Geri

   

 

 

İleri

 

12- Ölüm Hastalığında İnsanın Diyeceği Şeyler, Sekeratta Üzerine Okunacak ve Telkin Edilecek Şeyler ve Kişi Öldüğü, Gözünü Kapadığı Zaman Söylenecek Şeyler

İmam-ı Ahmed, fbn-i Ebi'd-Dünya ye Deylemî, Ebi'd-Derda (Ra-diyallahu anh’dan rivayet ettiklerine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ::;

(Ölünün başında Yasin-i Şerif okununca Allah Ona ölümü ko­laylaştırır.) diye buyurmuştur.

Ma'kil b. Yesar (radıyallahü anh) ’dan rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

(Ölünüzün başında Yasin'i okuyun,) buyurmuştur.

İbn Hibban, demiş ki;

Ölüden kasıt, ölüme yaklaşan kişi demektir. Yoksa ölüye okunmaz.(1)  

İbn Ebi Şeybe ve Mervizi, Câbir Bin Zeyd radıyallahü anh) den rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:

Ölüye okuyun.

Kişi ölüme yaklaştığı zaman başında Ra'd Sûresinin okunmasını müstehap görüyorlardı. Çünkü bu, Ondan zorlukları giderir, Ruhunun alınmasını hafiflendirir ve halini kolaylaştırır.

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'in hayatında ölü ölü­me yaklaştığı saat içinde şöyle denilir idi:

(Yâ Rabbi filan oğlu falana mağfiret et. Yatacağı yeri hoş kıl, kabrini geniş eyle. Ölümden sonra, ona rahat ver, onu peygam­berine kavuştur. Kendisine sahip ol, ruhunu sâlihlerin ruhları içine yükselt. İçinde, sağlık daimi olan, yorgunluk ve zafiyet bulunma­yan bir âlemde bizi birleştir,) denilir ve Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'e salavât getirilirdi.

Ruhu alınıncaya kadar, bu şekil tekrar ediliyordu.

İbn Ebi Şeybe ve Mervizi, Şa'bi'den rivayet ettikleri; şöyle demiştir:

Ensar Ölünün başında Bakara suresini okurlardı.)

Ebû Nuaym, Katâde radıyallahü anh’dan rivayet göre, ettiğine göre o:

(Kim Allah'a karşı takvalı ise Allah ona bir çıkış kılar) (2)  mea­lindeki âyette geçen (çıkış) tan nıaksad dünya şüphelerinden, ölü­mün sıkıntısından ve kıyamet günündeki duraklardan kurtuluş de­mektir,) demiş.

Müslim Ebi Said'den rivayet ettiğine göre:

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Ölünüze’Lâilahe illallah'ı telkin ediniz,) buyurdu.

İbn Hıbban, demiştir ki, ölüden kasıd ölüme yaklaş demektir.

Kişi de-Muâz b. Cebel (radıyallahü anh’dan rivayet edildiğine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Kim ki son sözü Lâilahe illallah olsa o cennete girer.)

Beyhakî, Şuâb-ı İman'da İbn Abbâs (radıyallahü anh) ’dan’ri­vayet ettiğine göre:

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Çocuklarınıza ilk olarak Lâilahe illallah'ı telkin ediniz. Çünkü, ilksöz ü ve son sözü (Lâilahe illallah) olan kişi, b. sene yaşasa, hiç­bir günahtan sorguya tutulmaz.)

Beybakî demiş ki (Bu garip bir haberdir. Bunu ancak bu isnad-la yazdık.) -

Ebu'l-Kasım el-Kuşayri, Emali'sinde, Ebu Hüreyre (radıyallahü |anh) ’dan merfuan (3)  rivayet ettiğine göre:

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: (Hastalarınız ağır lastiği zaman onlara -Lâilahe illallah) ı söyle­meğe zorlamayın, onlara onu söylemelerini telkin edin. Çünkü hiç bir münafık bu kelime ile hayatına son vermiş değildir.)

Abdullah b. Ebi Evfa (radıyallahü anh) ’dan rivayet edildiğine göre:

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ’a bir adam geldi:

— Yâ Resûlallah, biraz ilerde bir adam ölüme yaklaştı, ona (Lâilahe illallah) telkin ediliyor, (ama) o söyleyemiyor, dedi.

Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) buyur­du:

— Bu kelimeyi hayatında söylemiyor muydu?

— Evet, dediler. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— Öyle ise, neden Ölümünde söyleyemiyor, deyip kalktı. Biz de onunla beraber kalktık. Adama gittik. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— Ey genç (Lâilahe illallah) söyle, buyurdu. O:

— Söyleyemiyorum, dedi,

— Neden, buyurdu.

Dedi:

— Anama karşı geldiğimden. Buyurdu:

— Anan sağ mı?

— Evet, dedi.

Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— Anasını çağırın, buyurdu. Çağırdılar, geldi. Rasûlüllah (sallalâhû aleyhi ve sellem) ona buyurdu

— Bu oğlun mu?

— Evet, dedi. Buyurdu:

— Buna şefaat etmediğin zaman biz bunu yüksek sıcaklıkta bir ateş içinde yaksak nasıl görürsün?

Kadın:

— Ona hakkımı helâl etsem ne olur, dedi. Rasûlüllah sallallahü aleyhi ve sellem:

— Allah ve biz de şahidiz ki sen oğluna hakkını helâl ethn. Kadın:

— Evet, ben oğlumdan razıyım, dedi.

Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) :

— Ey genç (Lailahe illallah) söyle, buyurdu.

Genç de:

(Laiahe illallah,) dedi.

Bunun üzerine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve selem) :

— Benimle onu ateşten kurtaran Allah'a hamd olsun, diye bu­yurdu.

İbn Asakir, Abdurrahman el-Muharibi'den rivayet ettiğine gö­re, şöyle demiştir: . .

Bir adama ölüm gelmiş, ona demişler ki, ’Lailahe illallah' söyle, demiş: ’söyleyemiyorum, bir gurupla arkadaş idim, bana Ebu Bekir ve Ömer radıyallahü anhüma’ya sövmeyi teşvik ediyorlardı.

Ebû Ya’la ve Hâkim sahih bir sened ile Talha ve Ömer radıyallahü anhüma’dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demişlerdir:

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den işittik diyor. (Ben bir kelime biliyorum, kişi ölüm anında onu söylediği zaman, ruhu cesedinden çıkarken ruhunda bir rahatlık görür. Kıya­met gününde o kelime ona bir nur olur. (İlla) lafzını söylediği za­man, Allah sıkıntısını giderir, rengini açar ve kendisi de (Laüahe illallah) in onu nasıl sevindirdiğini, selâmladığını görür.)

Ebu Hüreyre (radıyallahü anlı) 'dan rivayet edildiğine göre Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle diyordu:

(Melek'ül-mevt, ölümde olan bir adama gelmiş, bütün azasını açmış, onda bir hayır görememiş. Sonra çenesini açmış, bakmış, dili damağına yapışık olarak “Lailahe illallah” diyor. Bunun üzerine o, bu ihlas kelimesiyle onu af etmiş.)

Ebû Nuaym, Ferkad es-Senci'den rivayet ettiğine göre şöyle de­miştir:

(Kul ölüme yaklaştığı zaman, soldaki melek sağdaki meleğe ar­tık ondan in, der. Sağdaki melek der ki, inmiyorum. Umulur ki, (Lailahe illallah) der. Onu da yazarım.)

Taberanî, Evsat kitabında, Ebû Hüreyre ve Ebû Said el-Hudrl (radıyallahü anhümâ) ’dan merfuan şöyle rivayet etmiştir:

(Kim ölüm anında, (Lailahe illallah,) Allahü ekber velâ havle velâ kuvvete illa billahi’l-aliyyi'l-azim, dese ebede kadar ateşin yak­masından mahfuz kalır.)

Hâkim Sa'd İbn Ebî Vakkas radıyallahü anh’dan rivayet et­tiğine göre:

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) : (Size Allah'ın ism-i azamini öğreteyim mi? İşte O, Yûnusun duası: (Lailahe illa ente sübhâneke inni küntü mine'z-zâlimin) dir.

Herhangi bir müslüman ölüm başladığında bunu kırk sefeıj| söy­lese ve o hastalıkla Ölse ona bir şehid ücreti verilmiş olı|ür. Şayet kurtulsa mağfiret edilmiş olarak kurtulur,) buyurdu.

Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) ’dan merfuan rivayet ec ildiğine göre:

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) ona:

(Yâ Ebâ Hüreyre, hak bir şeyi sana söyleyeyim mi? Kim ilk has­talıktan yattığında onu okusa Allah onu ateşten kurtarır. Ben (evet) dedim. O buyurdu:

(Allah birdir. Öldüren dirilten O'dur. O ezeli ve ebedidir. Her­kesin ve her tarafın Rabbidir. Paktır. Bütün hallere karşı yapılan bütün güzel hamdlar O'na mahsustur. Zat ve sıfatı mukaddes ve yücedirler. Kudreti her tarafı istilâ etmiştir) de ve şöyle duâ et i

(Yâ Rabbi! Eğer ruhumu almak için beni hasta etmişsen ru­humu, senden Cennet kazananların ruhları içine dahil et, onları ateş­ten kurtardığın gibi beni de ateşten kurtar.)

İşte şayet bu hastalıkta ölsen Allah'ın rızasına kavuşup ve cennetine gidersin, eğer günahların varsa da Allah onları afveder.

İbn Asâkir, Ali b. Ebi Tâlib radıyallahü anh’dan rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'den işittim şöyle diyor:

Bâzı kelimeler ki kim ölümünde onları söylese Cennete girer. O kelimeler şunlardır:

Üç sefer, üç sefer.

(Bütün kâinat, elinde olan öldürüp dirilten, gücü her şeye ye­ten Allah her kusurdan münezzehtir.) bir sefer.

Ebû Hüreyre (radıyallahü anh) ’den rivayet edildiğine göre, Rasûlüllah (sallalâhû aleyhi ve sellem) Allah'dan şöyle nakletmiştir:

(Mümin kulumu ruhunu aldığımda bana hamdetmesi benim yanımda bütün hayırlar kadar yüksektir.)

Beyhakî, Şuab-ı İman'da, İbn Abbas (radıyallahü anh) 'dan ri­vayet ettiğine göre;

Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu s

(Müminin ruhu, vücudundan çıkarken Allah teâlâ’ya hamdeder.)

Saîd b. Mansûr, kendi Sünen'inde, Mervizi, Müslim ve İbn Ebi Şeybe, Ümmü'l-Hasan'dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir:

Ümmü Seleme radıyallahü anhâ'nın yanında idim. Yanma bir insan geldi. Filân kişi ölüyor, dedi. Ümmü Seleme dedi: Çık, öleceğini gördüğün zaman ona;

(Selâmun alel mürselin vel hamdü lillâhi Rabbilâlemin) de.

Taberanî, Evsat kitabında, Ebi Bekrete'den rivayet ettiğine göre, şöyle demiştir:

ResûlullaJı (sallallahü aleyhi ve sellem) Ebû Seleme'nin yanı­na girdi, sekeratta idi. Gözünü açtığı zaman Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) elini uzatıp gözünü kapattı. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) onun gözünü kapattığı zaman, evdekiler bağırma­ya başladılar. Rasûlüllah (Sallalâhû aleyhi ve sellem) onları sus­turdu ve buyurdu:

(Ruh çıktığı zaman göz onu takip eder. Melekler ölünün yanı­na gelip evdekilerin dediklerine âmin derler.) Sonra Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle devam etti:

(Yâ Rabbi! Ebû Seleme'yi hidâyete ermişlerin katma yükselt. Onun yerinde, zürriyetine sahip ol. Kıyamet gününde bizi ve onu mağfiret et...)

Hâkim, Şeddat b. Evs (radıyallahü anh) ’dan rivayet ettiğine göre; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: (Ölünün yanma geldiğiniz zaman gözünü yumunuz. Çünkü göz ruhu takip eder. Ve o zaman hayırlı şeyler söyleyin, çünkü melek­ler evdekilerin duasına âmin derler.)

Beyhakî, Şuâb-ı İman'da ve Ebû Nuayin, Hilye'de, Mücahid|den rivayet ettiklerine göre İbn Abbas ona şöyle demiştir:

(Abdestsiz hiç bir zaman yatma. Çünkü ruhlar, alındıkları va­ziyette dirilirler.)

Taberanî, Enes (radıyallahû anh) 'dan rivayet ettiğin© göre; Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu:

(Kim abdestli iken kendisine ölüm meleği gelse ona şeh âdet mer­tebesi verilir.)

Mervizi, Ebû Bekir b. Abdillah el-Müzeni'den rivayet ettiğine göre şöyle demiştir:

(Bir ölünün gözünü yumduğun zaman "Bismillahi ala milleti Rasûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) " de.) (4)

(2)  Talak, 2

(3)  Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) 'a kadar varan bir senedle