Geri

   

 

 

İleri

 

9 Teyemmüm

Bir kimse, misafir olduğu halde veya şehir haricinde olup, şehir ile bulunduğu yerin arasında bir mil (dört bin adım) yahut daha fazla mesafe bulunursa ya da suyu bulabiliyor da, ancak hastadır suyu kullandığı takdirde hastalığının zîyadeleşeceğinden veya cünüp olan şahıs soğuk su ile yıkandığı takdirde öleceğinden veya hasta düşeceğinden korkarsa, o zaman temiz toprak ile teyemmüm eder. Teyemmüm: iki vuruştan ibarettir. Birisiyle yüzünü, diğeri ile iki ellerini dirsekleriyle beraber mesheder. Cünüplük ve abdestsizlik için teyemmüm etmek aynidir. (Aralarında herhangi bir fark yoktur.) Ebû Hanife ve İmam-ı Muhammed'e göre toprak, kum, taş (tozu), kireç, alçı, sürme ve zırnık gibi yerin cinsinden olan her şeyle teyemmüm etmek caizdir. Ebû Yusuf'a göre ancak toprak ve kumla olabilir.

Teyemmümde niyet etmek farzdır. Abdestte ise müstehaptır. Abdesti bozan her şey teyemmümü de bozar. Ayrıyeten kullanılmasına kudreti yettiği takdirde suyun görünmesi de teyemmümü bozar. Teyemmüm ancak temiz toprakla caiz olabilir. Başta suyu bulamayıpta vaktin sonunda bulmasını ümit eden bir kimseye namazı vaktin sonuna doğru geciktirmek müstehap olur. Eğer o vakit suyu bulursa, abdest alıp namaz kılar, bulmadığı takdirde teyemmüm eder. Bir teyemmümüyle istediği kadar farz ve nafile namazı kılabilir. (Şafîlere göre ancak bir farzı kılabilir bir teyemmümle.)

Şehir içinde olsa dahi, cenaze hazır olduğu zaman, o cenazenin velisi olmayan kimse için hasta olmasa bile, teyemmüm etmek caiz olur. Eğer abdest almakla meşgul olduğu takdirde cenaze namazının fevt olacağından korkarsa, derhal teyemmüm ederek cenaze namazını kılar.

Abdest almakla meşgul olduğu takdirde bayram namazının fevt olunmasından korkarsa yine teyemmüm ederek namaz kılar. Cuma namazına gelen, abdestle meşgul olduğu takdirde namazının geçmesinden korkarsa bile teyemmüm etmez, ancak abdest almak mecburiyetindedir. Cumaya yetişirse kılar, yetişemezse öğle namazını dört rekât olarak kılar. Bunun gibi vaktin darlığından dolayı abdest alıncaya kadar vaktin çıkmasından korkarsa bile teyemmüm etmez, ancak abdest alıp namazını kaza olarak kılar.

Ebû Hanife ve İmam Muhammed (rahmetüllahi aleyh) göre, misafir, yanında suyun olduğunu unutup teyemmüm ederek namazım kıldıktan sonra (daha vakit varken) suyun olduğunu hatırlarsa (yeniden abdest alıp) namazı tekrar etmesi lâzım gelmez. Ebû Yusuf ise, «Bu şahıs namazını tekrar edecektir.» dedi. (Çünkü ihmarkarlık yapmıştır,)

Teyemmüm edenin zannına (aklına) suyun yakın olduğu galip gelmezse, suyu aramak lâzım gelmez. Su bulacağını ümit eden bir kimsenin suyu aramaksızın teyemmüm etmesi caiz olmaz.

Eğer yol arkadaşında su varsa teyemmüm etmezden evvel suyu istemesi lâzımdır, vermediği zaman teyemmüm edip namazını kılar.