بِسْمِ اللَّهِ
الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ
قُلْ هُوَ
اللَّهُ أَحَدٌ (١)
اَللَّهُ
الصَّمَدُ (٢)
لَمْ يَلِدْ
وَلَمْ يُولَدْ (٣)
وَلَمْ يَكُنْ
لَهُ كُفُوًا أَحَدٌ (٤) |
Kul hüve’l-lâhü
ehad. Allâhü’s-samed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû
küfüven ehad.
Rahmân (ve) rahîm
(olan) Allah’ın ismiyle.
112/1. (Ey Resûlüm,
“Allah'ın nasıl bir varlık olduğunu bize açıkla.” diyen o Kureyş'e)
de ki: O, (ezelî ve ebedîdir. Varlığının öncesi ve sonu
yoktur. Bütün kemal sıfatlara sahip ve her türlü noksanlıktan
uzak, münezzeh bir) Allah'tır. (Yüce zâtı, yaratılmışlara
hiçbir yönden bezemez. O Allah,) birdir (ortağı ve
yardımcısı yoktur).
112/2. (O) Allah,
Samed'dir (zeval bulmayan, yok olmayan bir bâkîdir, dâimîdir).
(Her varlık, O’na muhtaçtır. Fakat O, hiçbir şekilde hiçbir şeye
muhtaç değildir. Her şey onun mahlûkudur, yaratığıdır).
112/3. O, (çocuk)
doğurmamış ve (bir anneden veya her hangi bir varlıktan)
doğmamıştır. (Eşi, oğlu ve kızı da yoktur. Yaratılmış bir
varlığın var olması ve üremesi ile ilgili olarak akla gelebilecek
her türlü düşünce, sıfat ve ihtimallerden uzaktır.)
112/4. Hiçbir şey, O’nun dengi
(ve benzeri) değildir. |