ediyorum)."
İmâm Şâfi’î ve ona bağlı imâmlar
(Allah hepsine rahmet etsin) demişlerdir: Bununla beraber ölüye
duâ etmek müstehabdır. Müzeni'nin Muhtasar'ında zikredilen
İmâm Şâfi’î Hazretlerinin şu
ifadesi güzel Duâlardandır:
(Allah'ım! Bunu, sana,
ailesinden çocuğundan, yakınından ve kardeşlerinden üzerine düşkün
olanlar teslim etti ve bu kimse, yakınlığını sevdiği kimselerden
ayrıldı, dünya ve bayat genişliğinden çıkıp, kabir karanlığına ve
darlığına girdi. Komıklayanların en hayırlısı olduğun hâlde Sana
konuk oldu. Eğer ona azâb edersen, bir günahı sebebiyledir. Eğer
onu bağışlarsan, Sen bağışa ehilsin. Ona azâb etmekten
müstağnisin; o ise, Senin rahmetine muhtaçtır.
Allah'ım! Onun iyiliklerini
kabul buyur, günahlarını bağışla, onu kabîr azabından koru ve
rahmetinle ona azabından korunma güveni ver ve cennet önünde olan
bütün korkulardan onu kurtar.
Allah'ım! Geride bıraktığı
varlıklarında ona yar olacak halef ver ve onu cennetin en yüksek
makamlarına yükselt ve ey merhamet edenlerin en merhametlisi!
Rahmetinin bereketi ile ona ihsan et...)" |
٢٧- باب ما يقولُه مَن يُدْخِلْ الميّتَ قبرَه
٤٢٥-
روينا في سنن أبي داود والترمذي
والبيهقي وغيرها، عن
ابن عمر
رضي اللّه عنهما أن
النبيّ
صلى اللّه عليه وسلم كان إذا وضع الميت في القبر قال: "
بِاسْمِ اللّه، وَعَلى سُنَّة
رَسُولِ اللّه صلى اللّه عليه
وسلم" (أبو
داود (٣٢١٣)، والترمذي
(١٠٤٦)،
قال الشافعي والأصحاب رحمهم
اللّه: يُستحبّ أن يدعو للميت مع هذا.
ومن حسن الدعاء ما نصّ عليه الشافعي
رحمه اللّه في "مختصر المزني" قال: يقول الذين يدخلونه القبر (١٤)
:
اللّهمَّ
أسْلَمَهُ إلَيْكَ الأشِحَّاءُ (١٥) مِنْ
أهْلِهِ وَوَلَدِهِ وَقَرابَتِهِ وَإِخْوَانِهِ، وَفَارَقَ مَنْ
كَانَ يُحِبُّ قُرْبَهُ، وَخَرَجَ مِنْ سَعَةِ الدُّنْيا وَالحَياةِ
إلى ظُلْمَةِ القَبْرِ وَضِيقِهِ، وَنَزَلَ بِكَ وأنْتَ خَيْرُ
مَنْزُولٍ بِهِ، إنْ عاقَبْتَهُ فَبِذَنْبٍ، وإنْ عَفَوتَ عَنْهُ
فأنْتَ أهْلُ العَفْوِ، أنْتَ غَنِيٌّ عَنْ عَذَابِهِ وَهُوَ فَقِيرٌ
إلى رَحْمَتِكَ؛
اللّهمَّ
اشْكُرْ حَسَنَتَهُ، وَاغْفِرْ سَيِّئَتَهُ، وأعِذْهُ مِنْ عَذَابِ
القَبْرِ، وَاجْمَعْ لَهُ بِرَحْمَتِكَ الأمْنَ منْ عَذَابِكَ،
واكْفِهِ كل هَوْلٍ دُونَ الجَنَّةِ؛
اللّهمَّ
اخْلُفْهُ فِي تَرِكَتِهِ فِي الغابِرِينَ، وَارْفَعْهُ فِي
عِلِّيِّينَ، وَعُدْ عَلَيْهِ بِفَضْلِ رَحْمَتِكَ يا أرْحَمَ
الرَّاحِمِينَ" . |