1. İhrâm İftitah (Namaza Giriş) Tekbîri
Namaz ister farz olsun, ister nafile olsun, ancak "İhram = tftitah =
Namaza giriş" tekbîri ile sahîh olur.
İmâm Şâfi’î ve âlimlerin çoğuna göre, bu tekbîr namazdan
bir cüzdür ve namazın erkânlarından da bir rükündür. Ebû Hanîfe'ye
göre, bu şarttır, namazın zatından bir kısım değildir.
Bilmiş ol ki, tekbîr lâfzı "Allahü Ekber"
yahut "Allâhu Ekber" demekten ibarettir. Bu iki lâfız, hem
Şâfi’î hem
Ebû Hanife ve başkalarına göre
caizdir. İmâm Mâlik
ikinci lâfzı kabul etmemiştir.
İhtilâftan kurtulmak için birinci lâfızla namaza girmek
ihtiyattır.
Bu iki lâfızdan başkası ile tekbîr caiz olmaz. Eğer tekbîr, "Allâhu’l-azîm,
Allâhu'l-müteâl, Allahü a'zam, Allâhu e'azzü, Allahü ecellü",
yahut bunlara benzer lâfızlarla yapılmış olsa,
Şâfi’îye ve çoğunluğa göre
namaz sahîh olmaz. İmâm Azam'a
göre sahîh olur.
Bizim (Şafiî) mezhebe göre, "Ekberu'llahu",
dense, namaz sahîh olmaz. Bizim bazı imâmlarımız bu lâfızla da
namaz caiz olur; nitekim namazın sonunda "Esselâmü Aleyküm" yerine
çevirerek "Aleykümü's-selâm" demek caizdir. (Allahü Ekber, yerine
"Ekberu Allah" demek Şâfi’î
mezhebinde caizdir.)
İster Tekbîr lâfzı olsun, ister bundan başka zikirlerden biri olsun,
insan kendine işittirecek kadar telâffuz etmedikçe Tekbîr sahîh
olmaz; yalnız dilsizlik gibi bir engel bulunmadıkça... Biz bu
konuyu kitabın başındaki bölümlerde takdim ettik. İnsanda
dilsizlik veya böyle bir kusur bulunursa, gücü yettiği kadar
dilini depretir ve böylece namazı sahîh olur.
Arapça olarak tekbîr getirmeye gücü yeten kimsenin, yabancı bir dil
ile tekbîr getirmesi sahîh olmaz.
Fakat Arapça söyleyemeyen için bu caiz olur; ancak Arabçasını
öğrenmesi ona vâcib olur. Eğer öğrenmekte kusur yaparsa, namazı
sahîh olmaz. Böylece, öğrenmekte yapmış olduğu kusur boyunca
kılmış olduğu namazları kaza etmesi gerekir.
Bilinmelidir ki, sahîh ve muhtar olan
mezhebde, İhram (iftitah veya
namaza giriş) tekbîri uzatılmaz ve çekilmez; harfler arka
arkaya eklenerek çabukça söylenir. Çekilir denmişse de, doğrusu
evvelki sözdür. Diğer intikal tekbirlerine gelince, sahîh ve
muhtar olan mezhebde bu tekbirlerin, kendilerinden sonraki rükne
varıncaya kadar çekilişi müstehabdır.
Bunlarda da tekbîrin çekilemeyeceği söylenmiştir.
Eğer çekilmemesi gereken tekbîr uzatılır
yahut çekilmesi gereken tekbîr çekilmezse, namaz
batıl olmaz; lâkin fazilet
kaçırılmış olur.
Bilinsin ki, uzatma, lâfza-i Celâl'in "ALLAH" kelimesinin lâm
harfinden sonra olur, bundan başka yerde uzatma olmaz.
Fasıl:
İmâm için sünnet olan, cemaata işittirecek şekilde, hem ihram (iftitah)
tekbirini, hem de diğer tekbirleri sesli olarak söylemektir. İmâma
uyanların da, yalnız kendilerine işittirecek şekilde gizlice
tekbîr getirmeleri sünnettir. Eğer imâma uyan, yüksek sesle tekbîr
alsa, yahut imâm gizlice tekbîr
alsa, bunların namazları bozulmaz. Bununla beraber tekbîri tashîh
etmeye gayret göstermeli ve çekilme yerinden başka bir yerde
uzatılmamalıdır. Fakat "Allah" lâfza-i celâlinin başındaki hemze
çekilip uzatılırsa yahut "Ekber"
kelimesinin "ba" harfindeki fetha işba' edilerek "Ekbâr" şeklinde
okunsa, namaz sahîh olmaz.
Fasıl:
Bil ki, iki rekât olarak kılınan namazda onbir tekbir vardır. Üç
rekâtlı namazda onyedi tekbîr vardır. Dört rekâttı namazda da
yirmi iki tekbîr vardır. Çünkü bir rekât içinde, rükû için bir
tekbîr, iki secde ve secdeden kalkışta dört tekbîr ki, beş tekbîr
olur. İkinci rekât da böyle beş
tekbîr eder. Buna iftitah tekbîri eklendiği zaman onbir tekbîr
olur. Dört rekât, bunun iki misli bulunduğundan onunda içinde
yirmi iki tekbir bulunur. Ancak son iki rekât da iftitah tekbîri
olmadığından bunun yerini, birinci tehiyyata oturuştan kalkarken
alınan tekbîr doldurur ve böylece tüm tekbîrler dört rekâtlı
namazlarda yirmi dört tane olur.
Yine bilinsin ki, İhram tekbîrinden başka alınan bütün tekbîrler
sünnettir. Kasden veya yamlarak bunlar terkk edilirse, namaz bâtıl
olmaz, haram da olmaz. Yanılma secdesi de yapılmaz. Fakat İhram (îftitah)
tekbîri bunlar gibi değildir. Bunsuz namaz sahîh olmaz. Bunda
ittifak var, ihtilâf yoktur. En doğrusunu Allah bilir. |
١- باب تكبيرةِ الإِحْرام
اعلم أن الصلاةَ لا تصحّ إلا بتكبيرة الإِحرام فريضة كانت
أو نافلة. والتكبيرةُ عند
الشافعي والأكثرين
جزء من الصلاة وركن من أركانها. وعند
أبي حنيفة هي شرطٌ ليست من نفس الصلاة.
واعلم أن لفظ التكبير أن يقول: اللّه أكبر،
أو يقول: اللّه الأكبر، فهذان
جائزان عند الشافعي وأبي
حنيفة وآخرين، ومنع مالك
الثاني، فالاحتياط أن يأتي الإِنسان
بالأوّل ليخرج من الخلاف، ولا يجوز التكبير بغير هذين اللفظين. فلو
قال: اللّه العظيم، أو اللّه
المتعال، أو اللّه أعظم،
أو أعزّ،
أو أجلّ، وما أشبه هذا، لم تصحّ صلاته عند
الشافعي والأكثرين،
وقال أبو حنيفة: تصحّ. ولو
قال: أكبرُ اللّه، لم تصحّ على الصحيح عندنا، وقال بعض
أصحابنا: تصح كما لو قال في آخر
الصلاة: عليكم السلام، فإنه يصحّ على الصحيح.
واعلم أنه لا يصحّ التكبير ولا غيره من الأذكار حتى يتلفظ بلسانه
بحيث يسمع نفسه إذا لم يكن له عارض، وقد قدّمنا بيان هذا في الفصول
التي في أوّل الكتاب، فإن كان بلسانه خرسٌ
أو عيبُ حرَّكَه بقدر ما يقدرُ عليه وتصحُّ صلاته.
واعلم أنه لا يصحُّ التكبير بالعجمية لمن قدر عليه بالعربية،
وأما من لا يقدر فيصحّ ويجب عليه تعلّم العربية، فإن قصَّرَ في
التعلم لم تصحّ صلاته وتجب إعادة ما صلاَّه في المدة التي قصَّرَ
فيها عن التعلم.
واعلم أن المذهب الصحيح المختار أن تكبيرة الإِحرام لا تمدّ ولا
تمطّط، بل يقولها مدرجة مسرعة،
وقيل
تمدّ، والصواب الأول.
وأما باقي التكبيرات فالمذهب الصحيح المختار استحباب مدّها إلى أن
يصل إلى الركن الذي بعدها،
وقيل
لا تمدّ، فلو مدّ ما لا يمدّ أو ترك
مدّ ما يمدّ لم تبطل صلاته، لكن
فاتته الفضيلة.
واعلم أن محلّ المدّ بعد اللام من اللّه ولا يمدّ في غيره.
فصل:
والسنّة أنَّ يجهر الإِمام بتكبيرة الإِحرام وغيرها ليسمعَه
المأمومُ، ويسرّ المأموم بها بحيث يُسْمِعُ نفسه، فإن جهر المأموم
أو أسرّ الإِمام لم تفسد صلاته،
وليحرص على تصحيح التكبير، فلا يمدّ في غير موضعه، فإن مدّ الهمزة من
اللّه، أو أشبع فتحة الباء من أكبر
بحيث صارت على لفظ أكبار لم تصحّ صلاته.
فصل:
اعلم أن الصلاة التي هي ركعتان شُرِع فيها إحدى عشرة تكبيرة، والتي
هي ثلاث ركعات سبع عشرة تكبيرة، والتي هي أربع ركعات اثنتان وعشرون
تكبيرة، فإن في كل ركعة خمس تكبيرات: تكبيرة للركوع، وأربعاً
للسجدتين والرفع منهما. وتكبيرة الإِحرام، وتكبيرة القيام من
التشهد الأول.
ثم اعلم أن جميع هذه التكبيرات سنّة لو تركها عمداً
أو سهواً لا تبطلُ صلاتُه ولا تحرم
عليه ولا يسجد للسهو، إلا تكبيرة الإِحرام فإنها لا تنعقد الصلاة إلا
بها بلا خلاف، واللّه أعلم. |