4. KUR'AN OKUMANIN FAZİLETİ VE ADABI
Bilinmelidir ki, Kur’ân okumak, zikirlerin en faziletlisidir. Ancak
istenen, düşünerek ve ibret alarak olan okuyuştur. Kur’ân okumanın
bir takım edeb ve maksadları vardır. Ben bundan önce, bu konuda
bir kitab yazdım ki, özet olarak orada okuyucu ve okuma ile ilgili
edeb ve vasıfları güzel bir şekilde topladım. Hâfız ve kıraat ehli
olanların bundan habersiz kalmaları uygun olmaz. Ben bu kitabda,
kısa olarak o maksadlara işaret edeceğim. Bu hususta bilgi ve
açıklama isteyene, kanısı üzere delâlet ederek derim ki, tevfîk
Allah'tandır.
Fasıl:
Kur’ân okuyuşuna geceleyin, gündüz vaktinde, hazarda ve seferde devam
etmek uygundur. Selef için (radıyallahü
anhüm), Kur’ân’ı hatmetmek hususunda değişik ölçüler vardı.
Onlardan bir kısmı, her iki ayda bir defa hatim yapardı. Diğerleri
de, her ay bir hatim yapardı. Diğer bir kısmı ise, her on günde
bir hatim yapardı. Bazıları her sekiz günde bir hatim yaparlardı.
Bazısı da her yedi günde bir hatim yapardı. Selefden çoğunun
yapmış olduğu bu idi.
Selefden (ashâbdan) başkaları, her altı gecede, beş gecede ve dört
gecede bir hatim yaparlardı. Çok kimseler de üç günde ve bir günde
bir hatim yaparlardı. Bir gündüz ve bir gecede iki hatim yapanları
da vardı. Bazıları da, bir gün ve bir gecede üç hatim yaparlardı.
Bir gündüz ve bir gecede sekiz hatim yapmış olanlar vardı: Dör
hatim geceleyin ve dört hatim de gündüz...
es-Seyyid el-Celil ibn Kâtib Es-Sûfî,
(radıyallahü anh), geceleyin dört
ve gündüz de dört hatim yapanlardan biriydi. Gece ve gündüz
yapılan ibâdet ve zikirler bölümünde, bize rivâyet edilip ulaşan
haberlerin çoğu budur.
Büyük imam Ahmed el-Devrakî, tabi'î olan Mansûr ibn Zadan ibn Abbâd'a
isnad ederek rivâyet etmiştir ki, Mansûr öğle ve ikindi arasında
Kur’ân’ı hatmederdi, (radıyallahü anh).
Yine akşamla yatsı arasında bir hatim, ve Ramazan'da bir akşamla
yatsı arasında iki hatim yapardı ve biraz da ilâve ederdi. Onlar
Ramazan ayında yatsı namazını gecenin dörtte birine kadar
geciktirirlerdi.
İbnü Ebî Dâvud rivâyet eder ki,
Mücahid
(rahimehullah), Ramazan ayında
akşam ve yatsı arasında Kur’ân’ı hatmederdi. Bir rekâtta hatm
edenlerin sayısı sayılamıyacak kadar çoktu. Osmân ibn Affân, Temîm
Ed-Dârî, Said ibn Cübeyr
bunlardandır.
Daha doğrusu, insanların şahsî durumlarına göre bu hatim işi değişir.
Kur’ân'ın hikmet ve incelikleri üzerinde düşünmek isteyen kimse,
bu maksadına ulaşabilecek şekilde hatmi kısaltır. Yine ilim
neşretmekle ve müslümanlar arasındaki davaları çözmekle
yahut müslümanların umumi
işleriyle önemli din işleri üzerinde meşgul olan kimse,
kendisinden beklenen işler bozulmayacak ve aksatılmayacak şekilde
hatim yapmayı kısaltır. Fakat şu anılanlar kısmından olmayan
kimse, mümkün olduğu kadar hatmi çoğaltsın; ancak usanç haline ve
okuyuşta kelimeleri tekerleme durumuna sokmasın.
İlk devir âlimlerinden bir cemaat, bir gün ve bir gecede bir hatim
yapılmasını mekruh görmüşlerdir. Buna da,
Ebû Dâvud,
Tirmizî,
Nesâ’î ve başkalarının
Sünenlerinde sahîh bir isnadla yaptığımız şu rivâyet delâlet eder:
283- Abdullah ibn
Amr ibn'l-As'dan rivâyet
edildiğine göre demiştir ki,
Resûlüllah sallallahü aleyhi
ve sellem şöyle buyurdu:
"Üç günden az bir zamanda Kur’ân’ı okuyan (hatmeden), bir şey
anlayamaz."
Hatime başlama ve bitirme vaktine gelince, bu okuyucunun arzusuna göre
değişir. Haftada bir hatim yapan, Hazreti Osmân'ın yaptığı gibi,
cuma gecesinden başlayarak perşembe gecesi bitirmelidir.
İmâm Ebû Hâmid el-Gazâlî,
İhya'sında şöyle demiştir:
"En faziletli olan, bir hatmi geceleyin ve diğerini gündüz
tamamlamaktır. Gündüz hatmini, pazartesi günü sabah namazının iki
rekâtında yahut bundan sonra
yapmaktır. Gece hatmini ise, cuma gecesinde, akşamın iki rekâtında
yahut bundan sonra yapmalıdır ki, gündüzün evveli ve sonu
karşılanmış olsun."
İbn Ebî Dâvud, tabi'î
büyüklerinden Amr ibn Mürre'den
(radıyallahü anh) rivâyet ettiğine
göre, o şöyle demiştir:
Kur'ân'ın, gündüzün ve akşamın evvel vaktinde hatmedilmesini, Tabi'în
severlerdi.
Büyük İmâm Talha ibn Musarrif Et-Tabi'î den rivâyet edildiğine göre
şöyle demiştir: Gündüz hangi vakitte olursa olsun, Kur’ân-ı
hatmeden kimse üzerine, akşam oluncaya kadar melekler istiğfar
ederler ve geceden de hangi vakitte hatim olursa, sabahlayıncaya
kadar onun üzerine melekler istiğfar ederler (Allah'dan o kulun
bağışlanmasını dilerler). Mücahid'den de bunun benzeri rivâyet
edilmiştir.
284-
Sa’d ibn Ebî Vakkas'dan
(radıyallahü anh) rivâyet
edildiğine göre, şöyle demiştir:
“Kur’ân hatmi gecenin evveline rasgelirse, hatmeden üzerine
sabahlayıncaya kadar melekler istiğfar ederler. Eğer hatmi gecenin
sonuna rasgelirse, bir daha akşamlaymcaya kadar melekler ona
istiğfarda bulunurlar.'' |
٤- كتاب تلاوة القرآن
اعلم أن تلاوة القرآن هي أفضل الأذكار، والمطلوب القراءة بالتدبر،
وللقراءة آدابٌ ومقاصد، وقد جمعت قبل هذا فيها كتاباُ مختصراً (١)
مشتملاً على نفائس من آداب القرّاء والقراءة وصفاتها وما
يتعلق بها، لا ينبغي لحامل القرآن أن يخفى عليه مثله، وأنا أُشِيرُ
في هذا الكتاب إلى مقاصدَ من ذلك مختصرة، وقد دللتُ من أراد ذلك
وإيضاحه على مظنته، وباللّه التوفيق.
فصل:
ينبغي أن يحافظ على تلاوته ليلاً ونهاراً، سفراً وحضراً، وقد كانت
للسلف رضي اللّه عنهم عادات مختلفة
في القدر الذي يختمون فيه، فكان جماعةٌ منهم يختمون في كل شهرين
ختمة، وآخرون في كل شهر ختمة، وآخرون في كل عشر ليال ختمة، وآخرون في
كل ثمان ليالٍ ختمة، وآخرون في كل سبع ليالٍ ختمة،
وهذا فعل الأكثرين من السلف،
وآخرون في كل ستّ ليال، وآخرون في خمس، وآخرون في أربع، وكثيرون في
كل ثلاث، وكان كثيرون يختمون في كل يوم وليلة ختمة، وختم جماعة في كل
يوم وليلة ختمتين. وآخرون في كل يوم وليلة ثلاث ختمات، وختم بعضهم
في اليوم والليلة ثماني ختمات: أربعاً في الليل، وأربعاً في
النهار:
وممّن ختم أربعاً في الليل وأربعاً في النهار
السيد الجليل ابن الكاتب الصوفي (٢)
رضي اللّه عنه، وهذا أكثر ما بلغنا في اليوم والليلة.
وروى السيد الجليل أحمد الدورقي بإسناده عن منصور بن زاذان بن عباد
التابعي رضي اللّه عنه أنه كان يختم
القرآن ما بين الظهر والعصر، ويختمه أيضاً فيما بين المغرب والعشاء،
ويختمه فيما بين المغرب والعشاء في رمضان ختمتين وشيئاً، وكانوا
يؤخرون العشاء في رمضان إلى أن يمضي ربع الليل.
وروى ابن أبي داود بإسناده
الصحيح أنّ مجاهداً رحمه اللّه كان يختم القرآن في رمضان فيما بين
المغرب والعشاء.
وأما الذين ختموا القرآن في ركعة فلا يُحصون لكثرتهم، فمنهم عثمان بن
عفان، وتميم الدّاري، وسعيد بن جبير.
والمختار أن ذلك يختلف باختلاف الأشخاص، فمن كان يظهر له بدقيق الفكر
لطائف ومعارف فليقتصر على قدر يحصل له فهم ما يقرأ، وكذا من كان
مشغولاً بنشر العلم أو
فصل الحكومات بين المسلمين
أو غير ذلك من مهمات الدين والمصالح
العامَّة للمسلمين، فليقتصر على قدر لا يحصل له بسببه إخلال بما هو
مرصد له ولا فوت كماله، ومن لم يكن من هؤلاء المذكورين فليستكثْر ما
أمكنه من غير خروج إلى حدّ الملل أو
الهذرمة في القراءة.
وقد كره جماعة من المتقدمين الختم في يوم وليلة، ويدلّ عليه:
٢٨٣-
ما رويناه بالأسانيد الصحيحة في سنن أبي
داود والترمذي والنسائي
وغيرها، عن عبد اللّه بن عمرو بن العاص رضي
اللّه عنهما قال: قال
رسول اللّه
صلى اللّه عليه وسلم:
"لاَ يَفْقَهُ مَنْ قَرأ القُرآنَ فِي أقَلّ مِنْ ثَلاثٍ".
وأما وقت الابتداء والختم فهو إلى خيرة القارىء، فإن كان ممّن يختم
في الأسبوع مرّة، فقد كان عثمان رضي اللّه
عنه يبتدىء ليلة الجمعة ويختم ليلة الخميس، وقال
الإِمام أبو حامد الغزالي في
الإِحياء:
الأفضل أن يختم ختمة بالليل، وأخرى بالنهار، ويجعل ختمة النهار يوم
الاثنين في ركعتي الفجر أو بعدهما،
ويجعل ختمة الليل ليلة الجمعة في ركعتي المغرب
أو بعدهما، ليستقبل أوّل النهار
وآخره.
وروى ابن أبي داود عن عمرو بن
مرّة التابعي الجليل رضي اللّه عنه
قال:
كانوا يحبّون أن يختم القرآن من أوّل الليل
أو من أوّل النهار. وعن طلحة بن مصرف التابعي الجليل
الإِمام قال:
من ختم القرآن أية ساعة كانت من النهار صلّتْ عليه الملائكةُ حتى
يمسي، وأية ساعة كانت من الليل صلَّت عليه الملائكةُ حتى يُصبح.
وعن مجاهد نحوه. (٣)
٢٨٤-
وروينا في مسند الإِمام المجمع على حفظه وجلالته وإتقانه وبراعته أبي
محمد الدارمي رحمه اللّه، عن سعد
بن أبي وقاص رضي اللّه عنه قال:
إذا وافق ختم القرآن أول الليل صلّت عليه الملائكة حتى يصبح، وإن
وافق ختمه آخر الليل صلّت عليه الملائكة حتى يُمسي. قال
الدارمي: هذا حسن عن سعد. (٤) |
1. Kur’ân Okumak İçin Seçilen Vakitler
Bil ki, Kur’ân okumanın en faziletlisi, namaz içinde olan okuyuştur.
İmâm Şafii'nin ve diğerlerinin (Allah hepsine rahmet etsin)
mezheblerine göre, namazda Kur’ân okuyuşu ile kıyamı uzatmak,
secdeyi ve diğer rükünleri uzatmaktan daha faziletlidir.
Namaz dışındaki okuyuşa gelince, bunun en faziletli olanı gece
okuyuşudur. Gecenin son yarısında okumak da, evvelinden daha
faziletlidir. Akşamla yatsı arasında okumak da iyidir.
Gündüz okuyuşunda faziletli olan sabah namazından sonraki okuyuştur.
Kur'ân okumak hususunda mekruh hiç bir vakit yoktur, namaz
kılınması yasak olan vakitlerde de, Kur'ân okumak için bir kerahet
yoktur.
İbn Ebî Dâvud'un Muan ibn
Rüfa'a'dan, o da şeyhlerinden (Allah ona rahmet etsin) rivâyet
ettiğine göre, onlar ikindiden (ikindi namazından) sonra okumayı
mekruh gördüler ve dediler ki: Bu vakitteki okuyuş, Yahudi'lerin
ders vaktidir. Bu söz makbul değil ve bunun aslı da yoktur.
Günler içerisinde, cuma, pazartesi, perşembe ve Arefe günü seçilir.
Zilhicce ayının ilk on günü ve Ramazan ayının da son on günü, daha
faziletli olmalarıyle seçilirler. Aylar içinde de en faziletli
okuyuş, Ramazan ayına mahsustur. |
١- فصل: في الأوقات المختارة للقراءة،
اعلم أن أفضل القراءة ما كان في الصلاة، ومذهب
الشافعي وآخرين رحمهم اللّه:
أن تطويلَ القيام في الصلاة بالقراءة أفضلُ من تطويل السجود وغيره.
وأما القراءةُ في غير الصلاة فأفضلُها قراءة الليل، والنصف الأخير
منه أفضل من الأول، والقراءةُ بين
المغرب والعشاء محبوبة.
وأما قراءةُ النهار فأفضلُها ما بعد صلاة الصبح، ولا كراهة في
القراءة في وقت من الأوقات، ولا في أوقات النهي عن الصلاة.
وأما ما حكاه ابن أبي داود رحمه
اللّه عن مُعان بن رفاعة رحمه اللّه عن مشيخته (٥)
أنهم كرهوا القراءة بعدَ العصر وقالوا: إنها دراسة يهود،
فغير مقبول ولا أصل له، ويختار من الأيام: الجمعة، والاثنين،
والخميس، ويوم عَرَفَة؛ ومن
الأعشار: العشر الأول من ذي الحجة
والعشر الأخير من رمضان؛ ومن
الشهور: رمضان. |