14. Sûreleri Adlandırmak
Bakara sûresi, Âl-i İmrân sûresi, Nisa sûresi, Ankebût sûresi demek
caizdir; diğer sureler hakkında da hüküm böyledir; ve bunda
kerahet yoktur. Selefden bazısı demiştir ki, bu şekilde söylemek
mekruhtur. Ancak şöyle demelidir: İçinde "Bakara" anılan sûre,
içinde "Nisa" anılan sûre.... Diğer sûreler de böyle adlandırılır.
Fakat doğru olan önceki sözdür. Selef ve halef âlimlerin
çoğunluğunun sözü de budur. Bu konuda,
Resûlüllah
sallallahü aleyhi ve sellem'den
rivâyet edilen hadisler, sayılamayacak kadar çoktur. Ashâbdan ve
sonrakilerden olan nakiller de böyledir.
Yine, bu, Ebû Amr'ın
kıraatidir, İbn Kesîr'in kıraatidir, falanın kıraatidir, demek
mekruh değildir. Selef ve halef âlimlerin üzerinde inkârsız olarak
bulundukları mezheb budur.
İbrahim En-Nehâ'î den (Allah ona
rahmet etsin) nakledildiğine göre şöyle demiştir:
Öncekiler, "falancanın sünneti, falancanın kıraati" diye söylemesini
kerîh görürlerdi. Fakat doğrusu bizim anlattığımızdır. |
١٤- فصل: يجوز أن يقولَ: سورة البقرة، وسورة آل عمران، وسورة
النساء، وسورة العنكبوت،
وكذلك الباقي، ولا كراهة في ذلك؛
وقال بعض السلف: يُكره ذلك، وإنما يقال السورة التي تُذكر فيها
البقرة، والتي يُذكر فيها النساء، وكذلك الباقي، والصواب الأول، وهو
قولُ جماهير علماء المسلمين من سلف الأمة وخلفها، والأحاديثُ فيه عن
رسول اللّه
صلى اللّه عليه وسلم أكثر من أن
تحصر، وكذلك عن الصحابة فمن بعدهم؛
وكذلك لا يُكره أن يُقال: هذه قراءة
أبي عمرو، وقراءةُ ابن كثير
وغيرهما، هذا هو المذهب الصحيح المختار الذي عليه عمل السلف والخلف
من غير إنكار، وجاء عن إبراهيم النخعي رحمه اللّه أنه قال: كانوا
يكرهون سنّة فلان، وقراءة فلان، والصواب ما قدّمناه. |