8 Sarf (Sarraflık) Sarf: İki tarafın para olduğu bir alış veriştir. O halde eğer gümüşü gümüşle veya altını altınla satarsa ancak tartı bakımından eşit olurlarsa caiz olur. Velev ki ayarı ve el emeği bakımından farklı iseler de. Daha ayrılmazdan evvel iki paranın ayni mecliste verip alınması lâzımdır. Eğer altını gümüşle satarsa, fazla vermek caiz olur; fakat derhal ve aynı mecliste iki paranın verip alınması lâzım gelir. Eğer sarf muamelesinde daha iki para veya birisi alınmazdan evvel ayrılırsalar âkid bozulur. Sarraflık parasını almazdan evvel sarfetmesi caiz olamaz. Tahmini olarak altını gümüşle satmak caiz olur. Donatılmış ve süsü elli dirheme müsavi olan bir kılıcı yüz dirhemle alan kişi, fiyatın elli dirhemini peşin verirse alışveriş caiz olur. Her ne kadar beyan etmezse bile o verilen para, kılıçta bulunan gümüşün karşılığıdır. Eğer «Al bu elli dirhemi ikisinin parası yerinde» desa yine o para gümüşün karşılığı olur. O meclisten ayrılınca, bir şeyler verip almazsalar, hem hülye (süs) ve hem de kılıç hakkında muamele, hülyenin kılıçtan ayrılması kılıca zarar getirirse bozulur. Şayet zarar getirmeksizin ayrılırsa kılıç hakkında âkit caiz, ancak hülye hakkında ise batıl olur. Gümüşten yapılmış bir kabı, (gümüş veya altınla) satın alıp paranın bir kısmını aldığı bir kısmını almadığı halde ayrılırsa alınmamış miktar hakkında âkid bozulur, ancak alınmışın hakkı sahih olur ve kab aralarında müşterek (ortak) olur. Eğer satıştan sonra kabın bir kısmının başkasının malı olduğu tebeyyün ederse, alıcı serbesttir; dilerse geri kalan kısmı pahasıyla kabullenir, dilerse geri çevirir. Eğer külçeden bir parça satın aldıktan sonra, bir kısmının başkasının malı olduğu anlaşılırsa geri kalanı, hissesiyle alır ve cayamaz. İki dirhem ile bir altını, iki altın ile bir dirheme değiştirirse, alış verişi caiz olur. Cinslerin her birisi diğer cinsin karşılığı olur. Kim ki on bir dirhemi, on dirhem ile bir altına satarsa alışveriş caiz olur; on dirhem benzerlerinin karşılığıdır, bir altın ise bir dirhemin karşılığı olur. İki saf bir karışık dirhemin, iki karışık bir saf dirhemle değiştirilmesi, câiz olur. Dirhemlerde çoğu gümüş ise gümüş sayılırlar, dinarlarda çoğu altın ise altın sayılırlar, saf gümüş ve altınlarda itibar olunan fazlasıyla satılmanın haramlığı, bu çoğu gümüş ve altın olanlarda da itibar olunur. Eğer fazlaları katışık madde ise, dirhem ve dinarlar (altınlar) hükmünde değildir. O halde katıştıkları, cinsleriyle fazla olarak satılırlarsa caiz olur. Katışık parayla, bir malı satın alırsa sonra o para geçmez olursa ve halk onunla muameleyi terkederse İmam-ı Azam’a göre bu alışveriş bozulur. Ebû Yusuf (rahmetüllahi aleyh) «Alışveriş için günü kıymeti ne ise onu vermelidir» dedi. İmam-ı Muhammed (rahmetüllahi aleyh): «En son olarak halk onu kaça bozarsa onu vermelidir.» buyurdu. Belirtmese dahi, geçer pullarla (paralarla) alışveriş caiz olur. Eğer geçer değilse belirtmeksizin onunla muamele caiz olamaz. İmam-ı Ebû Hanife (rahmetüllahi aleyh) nezdinde, birisi geçer para ile satarsa bilâhare o para tedavülden düşerse alışveriş bâtıl olur. Kim ki, bir şeyi fulusun yarım dîrhemiyle satın alırsa alışveriş caiz olur, bir fulustan yarım dirhemle satılan bir şeyin öbür tarafa vermesi lâzım gelir. Kim ki sarrafa tam bir dirhem verip “Bu dirhemin yarısıyla bana fulus (ufak para) ver, diğer yarısıyla bir tanecik eksik olmak suretiyle yarım dirhem ver.” dese İmam-ı Ebû Hanîfe'ye göre hepsinde de alışveriş fasit olur. Ebû Yusuf ve Muhammed dediler ki, “Fuluslar hakkında alışveriş caiz, diğer kısım da bâtıldır. Eğer «yarını dirhemlik fulus, (bozuk para) ve ikinci yarımı da bir tane (para) eksik olarak bana ver» dese alışveriş caiz olur. O fuluslar ve bir tanesi eksik olan yarımı, bir dirhemle satın almış oluyor.” |