9 Ziraatler Ve Meyvelerin Zekâtı İmam-ı Âzam diyor ki, odun, kamış ve otlar hariç yeryüzünün bitirdiği her ürünün azında ve çoğunda, nehir veya yağmur suyu ile sulandığı takdirde onda bir vardır. (On tenekede bir teneke zekât vardır.) İmam-ı Ebû Yusuf ile Muhammed dediler ki: “Ancak meyvesi (bir sene ilâçsız olarak) dayanan bitkilerde beş vask'a vardığı zaman onda bir vardır.” Vask: Resulullahın (aleyhis-salatü ves-selâm) sâiyle (ölçek) altmış sâ'dır (bin kırk dirhemdir) . İki imama göre, sebzelerde (yeşilliklerde) onda bir yoktur. İki kavle göre de, kova, dolap veya hayvan sırtıyla sulanan meyve ve ziraatın yirmide biri verilir. Ebû Yusuf (rahmetüllahi aleyh) ölçü ile değil de tartıyla satılan zâferan ve pamuk gibi nesnelerde «Eğer kıymetleri, ölçü ile satılanların en ucuz cinsinin beş vaskina tekabül ederse kendilerine de zekât vacip olur» der. İmam Muhammed dedi ki: “Eğer yerden alınan mahsul, nevinin takdir olunduğu en büyük ölçüyle beş misline yetişirse onda bir vacîp olur. O halde pamuk beş yük (her yük üç yüz ırak batmanıdır) olarak itibar olunur. Zâferanda beş batman (bir batman yirmi altı vâkîyedir) olarak itibar olunur.” Bal, üşürlü araziden elde edildiğinde ister az, ister çok olsun onda biri zekâta verilir. Ebû Yusuf dedi ki; bal on zikkeye (tulum) varmadıkça zekâtı yoktur.(Tulumun değeri elli Irak batmanıdır.) İmam Muhammed (rahmetüllahi aleyh) dedi ki; Beş ferak'a varmadıkça zekâtı yoktur. Her ferak otuz altı batmandır. Haraç düşen araziden çıkan şeylerde onda bir zekât yoktur. (Bu arazide sadece haraç vardır.) |